A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Karınız Çok mu?

Kategori Kategori: Ekonomi | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 24 Ağustos 2008 02:34:20

Aman ha, yanlış anlaşılmaya, karınızın, ya da "eş"inizin, "hanım"ınızın veya "avrad"ınızın kaç tane olduğunundan söz edecek değilim. Dört karı almanın erdemlerinden ya da ayıbından da dem vuracak değilim.

Bir akl-ı evvelin, Türkçedeki a, u ve i gibi bazı harflerin üzerindeki şapkayı kaldırmaya karar vermesi üzerine (ilginçtir, Türkiye’ye göndermiş olduğum bir çeviriyi elden geçiren akl-ı evvel çömezleri bu şapkanın “yasaklanmış” olduğunu söylüyorlardı. Eh, ne de olsa biz herşeyi yasaklarla çözmeye çalışan bir millet değil miyiz?) kar ile kâr, hala ile hâlâ karıştırılır oldu, lâf sözcüğü “yulaf”ın ikinci hecesi gibi telaffuz edilir oldu, silâh sözcüğü, lâhmacun sözcüğü, helâl, fellâh, salâh sözcükleri şapkasızlıktan lala paşanın palası gibi suratımıza çarpar oldu.  Geçenlerde bir karikatür gözüme ilişti.  Birkaç yüzyıl önce ellerinde palalarıyla Avrupa’ya giden -görüş açınıza göre saldıran veya fetheden diyebilirsiniz- biz çok bıyıklı Türkler, ikinci karede ellerimizde döner bıçaklarıyla Avrupa’yı kuşatmış görünüyorduk.  Döner bıçaklarının aslında palalardan daha etkili ve de daha kârlı olduğunu nihayet anlamış bulunmaktan her Türk’ün övünç duyması gerektiğinin altını mutlaka çizmeliyiz.  Avrupa’nın her karlı zirvesine bir döner ocağı dikerek kârlı fütuhatta bulunmak atalarımıza yaraşır bir davranış olarak –bu arada köfteli ekmek satışları fena halde etkilenen Amerikalı fâtihlerin canını fena halde sıksa da- tüm dünyanın hayranlığını kazanmakta, biz Türklerin ne büyük millet olduğumuzu kanıtlamaktadır.
 
Lâf (laf değil) nereden nereye geldi.  Oysa bugün sizlerle karlı dağlardan değil, kârlı girişimlerden, bu kârların ne menem bir kargı anlamına geldiğinden söz etmek istiyordum.
 
 
Efendim, hepimiz artık biliyoruz ki, sosyalizmden hâlâ söz eden bizcileyin özürlü dinozorlar dışında bugün dünyada ekonominin kâr temeline dayandığını, kâr temelinin harcının da insanların açgözlülüğü olduğunu kimse inkâr edemez.  Muhasebede, bilanço çıkarıldığında kâr-zarar diye iki sütun oluyor.  Yâni kâr madalyonunun öteki yüzü de zarar.  Birisi kâr ediyorsa, bir başkası zarar ediyor demek oluyor. 
 
Ben kendi başıma ürettiğim birşeyi, mal veya hizmeti bana mal olandan daha fazlaya satarsam kâr etmiş oluyorum.  Kâr ettim diye daha fazla üretiyorum, bu işin kârlı olduğunu görünce Ahmet Efendi de aynı şeyi üretmeye başlıyor, üretim artınca (arz-talep hikâyesi) fiyat düşüyor, kârım azalıyor.  Piyasa ekonomisi denen sihirli değnek işlevini görmüş oluyor.  Oh ne âlâ!  (Alabalık’ın “ala”sı değil “âlâ”sı).  O kadar da âlâ değil, Muallâ!  Ben kârımın azalmasından elbette hoşnut olmuyorum; diyorum ki Ahmet Efendiye: “Yahu birader, bak sen bu işe girdin gireli kârım azaldı.  Gel seninle anlaşalım, fiyatı belirleyelim, ikimiz de daha çok kâr edelim.  İsmail efendi de bu işe girişirse kısa bir süre fiyatı düşürüp onu iflâs ettirir, sonra yine keyfimize bakarız”. 
 
Ticaret denen olayın kurallarını koyan Eski Ahit günlerinden beri bu iş böyle.  Ama kalkıyor bir Sayın İsa, tapınaktaki tefecilerin tezgâhlarını darma duman ediyor.  Kalkıyor bir Sayın Muhammed, “faiz haramdır” diyor.  Hiçbiri kâr yasaktır veya haramdır demiyor, tefeciliğe, faizciliğe karşı çıkıyorlar.  Peki faiz denen olay ne, kârdan ne farkı var?  Faiz paranın fiyatıdır.  Paranın fiyatı mı olurmuş?  Cingöz Çinliler kağıda birşeyler basıp “bu paradır” diyene kadar bir malın değerine denk bir parça altın veya gümüş kullanırmışız.  Herşeyi takas etmek güç olduğundan (ineğinizi sırtlayıp eşek sırtında taşınan beş çuval buğdayla takas etmek yerine) bu altın veya gümüş parçaları (bazı yerlerde renkli kuş tüyleri veya deniz kabukları) epeyce kolaylık sağlamış.  Eskiler buna “kaime” (yâni altın yerine kaim olan, onun yerine geçen) demişler, halk ağzında bu “kayme/gayme” olmuş.
 
 
Büyük şirketler her üç ayda ya da yılda bir ne kadar kâr ettiklerini açıklar.  Kârı artmışsa o şirketin hisse senetleri değerlenir, kârı düşmüşse değer kaybeder.  Bir mal veya hizmet sağlayan şirketler bir yandan (fiyatlarını fazla yükseltmeyerek ya da daha iyi mal veya hizmet sağlayarak) müşterilerini yitirmemeye, öte yandan (fiyatlarını yükselterek ya da masraflarını, ücretleri düşürerek, çalışan sayısını azaltarak) hisse senedi sahiplerini hoşnut etmeye çalışırlar.  Örneğin Qantas bu yıl bir milyar dolar kâr ettiğini açıklar.  Bu dengeyi tutturabilirse şirket serpilir, gelişir.  Peki para ticareti yapan şirketler, yâni faizciler, tefeciler, yâni bankalar ne yaparlar?  Bir kere bankalar ne mal, ne de hizmet sağlarlar.  Senin paranı az faizle alıp çok faizle bana ödünç vererek tefecilik yaparlar.  Sırada daha az sıra beklemeyi, ya da veznedarın güler yüzlü olmasını bize hizmet diye yutturmaya kalkarlar.  Avustralya’nın 4 büyük bankasından biri geçenlerde 4 milyar dolar kâr ettiğini açıkladı.  Bu banka piyasanın yaklaşık yüzde yirmisini elinde tutuyor.  Diğer bankaları da hesaba katarsak demek ki bankaların yıllık kârı 20 milyar dolar civarında.  Yani çoluk çocuk, genç ihityar, Avustralya’daki her kişi bankaların dipsiz dilek kuyusuna ortalama 1000’er dolar cuplamışız.  18 ile 65 yaş arası, yâni 47 yıllık bir çalışma hayatımız varsa herbirimiz bankalardan 47,000 dolar kadarlık bir kazık yemiş oluyoruz.  Yâni eli yüzü düzgün, lüksçe bir arabayı herbirimiz bankalara hibe ediyoruz.  Kazıklı Voyvoda daha insaflı idi.  Kevin07, Mr James Bond gibi bunların hakkından gelecek mi dersiniz?  Balık kavağa çıkınca!
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







BİZİM RADYO
radyo.ayorum.com'a HOŞ GELDİNİZ
Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı

Hayatta kalma mücadelesinden kesintisiz şiddetin itici gücüne.
Demokrasi Krizde mi? Gözden Kaçırmamanız Gereken 5 Sarsıcı Gerçek
10 soruda Trump'ın Gazze için sunduğu barış planı
İngiltere, Avustralya ve Kanada, BM Genel Kurulu öncesi tarihi adımla Filistin’i tanıdı.
Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.
Avrupa nasıl Çin'le ABD'nin arasında kaldı?

Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.
Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

AKIL...
KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL
DİL DEMİŞKEN

HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum
BU VATAN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git