A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kairos ve Khronos

Kategori Kategori: Felsefe | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Metin Bobaroğlu | 19 Aralık 2008 05:52:52

Bugün değerler konusunu farklı bir boyutu ile ele almayı düşünüyorum. Birçok yönden bakıyoruz değerlere, değerleri işliyoruz. Felsefeden bakıyoruz, bilimden bakıyoruz, sanattan, modern dünyadan, çağdaş yaşamdan, geçmişteki toplumların ekinlerinden bakıyoruz.

Her anlamda bilgilenmeye ve onları karşılaştırmaya çalışıyoruz. Zaman zaman da “Kadim Bilgelik” üzerine vurgu yapıyoruz.

Biraz kendi hazinemizin, üzerine oturduğumuz kültürün farkına varalım diye “Anadolu Bilgeliği” deyimini çoğu zaman “Kadim Bilgelik” deyimi yerine kullanırım, bilirsiniz. Anadolu bir kültürler beşiği, uygarlıklar beşiği ve içinde çok zengin bir değerler sistemi var gerçekten. Onu keşf edelim, ortaya çıkartalım diye böyle kullanıyorum. Çok vurgu yapınca sanki Anadolu coğrafyasıyla sınırlı oldu, giderek öyle anlaşılmaya başlandı.

Kadim kavramı, eski demek değil; belli bir dönem ve mekânla sınırlı olmayan bir kavram. Hani Grekler iki zaman Tanrısından söz eder ya! Kairos ve Khronos. Khronos, tarihin tanrısıdır. Kronoloji kavramı bundan doğmuş. Tarih içindeki olayların tanrısı. Zeus’un babası. Zeus, Khronos’tan doğdu. Zamandan doğdu, tarihsel. Oğullarını yermiş.

Bir de Kairos var biliyorsunuz. O da zaman tanrısı mitolojide. Ama Kairos, Khronos gibi tarihin içine girmez. Tarihte yaşayan bir tanrı değildir. Kairos bizim kadim bilgelikte “An” dediğimiz bir zamanı anlatır. An bir nokta, ama geçmiş, gelecek, şimdi onda gizlidir. Kadim, kairosun zamanı.

Zamanla ilgili kavramlar; örneğin: Ân, Zaman, Dehr, Vakt, Vetire vb. gibi. Ân: zati; Zaman: sıfatî; Dehr: zuhurla ilgili; Vakt: olgusal;  Vetire: süreçle ilgili zaman kavramlarıdır.

Kadim bilgelik yaşanmışın bilgisiyle ilgilidir. İnsan yaşamamışsa neyi anımsayacak. Bir sözcük, bir sözcüğü çağrıştırabilir. Ama bir hal yoksa sizde, onu nasıl çağrıştıracak. (zikir; anma),

Şefkati hangi kitaptan öğrenebilirsiniz? Mümkün mü? Sözcüklerle hallerin buluştuğu bir dilden söz ediyorlar. Örneğin Kur’ân’ın tefsiri var, ayetleri olaylarla ilişkilendirerek, betimleyerek anlamak (Khronos’a ait). Bir de tevil var. Tevil ilmi hiçbir olaya gönderme yapmıyor. Kairos’un dünyası, Ayan-ı sabite’lerle ilgili, arketiplerle ilgili. Doğanın cevherleri ile ilgili, insan varlığının özleri ile ilgili... Etimolojik bir yöntemle kelimelerin köküne giderek anlam üretme ilmi... Zaman ötesi bilme...Çünkü, her varlık, kendini hal diliyle ifade eder. Tevil, ontolojik bir ilimdir.

Zikir ne demek? İki anlamı var. Birisi tekrar demek, ikincisi anmak, hatırlamak demek. Hatır kavramı başlı başına vahiy denen sistemin bir unsurudur. Çünkü zikr etmek, hatırlamaktır. Kadim bilge Platın’un da idea’ların hatırlanmasıyla ilgili bir yaklaşımı var, biliyorsunuz. İdea’lara, ayan-ı sabite olarak, İbn-Arabi’de rastlıyoruz, Kur’an-ı Kerim’de de, “esma-ül hüsna” (güzel isimler). Onlar öğrenilmezmiş, hatırlanırmış, neden? Çünkü, bunlar insanın varoluşunun sıfatları, nitelikleri (fıtri). Her ismin (vird; mantra) düşüncedeki sesi, bir kuvvet ve bir enerji taşıyor.. İnsanda var olan yetileri açığa çıkarıyor. Böylece ayet (delil) niteliği kazanıyor. Kelime halle bitişiyor. Logosun bir anlamı da budur: hal taşıyan bilgi. Herakleitos’daki logos, bu anlattığım bütün hikayeyi anlatır.

Kadim bilgeliğin önemli kaynaklarından biri Hermes (İdris) Tri Megistes (üç kez bilge)dir. Hermes, üç alemi tevhid ediyor. Semavi (Aton), Arzi (Atum; Atom), Ruhi (Amon). Sen kalbindeki, Amon’a kavuşursan, Ra (Nûr), bir çağlayan gibi her yeri kaplar (Amon-Ra). Anımsayalım, Kur’an-ı Kerimde “Allahu nûru semavati vel arz” (Allah yerlerin ve göklerin nurudur) demiyor mu? Am, sevgi demek. Amrak, sevimli; Amor, Amon-Ra dan gelir, yani Aşk. On; kozmos, Varlık. Am-On; Kozmik Sevgi, Varlık Sevgisi. Ra; Nûr. Am-On-Ra; Kozmik Sevgi Güneşi. Ra-Abba;Nûr Baba

Burada tevhîd, Ra (nûr) ile olanaklıdır. Aton-Ra, Atum-Ra, Amon-Ra. Görüldüğü gibi “Ra” ortak terim. Rabb (Ra Abba), rabıta (religare) yı yapan, yani kozmik varlıkları tevhide (birliğe) getiren, Ra; Nûr; Sevgi’dir. Ra’ya kavuşan. Varlık bütünlüğüne kavuştu demektir. Artık onun ilâhı olmaz (Lâ ilâhe). Orası, Sukûn mertebesidir (kimsenin dönmez dili). Orada “sekine” vardır.

Allah’ın kitabını okuyoruz, başka bir kitap yok, yani doğa kitabı. Doğa, değişik enerji katmanlarında oluşuyor. Bu katmanların her birinde bir enerjinin dönüşümlerini gözlüyoruz. Peki, bu dönüşümlerde, bütün bu katmanlarda olan logos her birinde ayrı bir ilke ile yasalaşır. Ama hepsinin birliği RA.

Kadim bilgeliğin Hermetik versiyonu, Yahudi tasavvufu, Musa ile Mısır’dan çıkmış, birkaç aşamadan sonra yine Mısır’a dönmüş ve İskenderiye’de Philon’un öğretisinde dışa vurulmuştur. Bir sonraki dönemde, Endülüs’te oluşan Kabala ve Zohar öğretisi, daha sonraki Tasavvuf akımlarını derinden etkilemiştir.

Yahudi Tasavvufuna Hidayetin Tasavvufu da denir. Hûda, Hadi, Hidayet.  Buna bağlı olarak, Yahûdi , “hidayete eren” demektir. Tarihte, Yahuda sıptıyla karıştırılarak, “Yahûdi”, bir kavmin adı sanılmış ve bugün de böyle bilinmektedir.

Yaşam ağacında her küre ‘spher’ diye adlandırılır. İbranice’si, sefira, Yaşam ağacının, semavi yanı. Onun için yıldızlarla simgeleştirilmiş. Sema da yıldızlar, semavi. Bu semavi, gök falan değil. Bakın şimdi Kur’an-ı Kerim’de, ya da Arap dilinde “feza” gök demektir, “sema” değil. Feza dediğiniz zaman, bildiğiniz gök. Ama sema,dediğiniz zaman semi’den gelir. “Semi” duymak, işitmek demek. “Şema İsrael, Adonai elohim, Adonai Ahad” (işit ey İsrael, Rab Allah’tır; Rab Tektir). İsmail sözü de oradan gelir, Şmail. Duymak, işitmek, vahy. Bu işitmek, semavi düzen içinde yani “semi’na” dan, bu terimleri fazla açmıyorum, sadece vurgulayarak geçiyorum. İleride işinize yarar.

Şimdi ağacın incelemesine geçelim:

Keter (yaşam ağacında, en üstteki küre), taç demek. Şimdi bu keter noktasında, Musa’yı anımsatayım size. “Ben olan Ben” “Ehye aşer Ehye” demişti Musa. Özdeşlik ilkesi. Bu sefira, keter, taç, “ben olan ben”, tacımız bu efendim. Süleyman’ın krallık tacı bu. Hani, Musa Sina dağında (Horeb) Rabb’ine sordu, dedi ki;”Ya Rab, gittiğim zaman kavm bana soracak. Seni kim gönderdi? Ben onlara ne diyeceğim?” Ve Rabb ona dedi ki; “Git onlara de, beni, “ben olan ben” gönderdi”.

Bunun yürüyüş tarzı sevgili dostlarım, bu hareketli bir sistem. Böyle donuk bir şema değildir. Şimdi bu hareket, zim zum diye anlatılır. Şimşek gibi diyor. Zim, zum. Bir elektrik akışı. Ve bu elektrik akışı, keterden Malkut’a, malik olma noktasına, malik olunan noktaya kadar, bir doğasal açılımdan bahsediyoruz. Tasavvufta buna inzal (iniş) diyoruz. Doğa inzal oldu, Allah’ın kitabı inzal oldu. İnzal olmak, enerjinin en latif halinden yoğunluğa doğru gitmesi demek oluyor... Hani diyordu ya Einstein, doğadaki nesneler yoğunlaşmış enerjidir. İnmek, inzal olmak, tenezzül etmek bu.

Üç sütundan bahsediliyor burada. Orta sütun, sol sütun, sağ sütun.. İniş bu iki sütun üzerinden olmakta, çıkış miraç, orta sütundan. Bunun olabilmesi için, şurada noktalarla gösterilen ve boş olan bir küre var. Diğerlerinin hepsi dolu, bu küre boş. Buradaki küreleri saydığınız zaman on tane küre var. On emir bu on küre ile ilgili. Şeriat, yani insan olmanın yasaları.

Malkuth’dan çıkış olabilmesi için (miraç), Yesod’dan orta sütunu izleyerek, Tipheret (güzellik; ahenk) üzerinden, Kether’e çıkılacak. Yani insan,  Lahut’undan, kendi en latif ışımasından yoğunlaşıp inzal oldu. Şimdi ise, kendi kitabını okuyacak. Lahût’a gidecek (rücû).

Kether’den Chokmah’a geldik. Chokmah bilgelik, hikmet... Burada entelekt köprüsü üzerinden, entelekya, bu köprü üzerinden, sırat-ı müstakim’den Binah’a; anlayışa geçilir. (Entelekya diyor Platon; Tanrısal görüyü yapan akıl. Platonun entelekyası Cebrail yani zorunluğun aklıdır). Binah, yapı demek esasında. Yapının olması için, anlama diyoruz, anlayış. Anlayışa geldiğinde yapının bilgisi..

Yapının bilgisi şuura geldi mi; hikmet, bilgelik o zaman açığa çıkar. Yani Yahudi tasavvufunda da hikmet, bilgelik faal aklın işidir. Faal akıl, sürekli gelişen değişen bir özneyi söylüyor. Binah; anlayış; irfan, yansıtıcı akıl. Simgesel olarak “ayna” da denir. Varlık Binah’ta tecelli (zuhur değil) eder; kavranır.Chesed, mercy, merhamet, şefkat, duyguların âlemi. Chesed, iniş süreçlerinde, merhamettir, cömertliktir, hoşgörüdür. Yükselişte (çıkışta) Aşk olur. Gevurah merhameti sınırlayan, onu ölçüye getiren sephira’dır. Gevurah, Din, Ölçü, Adalet, Disiplin demektir. Her bilim, bilinmek için kendi disiplinine (adaletine) gereksinir. Adalet farkındalık değil midir? (Furkan). Farkındalık (ayırt etme) olmazsa, adalet olmaz. Faruk, fark eden, ayırt eden. Furkan, Kur’an demek değildir. Kur’an farkı tevhit etmek, okumak demektir (şuuruna varmak). Tipheret altı ilişki ile ortaya çıkıyor (Mühr-ü Süleyman). Tipheret, Rahman’la Rahim’in buluştuğu yer, Bismillahirahmanirrahim’dir. “İnne-hu min Süleymane, ve inne-hu Bismillahirahmanirrahim”, Tipheret, güldür, kalplerin kalbidir. Günlük benliğin yani kişiliğin arkasındaki “Ben”. Yunus Emre’nin dediği gibi; Süleyman var, Süleyman’dan içeru”, “Bir ben vardır bende, benden içeru”. Nezah zafer, bilmenin kontrol edildiği yer. Self kontrol (zafer tacı giymek). İnsanın kendi istenci ile kendi meleklerini, kendi kuvvetlerini ve kendi melekelerini, yetilerini kontrol ettiği zaman, zafer tacını giyer. Hod ihtişam, görkem, izzet. Yesod temel, asıl, bütün sephira’ları kapsayan bir komplekstir. Vücut tevhide geldi mi, özgür hücre yaratır. Sperm, özgür hücredir (organize değil). Sperm bir nokta, daha doğru deyişle, “Yod”; bütün doğa onda içkindir (İmmanent). Genesis (yaratılış), Genetik (gen bilimi), genler, “levh-mahfuz” (korunan levhalar). Tora; Tanrı kitabı genlerde yazılı. Yesod, temeldir, asıldır. Bütün sefiraları, bütün sıfatları, Emsa-ül Hüsna’nın tamamını kendinde barındırır. Öyle bir tohumdur ki, ektiğiniz zaman yine sureta insan çıkar. Bütün özellikler orada vardır. Yesod, ayna içindeki aynadır. Yesod seksüel saflığın kaynağıdır.

Bir insanın kendi gerçek değerlerini, diğer insanlara verebilmeleri, yansıtabilmeleri ancak tipheret (güzellik) üzerinden olabilir (ahlâk güzelliği). Niteliksel! Çünkü, insan nitel bir varlıktır. Bir insanın kendi hakiki değerlerini, diğer insanlarla paylaşabilmesinin yolu ancak tipheret’ten geçer.

Malkuth malikiyet, egemenlik, krallık. Varoluş burada tamamlanır. İnzal tamam oldu. “Kitap inzal oldu”. Kabala’ya göre, Tanrı’nın madde içindeki varlığı olan “Şehina” malkuth’tadır.

Ahad, bir nokta ama bir cihan, göz bebeği...     


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 7 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

ümit yılmaz { 18 Ekim 2009 02:00:47 }
Metin beyin makalelerini okurken son derece organik olan bir yapılanma dikkatimi çekiyor. Her şeyi öylesine içiçe ,bağıntılı ve birbirinden ayrılamaz bir biçimde gözlerimiz önüne seriyor ki bu bana bir varlık birlik ve bütünlüğünün ispatı olarak yansıyor.Bu yüzden bu yazıları okurken sanki kendi varlığımın örtük kalmış tüm güzellikleriyle karşılaşmış gibi sevinç duyuyorum.Bu yazlılar öylesine bir bütünlük içinde yapılanmışki ,bu yüzden tüm varlığımıza özgürce nüfuz edebiliyor ve bana şunu düşündürüyor'!( " Bu yazıları kim yazıyor... O mu ?, yoksa benmi ?... yoksa her ikimizide aşan bir şeymi ? ) Sanırım bu sorununu pekde önemi yok ,ama bu durum duyulan şaşkınlık insana büyük bir haz veriyor.
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git