A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

    p a z a r   |   n i s a n   6, 2025  
   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Livaneli ve Baykal'ın açıklamaları ...

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Haberci | 25 Temmuz 2007 02:53:06

Baykal, Erdoğana milletvekilliği yolu açarken, kesinlikle ;İki ayda gider demediğini söyledi. İddiayı ortaya atan Zülfü Livaneli ise Herhalde hafızası kendisini yanıltıyor, çünkü bu konuda tanıklar var dedi ve Baykala unuttuğu şartını hatırlattı.

CHP lideri Deniz Baykal’ın, Tayyip Erdoğan’la milletvekilliğinden önce gizli bir görüşme yaptığı, daha sonra milletvekilliği yolu açmasına tepki gösterenlere de “İki ayda giderler” dediğini yazan Zülfü Livaneli, Baykal’ın bu iddiayı “kesinlikle” reddetmesine rağmen ısrarlı. Livaneli, “Hafızası yanıltıyor, çünkü tanıklar var” dedi.

Baykal, basın toplantısında gazetecilerin soruları üzerine, Tayyip Erdoğan’ın parlamentoya girmesine yol açmakla iftihar ettiğini, bunu demokrasinin gereği olarak önemsediğini, karşı çıkanları önemsemediğini söyledi.

Baykal, şöyle dedi:
“Ama, 2 ay sonra perişan olacağı, iflas edeceği düşüncesiyle bunu yaptığımı kimse söyleyemez. Hiçbir zaman böyle bir şey söylemedim. Çok yanlış, çok tehlikeli bir çarpıtma. Kesinlikle bu doğrultuda bir tek cümlem yoktur. Hangi ihtiyaçtan kaynaklandığını, belki herkesin bulabileceği, yapay, haksız bir değerlendirme. Bugün gelinen noktayı, o zaman fırsat verildi diye değerlendirmek ise çok sığ, demokrat olmayan bir yaklaşım.”

Livaneli ise, Baykal’ın bu sözleri üzerine şöyle dedi:

“Bugün sayın Baykal genel olarak benim köşemde söylediklerimi yalanlamadı. Bir tek ‘İki ay içinde giderler, demedim’ dedi. Herhalde hafızası kendisini yanıltıyor, diye düşünüyorum. Çünkü bu konuda tanıklar var. O yüzden yazdıklarımı kabul etmiş olmasına sevindim.

BAYKAL TÜRKİYE’Yİ DEĞİŞTİRECEK ŞARTI UNUTTU
“Sayın Baykal, ‘Benim demokrasi anlayışımın gereği idi ve bu kadar oy almış bir parti başkanı Meclis’e girmeliydi’ diyor. Bu doğru ve ben de buna itiraz etmiyorum, Zaten benim konum da bu değildi. CHP’nin o dönemde bir şartı vardı; dokunulmazlık kalkmadan, anayasa değişiklik teklifinize onay vermem, diyordu. Baykal’ın birden bire o şarttan vazgeçmiş olması her şeyi değiştirdi. Çünkü eğer dokunulmazlık önce kaldırılsaydı ve Tayyip Erdoğan’ı milletvekili yapan Anayasa değişikliğine sonra gidilseydi, Erdoğan dahil olmak üzere birçok milletvekili ve bakanın yargılanmaları devam edecekti. Bu da Türkiye’de bir çok şeyi değiştirecek, belki de Erdoğan başbakan olamayacaktı. Esas konu budur.

YÖNTEMLER ANTİDEMOKRATİKTİ
“Bir de ayrıca yöntemler de demokratik değildi. Bir milletvekili istifa ettirildi, Siirt’teki bir sandıkta seçim heyeti tam oluşmamış gibi sudan bahanelerle seçim iptal edildi. Ve oradan bir milletvekili seçildi. Bunlar da antidemokratik uygulamalardı ve orada bir zorlama söz konusu idi.”

Livaneli yazdı: Baykal-Erdoğan gizli görüşmesi

Geçen dönem CHP’den istifa eden, bu dönem aday olmayan eski CHP milletvekili Zülfü Livaneli, bugünkü köşe yazısında Deniz Baykal’a seslendi. Livaneli, Baykal’a 2002’de Beylerbeyi’nde Tayyip Erdoğan’la yaptığı gizli görüşmeyi hatırlattı. “Bu gecenin tanıkları var” diyerek Önder Sav, Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk’ü sayan Livaneli, “Belki bazıları sizden korkar ve tanıklık etmez ama bir kısmı da bu sözlerin doğru olduğunu açıklar” diye ekledi.

“Deniz Bey, o fotoğrafı çıkarıp bakmanın zamanı geldi!” başlıklı yazısında Livaneli, şöyle diyor:

“Seçimler öncesi CHP’ye zarar vermemek için bildiğim birçok konuyu içime gömerek sustum, bundan sonra da bu parti ve liderine ilişkin hiçbir şey yazmayacağım. Çünkü bir faydası olacağına inanmıyorum.

Ama bu konudaki son yazımda size bir tanıklığımı aktarmak zorundayım. Bunu bir borç olarak görüyorum.

“İKİ AY DAYANAMAZ” DEMİŞTİNİZ

Deniz Bey lütfen hatırlayın: 19 Aralık 2002 tarihinde karlı bir Ankara gününün akşamında Mehmet Sevigen’in evindeydik.

Ben Cumhurbaşkanı ile görüşmeden geliyordum. Abdullah Gül başbakandı, Tayyip Erdoğan’ın ise Meclis’e girme umudu kalmamıştı.

Cumhurbaşkanı Sezer bir gün önce, Tayyip Erdoğan’ın “milletvekili olmadan başbakan olma” önerisini reddetmişti. Türkiye’nin kaderi o akşam o evde değişti, çünkü siz “Tayyip Erdoğan başbakan olacak!” diye tutturdunuz.

Sizi “Çok tehlikeli bir oyun bu!” diye uyaran parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız, “Hayır!” dediniz “İki ay dayanamaz. Göreceksiniz iki ay dayanamaz.”

Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim: “Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan’ın yerine seçtiği siyasetçi; arkasında Amerika, Avrupa desteği de var. Program Türkiye’yi ılımlı İslam cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek; tam tersine, bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek.”

İki ay dayanamaz iddianızı, “Görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz, ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar.” tezine oturttunuz.

Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz.

O zaman ben sizin Tayyip Erdoğan’la seçim öncesinde Beylerbeyi’nde gizlice buluştuğunuzu ve bir anlaşma yaptığınızı bilmiyordum.

Bu gecenin tanıkları var: Önder Sav, Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk.

Belki bazıları sizden korkar ve tanıklık etmez ama bir kısmı da bu sözlerin doğru olduğunu açıklar. Yani tanıklar var. Ötekiler de söylemese bile içten içe bunun doğru olduğunu bilir. Siz de bilirsiniz.

Tartışmanın sonunda dediniz ki: “Bu gece birbirimizin fotoğrafını çektik. İki ay sonra çıkarıp bakalım. Ama rotuş yapmadan. Hangimiz haklı çıkmışız?”

ERDOĞAN’LA BEYLERBEYİ’NDE GİZLİ BULUŞMA
Şimdi, 2007 seçimlerinin ardından o fotoğrafı cebinizden çıkarıp bakın Deniz Bey.

Ve düşünün; Meclis grubunda “Erdoğan’ı başbakan yapıyor diyorlar. Evet yapıyorum. Var mı itirazı olan!” diye bas bas bağırmanıza değdi mi?

Erdoğan’la Beylerbeyi’nde gizlice buluşmaya ve size oy veren milyonları hiçe sayarak gizli anlaşmalar yapmanıza değdi mi? (Deniz Bey, biliyorsunuz ki bu gizli buluşmanın da tanığı var.)

Başbakan olmak, elbette Erdoğan’ın demokratik hakkıdır. Ama bunun için olağanüstü çaba harcamak CHP’nin birinci görevi değildir. Üstelik dokunulmazlık kaldırılmadan.

Bir milletvekilinin mazbatasını iptal ettirip, Anayasa’yı değiştirip, grubu baskı altına alıp, Siirt seçimlerini es geçip Erdoğan’ı meclise sokmak ve dokunulmazlık zırhına kavuşturmak için verdiğiniz canhıraş çabanın yüzde birini partiniz için verseydiniz sonuç bambaşka olurdu. Size o gün söylediğim gibi, Türkiye’nin kaderini değiştirdiniz.

Deniz Bey; sözlerimde en ufak bir çarpıtma varsa çıkıp söyleyin. “Öyle değildi. Böyle konuşmadık.” deyin.

Genel Sekreterinizin ve en yakınlarınızın tanık olduğu bu konuşmayı inkâr edin. Ya da başınızı önünüze eğin ve tarihin hakkınızda vereceği yargıyı düşünün.

Deniz Bey; çok ağır şeyler yazdığımın farkındayım. O akşamki tartışmaya kadar bir dostluğumuz vardı, bunları yazmak istemezdim.

Ama hem duruma doğru teşhis koyamamanız, hem de aşırı derecede inatçı olma huyunuz yüzünden hepimizi tehlikeye attınız.

“YAKIN DOSTUNUZ MELİH GÖKÇEK”
Tayyip Erdoğan’ın yüzde 34 oyla meclisin üçte ikisini ele geçirmesinin manivelası oldunuz.

Daha önce Refah Partisi’nin belediyeleri ele geçirmesi de sizin oyları bölmeniz sayesinde gerçekleşmişti..

Tayyip Erdoğan’ların ve yine çok yakın dostunuz olan Melih Gökçek’lerin en büyük şansı sizdiniz. CHP’nin ise en büyük şanssızlığı oldunuz.

Bu ülkenin sola şiddetle ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bütün uyarılarımıza rağmen partiyi sağa çekmekte, Kürtlerden, Alevilerden, solculardan ayırmakta ısrarlı oldunuz.

Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Fikri Sağlar, Ercan Karakaş, Mehmet Moğultay, Seyfi Oktay, Celal Doğan ve daha birçok sosyal demokratla el ele tutuşup halkın karşısına çıkmanız gerekirken; eski MHP’lileri, eski ANAP’lıları, idamla yargılanmış sağcı militanları parti vitrinine çıkarmakta ısrar ettiniz.

Size defalarca “Bir şeyin aslı varken kopyasına kimse bakmaz!” dememize rağmen, sol politikaları değil, MHP çizgisini tercih ettiniz.

Sağcıları ve sekreterinizi Meclis’e sokarken, İsmet Paşa’nın Avrupa Konseyi’nde komisyon başkanı olma başarısını gösteren torunu Gülsün Bilgehan’ı Meclis dışında bıraktınız.

İnanın ki bunları yazarken samimi olarak üzülüyorum. Keşke haklı çıkmasaydım, keşke sizin tahminleriniz doğrulansaydı diyorum ama durum ortada.

Yazık oldu Deniz Bey, hem size, hem partinize, hem de size inanan temiz yürekli sosyal demokratlara.

Artık bundan sonra istifa etseniz de bir etmeseniz de. Bad-el harab-ül Basra!


Yazısıyla ilgili çok sayıda tebrik mesajı, birkaç tane de “Niye daha önce söylemedin” diye sitem mesajı aldığını anlatan Livaneli, bu olayı daha önce yazdığını, ancak tam seçimden önce hatırlatıp CHP’ye zarar vermek istemediğini belirtti.

CHP: İDDİALAR GERÇEKDIŞI
CHP lideri Deniz Baykal’ın iddiayı reddetmesinin ardından, CHP İletişim Koordinatörü Baki Özilhan da bir açıklama yaparak, “Baykal’ın 3 Kasım seçimlerinin ardından başbakanlığı öncesinde Erdoğan’la gizlice buluştuğu ve bir anlaşma yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu” bildirdi.

Özilhan şöyle dedi: “Genel Başkan Deniz Baykal, ne seçim öncesi ve ne de Sayın Erdoğan Başbakan olmadan önce, ne Beylerbeyi’nde, ne de başka bir yerde AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile herhangi bir görüşme yapmıştır. Böyle bir görüşme yapılmadığı için, Sayın Erdoğan’ın ne hukuki durumu, ne de özel konumuna ilişkin bir değerlendirme yapmıştır.”



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




Yüzlerce öğrenciden ABD'yi terk etmeleri istendi.
Avrupa'da İmamoğlu çıkmazı: Çıkarlar mı değerler mi?
Ayaktayız
YÜRÜYÜŞ SÜRÜYOR
'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…

Trump'ın politikaları ABD'nin 50 eyaletinde protesto ediliyor.
Dünyadaki boykotlar: Kim neyi hedef aldı?
Trump üçüncü kez başkan olabilir mi?
CHP İmamoğlu ve erken seçim için imza kampanyası başlattı
ABD'de ulusal güvenlik skandalı ile gündeme gelen Signal nedir?

Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”
Canberra yenilenebilir enerjiye geçişi nasıl başardı?

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN
Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi
Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!
Türkiye OECD’de gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu 4. ülke
2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.

Kakao Endüstrisinde Çocuk İşçiliği: Tadı Kadar Tatlı Değil
Dan O’Dowd, Tesla’nın Zehirli Kültürü, Başarısız Abartı ve BYD’nin Yükselişi Üzerine
ANALAR(IMIZ) SİZLER ÇOK YAŞAYIN
Amerika dış yardım yumuşak gücünden vazgeçiyor mu?
Zelenski: Kolezyum Politikasının Kurbanı

HİTLER Diye Biri
ZAMANI VAR
TASARRUF
DUR YOLCU
EMRİ HAK VAKİ

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git