A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Tüketicileştiremediklerimizden misiniz?

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 15 Kasım 2008 04:36:50

Dolabınızda 40 tane gömlek varken son günlerde alışverişe çıkıp üç beş gömlek daha almadınız mı? Plazma veya LCD televizyonlar vitrinlerde boy gösterirken siz halâ eski model televizyonunuzun karşısında mı uyukluyorsunuz? O güzelim, pırıl pırıl yeni model arabaların boy gösterdiği sergiye gidip hangi yeni arabayı alacağınıza karar vermediniz ve halâ o demode külüstürü mü kullanıyorsunuz?

Kenarları eprimiş koltuk takımınızı atıp halâ yenisini almadınız mı? Bulaşıklarınızın halâ elle yıkamaya devam mı ediyorsunuz, bir bulaşık makineniz bile mi yok?  Halâ “zaten kaç kişiyiz ki, bu ev bize yeter de artar bile” deyip daha büyük bir eve taşınmayı red mi ediyorsunuz?  Yaklaşan Noel ve yeni yıl için alacağınız hediyelere yüklüce bir miktar para ayırmadınız mı?  Halâ o ucunda ufak bir kırık olan tabakları mı kullanıyorsunuz, yeni bir kristal bardak takımı almadınız mı?  Kristal avizeniz de mi yok?  Yoksa karınıza veya sevgilinize şöyle birkaç bin dolarlık bir pırlanta yüzük te mi almadınız?  Ne demek paranız yok?  Kredi kartınız da mı yok? 
-ciğercinin kedisinden sokak kedisine—
açlıktan bahsediyorsun.
demek ki sen komünistsin.
demek bütün binaları yakan sensin.
istanbul’dakileri sen...
ankara’dakileri sen...
sen ne domuzsun sen.
demiş Orhan Veli üstadımız.  Tamam, tamam, belki komünist değilsiniz ama dünyanın bugün içinde bulunduğu mâlî krizden siz sorumlusunuz, bozguncusunuz.  Hadi ondan sorumlu değilsiniz diyelim, ama dünyanın bu krizden kurtulmasına destek vermemekten mutlaka ve mutlaka siz sorumlusunuz.  Hemen çıkın, alışveriş yapın, tüketin tüketin, tüketin ki piyasalar canlansın, talep artsın, talep artınca üretim artsın, üretim artınca da iş olanakları artsın, işsiz kalmayın.  Sonra işimi kaybettim, işsiz kaldım diye yanıp yakılırsanız kimse sizi dinlemez, çünkü bunun sorumlusu sizsiniz.
 
Bu çark böyle döner.  Paranız varsa harcayacaksınız, yoksa borca gireceksiniz, borcu ödemek için çalışacaksınız, “baba”nın dediği gibi “borç yiğidin kamçısıdır” çünkü.  Ve de hepimiz biliyoruz ki insanoğlu, yapısı gereği tembeldir, kamçılanmadan pek te öyle çalışmaya teşne değildir.  Siz çalışıp para kazanmazsanız, satın alınacak bunca şeyi kim alacak?  Kim sizi çalıştırıp zengin olacak sonra?  O insanlar zengin olacak ki yatırım yapsınlar, size cicili bicili şeyler, ya da alengirli elektronik zamazingolar ürettirip yine size satabilsinler, daha çok kâr edebilsinler, çark dönmeye devam etsin.  Borca gireceksiniz ki, her sabah yatak sefası yapmak ya da vaktinizi keyfinizce harcamak dururken, ya da ne bileyim plaja gidip yan gelip yatmak varken kalkıp işe gidebilesiniz, o angut patronun, ya da ebleh müdürün ağız kokusunu çekip 24 saatinizin en az 8 saatini o hiç sevmediğiniz işte harcayabilesiniz.
 
Siz insan değilsiniz, siz yaratıcı değilsiniz, siz bir tüketicisiniz, bunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmamalısınız.  İnsanlığın kurtuluşu –bırakın canım kapitalizm falan lâflarını- serbest piyasa ekonomisindedir.  Serbest piyasa ekonomisi sayesinde açlar doyurulacak, çıplaklar giydirileceklerdir.  Biz yoksul ülkelerin gelişmesinden, zenginleşmesinden yanayız.  Zenginleşsinler ki satacağımız şeyleri alacak paraları olsun.  Ama ürettikleri hammaddeler ne yazık ki dünya piyasasında pek fazla para etmiyor ve biz bunları ucuza kapatıyorsak kabahat bizim mi?  Piyasa herşeye kâdirdir, fiyatları vallah billâh biz belirlemiyoruz, serbest piyasa belirliyor.  Ne yâni, komünist olalım da devlet mi belirlesin?  İşimiz zor, biz de biliyoruz.  Bir yandan o garibanlar da kristal avizeler, son moda elbiseler alsın istiyoruz, öte yandan üretim için, ürettirdiklerimizden doğru dürüst kâr edebilememiz için bize gerekli olan hammaddelerin fiyatlarının düşük olması gerekiyor.  Bu dengeyi tutturmak kolay değil elbette.  O yüzden en fiyakalı üniversitelerimizde çetrefil grafikler çizebilen, piyasa ekonomisinin feriştahını bilen, bilimsel ve siz garibanların katiyen anlayamayacağı sözcüklerle neden boka saplandığımızı bir güzel açıklayabilen uzmanlar yetiştiriyoruz.  Ücretlerin fazla artmaması gerekiyor ki, kârımız kısıtlanmasın, paramız artsın, daha çok yatırım yapıp daha fazla iş olanağı yaratabilelim.  Biz keyfimize için mi, yatımız, Rolls Royce’umuz için mi kâr etmek istiyoruz sanıyorsunuz?  Toplumun çıkarı için elbette.  Kâr etmezsek kim yatırım yapıp size hergün küfrederek gittiğiniz iş olanakları sağlayacak?  Elbette kâr etmeye, kârımızı artırmaya çalışacağız ama ücretler çok düşük olursa bu sefer de tüketici fazla birşey tüketemeyecek.  Bizler, serbest piyasa ekonomisinin havarileri olarak, buna da dâhiyâne bir çözüm bulduk.  Borç, kredi!  Çalışan tüketicilere mebzul miktarda, mâkûl faizlerle kredi sağlanmakta, ve de bu, tüketicilerin refahına büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır.  Ama insanoğlu dediğin açgözlü.  Allah öyle yaratmış, biz ne yapalım?  Sanki yağma Hasan’ın böreği!  Kredi var diye kalkıp altından kalkamayacakları borçlara girmişler, e sonra da ödeyemez duruma gelmişler.  Şimdi de kendi açgözlülüklerini bir kenara bırakmışlar, sistemi sorgulamaya kalkıyor bu kendini bilmezler.  Faizler yüksek diye mi ödeyememişler?  Tefecilik mi yapıyormuşuz? 


Hadi canım!  Faiz oranlarını biz belirlemiyoruz ki, piyasa belirliyor.  Adam olsaydınız da fazla borca girmeseydiniz.  Ne yâni, size faizsiz borç mu verecektik, valideniz hanımefendi güzellik kraliçesi mi?  Otlak mı burası?  Zaten aklınız olsaydı ya gider Harvard’da okurdunuz, bize danışman olurdunuz ya da banker, borsa simsarı falan olurdunuz.  Ne yapalım, Allah size o kadar akıl vermiş.  Gidin, çalışın, fazla ücret istemeyin, tüketin, borca girin.  Daha çok çalışın, daha çok borca girin, daha çok tüketin!
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı
Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.

Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor
Suriye nasıl kutsallaştırıldı? Suriyeliler umutlu olabilir mi?
Penguen ve foklara da vergi uygulaması…

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke

Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.
Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil

KURBANIM BUGÜN
KAZ DAĞI
GÜNÜN HABERİ
NE İSEN O
KILAVUZ KARGA

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git