A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yazı Tura

Kategori Kategori: Ekonomi | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 21 Eylül 2008 07:42:37

"Yazı gelirse sen kaybediyorsun, tura gelirse ben kazanıyorum". İmza: Falanca finans şirketi. Tüketim toplumunun yarattığı açgözlülüğü, sahip olma, daha çoğuna, daha yenisine sahip olma itisini ancak borçlanarak tatmin edebiliyoruz. Son rakamlara göre örneğin bir Japon, Tayvan veya Kore vatandaşı, tasarrufunun yarısı kadar borçlanıyor.

ABD’deki oranı bilmiyorum ama bu, Avustralya’da her bir dolar tasarrufumuza karşılık 2 dolar borcumuz var. Çoban Sülü’nün “borç yiğidin kamçısıdır” sözünü hatırlıyorum.  Yiğit miyiz, değil miyiz bilmiyorum ama borcun sırtımızda bir kamçı olduğu gerçek.  Borcu olmak belki pek sorun değil, çalışır öderiz diyoruz ama bunun bir de faizi var.  Örneğin ev sahibi olmak için aldığınız her 100.000 dolara karşılık 20-25 yıl içinde 300.000 ile 400.000 dolar arası para ödüyoruz. 
 
 
Eski usul “çocuklarım yetişip elleri ekmek tutunca bana bakarlar” yaklaşımı da çöpe atıldığından ve aldığımız emekli maaşından bir de kira verirsek ihtiyarlığımızda köpek mamasına muhtaç kalmamak için başımı sokacak bir evim olsun dediğimizden kazığı yiyoruz.  Ve siz bu 300-400.000 doları ödeyinceye kadar evim dediğiniz ev aslında bankaya ait.  Banka da bunu kendi malvarlığı olarak göstererek bunun karşılığında daha fazla kişiye borç veriyor. 
 
 
Bu senaryo, yazı gelmesi durumu için geçerli.  Ömür boyu çalışıp bankaları zengin ediyorsunuz.  Ama bir başka senaryo daha var.  İlâhî iradenin tecellisi olarak görülen kapitalist sistemde bir de ücretleri düşürerek kârı azamîye çıkarma çabası var (Küçük Coni’nin “Çalışma Seçenekleri” yasasını hatırlayın).  Ya da yeni teknoloji kullanıyoruz denerek sizi kapının önüne koymaları durumu da var.  Bu sefer ev borcunuzu ödeyemeyecek duruma geliyorsunuz.  Zararın neresinden dönersem kârdır diyerek evi satmaya kalkıyorsunuz. 
 
 
Ama sizin gibi binlerce kişi bunu yapınca ev fiyatları düşüyor, evi satsanız bile borcu karşılayamayacak duruma düşüyorsunuz, finans şirketi eve el koyuyor.  (Buraya kadarki senaryo için Jim Carrey’nin “Fun with Dick and Jane” adlı komedisini seyretmenizi salık veririm).  Evlerin değeri düşünce de evin yüksek değerine karşılık daha fazla borç veren finans şirketinin bilançosu tepetaklak oluveriyor.  Devletin her türlü müdahalesine karşı çıkan, herşeyin çözümünün özelleştirmeden geçtiğine inanan ve “babalar gibi” halkın malını satan sağcı ideologlar bu sefer “aman devlet baba imdadıma yetiş” diye haykırışıyorlar. 
 
 
Bu büyük şirketler iflâs ederse borç üzerine kurulu tüm sistem iflâs edecek.  “Kâr edersem bana, zarar edersem devlete” diyerek el açıyorlar.  Ve devletin görevi zaten mevcut sistemi sürdürmek olduğu için Bush oğlu Bush gibi bir ebleh bile buna eyvallah diyor.  ABD Merkez Bankası sigorta devi American International Group’a (AIG) 85 milyar dolar para aktarıyor ve şirketin hisselerinin yüzde 80’ini denetimi altına alıyor.  Merkez Bankası, bu sigorta şirketinin batması halinde krizin derinleşmesi ve zincirleme reaksiyon oluşmasından endişe ettiği için bu parayı yatırıyor.  Peki Merkez Bankası bu paraları Washington’da, arka bahçesindeki para ağaçlarından mı topluyor?  Üretim karşılığı olmadan para bassa bu enflasyonu körükleyecek, durum daha beter olacak.  Çünkü zaten ABD artık bir üretim toplumu olmaktan çıkıp petrol ağababalarının paralarıyla tüketim yapan bir toplum olmuş.  İyi de, 85 milyar dolar bu, dile kolay, nereden bulunacak? 
 
 
Evet, tahmin ettiğiniz gibi bu da ikinci senaryo.  Yâni tura geldi, liberal kapitalist ekonominin ana ilkesi olan “piyasa herşeyi halleder” mantrası bir kenara bırakıldı ve devletten 85 milyar dolar cebellezine edildi.  Yahu, nereden geliyor bu kadar para?  Alın teriyle çalışarak insanca yaşamaya çalışan ortalama Amerikalının vergilerinden elbette.  Ödediğin vergileri petrol şirketlerine, silâh sanayiine aktardığımız yetmedi, şimdi bütün ülke kriz içinde, ABD gemisi batarsa ilk boğulan sen olacaksın, vur abalıya!  Finans şirketlerinin yılda milyon dolarlar kazanan yöneticileri şirketi batırdılar, gel el birliğiyle kurtaralım.  Yazı gelip te sen kaybedeceğine, tura geldi, ben kazanayım.
 
 
ABD’de son aylardır yaşanan krizi eski Merkez Bankası müdürü Alan Greenspan son yüz yılın en büyük krizi olarak nitelemiş.  Yâni 1930-1939 arası “The Great Depression” (Büyük Kriz) adı verilenden daha beter. 
 
 
Bu sürede borsa %40 düşmüş,
9000 banka iflâs etmiş,
9 milyon tasarruf hesabı sıfırlanmış,
86,000 işletme kapanmış,
ücretler ortalama %60 düşmüş,
işsizlik oranı %9’dan %25’e (Fransa’da 64.000’den 402.000’e) tırmanmış,
15 milyon kişi işsiz (dolayısıyla aç, sefil) kalmıştı. 
 
 
Almanya’da 1.899.000’den 5.575.000’a çıkan işsizler ordusu Hitler’i başa getirmişti.  Ve Greenspan durumun şimdi daha beter olduğunu söylüyor.  Bunun böyle sürdürülemeyeceğini farkeden ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt, “New Deal” diye bilinen bir dümen kırmaya girişmiş, devletin toplumsal ve ekonomik alanlarda müdahalesini getirmiş, ulusal düzeyde toplumsal yardım programları kurmuş, alt yapı yatırımları yoluyla hem işsizliği azaltmış, hem de sanayiin serpileceği ortamı yaratmış ve batmakta olan kapitalist düzeni II. Dünya Savaşına girip silâh sanayii aracılığıyla palazlanmaya hazırlayıp ekonomiyi bir süre için kurtarmıştı. 
 
 
Ama bu, kapitalist soygun düzenine suni teneffüs yaptırmaktan öteye geçmediği ve devletin kontrolü eskisi gibi kapitalistlerin elinde kalmaya devam ettiği için Roosevelt’ten 70 yıl sonra ABD şimdi daha büyük bir krize sürükleniyor.  AIG’ye 85 milyar yatıran ABD sosyalist falan olmadı ve çalışanlar devleti yönetmedikçe bu krizler yinelenecek ve yazı da gelse, tura da gelse bizler kaybedeceğiz.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykut yazgan { 21 Eylül 2008 08:22:28 }
benca artık sıra amerikalı dostlarımıza geldi..
bütün bu olup bitenler karşısında akşamdan akşama bir kadeh viskiyi içerken :
"noolacak bu amerikanın hali" diye hayıflanma sırası onlarda artıki.
bu arada bizleri de hatırlarlarsa minnettar oluruz..
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git