Anayasa Mahkemesinin 11 üyesinin 10'u bir kararda anlaşıyorlar. Suçlu! Anlaşamadıkları konu. Ceza. Bu ne demek? AKP, laiklik karşıtlığının odak noktası olmuştur. İster kapatılsın isterse kapatılmasın Anayasa Mahkemesi AKP'nin laiklik karşıtı olduğunu hukuksal ve sosyal düzeyde, ve de vicdanlarda onadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu üç temel unsura dayanır.
Bunlardan ilki bağımsız, anti emparyalist ve verdiği bağımsızlık savaşı ile sömürülen halklara örnek bir toplum oluşudur.
İkincisi laiklik. Laiklik aydınlanmacı düşünce yapısının yerleşmesi, modernleşme ve çağdaşlak için bir araç.
Üçüncüsü ise bu toplumu bir arada tutacak yurtaşlık bilinci yüksek bireylerden oluşan ulusal devlet.
Bu ülkenin temel ilkelerinden biri laiklik olmasına karşın, iktidar partisi laiklik karşıtlığı ile suçlu bulundu.
Anayasa mahkemesinin aldığı karar sonuç olarak devletin politikacılara hafifçe, büyük abi tavrı ile “kendinizi toplayın, size bir fırsat daha!” demesi anlamına geliyor. Elbette ki bu görev ya da sorumluluk mahkemelerin değil. Ama burası Türkiye!
Peki…
AKP bu sonucu, kendisine verilen bir ödün olarak mı, yoksa Türkiye’de demokratikleşmeye verilen bir şans olarak mı görecek?
Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Bir de şunu soralım: AKP kapatılsa ne olacaktı? Bir kaç ay bunalım, sonra XKP veya ZKP partisi olarak devam edecekti. Üstüne üstlük, olası tüm ekonomik ve sosyal sorunların sorumlusu olarak adalet ya da hukuk gösterilecekti.
Bir ülkede, politikacılar tartışamıyor, çözüm politikaları üretemiyor, durmadan topu mahkemelere atıyorsa, o ülkede toplumun saflara bölünmesi, tarafların sertleşmesi kaçınılmazdır.
İklim İslami.
Herkes kendisi için demokrat.
Sosyal Demokrat geçinenler hiç bir proje geliştirmiyor, yalnızca ‘Hey kör! parmağım gözüne’ muhalefeti yapıyor.
Bu ülkede elbette ki bağımsızlık dünyadan kopmak, onurlu davranmak aptallık olarak algılanır.
Elbette ki, Cumhuriyet kazanımları travma olarak görülür, modernleşme tüketimle, çağdaşlaşma kişi başına gelir ile, ve tüm değerler borsa rakkamları ile ölçülür.
Şimdi sormamız gereken şu: AKP özeleştiri yapacak mı? Bu karardan bir ders çıkaracak mı?
Yaratılan uzlaşma zeminini, ‘olumlu normalleşerek’ güçlendirecek mi?
1 Mayısta dayak yiyen insanları, kendisine oy vermeyen , hatta özellikle laikliğin elden gittiğine inanan bu ülke yurttaşlarını, önümüzdeki aylarda üreteceği politikalarla kazanmaya çalışacak mı?
Belki bir kaç ay için.
Meşhur 22 Temmuz balkon konuşması ve türban kararına bir baktığımda...
Benim ümidim yok. Umarım yanılırım.