A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

25 yıllık iktidarın en büyük başarısı insanları, yaşamanın hayatta kalmak olduğuna ikna etmesi…

Kategori Kategori: 'Hayır'lı Demokrasi | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Ferruh Dinçkal | 29 Aralık 2025 08:24:15

Başlık çok katmanlı sosyolojik bir gerçekliğe parmak basıyor. (*) Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi üzerinden bakarsak, Türkiye’de geniş bir kitlenin piramidin en alt basamağındaki fizyolojik ihtiyaçlar olan yemek, barınma ve uykuya hapsedildiği; bunun da bir “şükür noktası” hâline getirildiği görülüyor. Gelişmiş ülkelerdeki “insanca yaşam” (decent living | insana yakışır bir yaşam) kavramı ile Türkiye’deki mevcut “hayatta kalma” (survival | sağ kalma) modu arasındaki farkları birkaç temel başlıkta karşılaştırabiliriz…



Sosyal Güven ve Gelecek Kaygısı

Gelişmiş ülkelerde “Yarın ne olacağım?” sorusu günümüzün bir sorunu olsa da bir kabus değildir. İşsiz kalsanız bile devletin sağladığı sosyal yardım ağı sizi evsiz kalmaktan veya açlıktan korur. İnsanca yaşam, sadece bugünü değil, yarını da güvence altında hissetmektir.

Günümüzde Türkiye’de hayat bir “sırat köprüsü” gibidir. İşini kaybetmek sadece gelirden olmak değil; sağlık hizmetine erişememek, kirayı ödeyememek ve hızla sosyal dışlanmaya maruz kalmak demektir. Bu yüzden insanlar “en azından bir işim var” diyerek her türlü zorluğa razı edilir.

Zaman Refahı ve Hobiler

Gelişmiş ülkelerde çalışmak yaşamın merkezinde değil, yaşamı finanse eden bir araçtır. Haftalık 35–40 saatlik çalışma düzeni; kişiye spor, bireysel gelişim, sanat, seyahat ve ailesiyle vakit geçirme imkânı tanır. Hobiler bir “lüks” değil, zihinsel sağlık için bir gerekliliktir.

Türkiye’de ise mesai kavramı belirsizdir. İnsanlar sadece karnını doyurabilmek için günde 10–12 saat çalışmak zorunda kalır. Eve yorgun argın dönen birinin “kendini gerçekleştirmesi” veya bir hobi edinmesi fiziksel olarak imkânsız hâle gelir. Yaşam, “iş ve uyku” döngüsüne sıkışır.

Satın Alma Gücü ve Kalite Standardı

Gelişmiş ülkelerde beslenme, sadece karnın doyması değil; protein, vitamin ve taze, sağlıklı gıdaya erişimdir. Bir asgari ücretli, teknolojik ürünlere (telefon, bilgisayar) veya bir otomobile birkaç aylık birikimiyle ulaşabilir.

Türkiye’de ise beslenme büyük oranda karbonhidrat odaklıdır (ekmek, makarna). Et ve süt ürünleri lüks kategorisine girmiştir. Bir telefon veya bilgisayar almak için aylarca; bir ev veya araba içinse bir ömür çalışmak gerekir. Bu durum, insanları temel ihtiyaçlara ulaştığında kendini “başarılı” hissetmeye iter.

Kültürel ve Entelektüel Hareketlilik

Gelişmiş ülkelerde tiyatroya gitmek, yılda bir kez yurt dışı tatili yapmak veya yeni çıkan kitapları takip etmek orta sınıfın standart rutinidir.

Türkiye’de ise bu faaliyetler “zengin işi” olarak görülmeye başlanmıştır. “Karnın doyuyor ya, daha ne istiyorsun?” söylemi, insanın entelektüel ve ruhsal ihtiyaçlarını yok sayan bir baskı aracına dönüşmüştür.

Tatil:
Onlarda bir hak (yurt dışı / yurt içi), bizde memlekete gitmek veya hayal kurmak
Gıda: Onlarda kaliteli ve dengeli beslenme, bizde kalori odaklı ucuz gıdaya erişebilmek
Eğitim: Onlarda fırsat eşitliği ve nitelik, bizde diploma odaklı ve ekonomik yük
Psikoloji: Onlarda gelecekten umutlu olma, bizde sürekli bir “beka” ve kaygı hâli

Gelişmiş ülkelerde devletin görevi vatandaşına “onurlu bir yaşam kalitesi” sunmaktır. Türkiye’de ise başarı kriteri “muhtaç etmemek” seviyesine indirilmiş durumdadır. Bu, vatandaşın çıtasını aşağı çekerek yönetmeyi kolaylaştıran politik bir stratejidir. İnsanlar sadece “hayatta kaldıkları” için minnettar hissettirildiklerinde, hak ettikleri “kaliteli yaşamı” talep etmeyi unutur.

Şimdi gelin, ülkemizde bu tablonun değişmesi için neler yapılması gerektiğine bakalım. 

Ekonomi, adalet ve eğitim birbirinden ayrılmaz bir sacayağıdır. Ancak Türkiye’nin mevcut durumunda bu döngüyü kırmak için bir “öncelik sıralaması” ve “etki analizi” yaparsak şöyle bir tablo ortaya çıkar:

Hukuk ve Adalet: Sistemin Kilidi

Birçok kişi ekonominin en öncelikli konu olduğunu düşünse de aslında adalet her şeyin temelidir. Gelişmiş ülkelerde “insanca yaşamın” garantisi kurumlar olup kişiler değildir.
Neden Öncelikli?
Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir yere ne yabancı yatırımcı gelir ne de yerli sermaye güvende hisseder. Sermaye kaçışı durmadan ekonomi düzelmez.

İnsanca Yaşama Etkisi:
Adalet sadece adalet sarayları ve mahkeme salonları değildir; işe alımda liyakat, ihalede şeffaflık ve hak ararken eşitlik demektir. Torpilin bittiği yerde “çalışırsam karşılığını alırım” inancı başlar. Bu da insanları “karın tokluğuna şükretme” pasifliğinden çıkarıp hakkını arayan bireylere dönüştürür.

Ekonomi: Hayatta Kalma Modundan Çıkış

Adaletle tesis edilen güven ortamından sonra ekonominin sadece “büyümesi” değil, “bölüşülmesi” gerekir.
Üretim Ekonomisi:
İnşaat odaklı, tüketime dayalı modelden; teknoloji ve katma değer üreten bir modele geçilmedikçe asgari ücret her zaman açlık sınırında kalacaktır.

Alım Gücü ve Vergi Adaleti:
Türkiye’de dolaylı vergilerin (KDV, ÖTV) yüksekliği, yoksulun zenginden daha fazla vergi yükü taşımasına neden olmaktadır. İnsanca yaşam için temel ihtiyaçlar üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve gelire göre vergilendirme şarttır.

Etki:
İnsanlar bir iPhone ya da bir akşam yemeği için aylarını feda etmek zorunda kalmadığında, “karın tokluğu” bir başarı kriteri olmaktan çıkar.

Eğitim: Zihinsel Devrim ve Uzun Vade


Eğitim, bu kısır döngünün kalıcı olarak kırıldığı yerdir. Mevcut sistem, insanları “itaatkâr iş gücü” olarak yetiştirmeye odaklanmış durumdadır.
Eleştirel Düşünce:
İnsanca yaşamı talep etmek için önce buna hakkı olduğuna inanmak gerekir. Eğitim sistemi bireye sadece meslek değil; “vatandaşlık bilinci”, “toplumsal sorumluluk” ve “sorgulama yetisi” kazandırmalıdır.

Beceri Dönüşümü:
Dünya yapay zekâyı konuşurken, ezberci bir eğitimle sadece “ucuz iş gücü” olunur. Bu da düşük ücret sarmalını besler ve patent sahiplerinin, iş garantisi olmayan kölelerini oluşturur.

Etki:
Eğitimli birey, kendisine sunulan “sadece barınma ve yemek” teklifini bir hakaret olarak görür ve daha fazlasını (sanat, bilim, özgürlük) talep eder.

Kısaca, ülkemizde “Değişim”i başarmak için etkilere bakarak bir öncelik sıralaması yapabiliriz. 
  1. Adım [Adalet]: Güven ve liyakat tesisi – Beyin ve sermaye göçü durur, yatırım başlar.
  2. Adım [Ekonomi]: Adil dağılım ve üretim – Alım gücü artar, “hayatta kalma” kaygısı biter.
  3. Adım [Eğitim]: Nitelik ve bilinç – Toplum “tebaa” olmaktan “birey” olmaya geçer.
Türkiye’deki mevcut durumun en büyük engeli “öğrenilmiş çaresizliktir”. İnsanlar daha iyisini görmedikçe ya da buna erişemeyeceklerine inandırıldıkça, mevcut kırıntılarla yetinmeyi bir erdem sanırlar.
Gerçek bir iyileşme için önce adaletle korku iklimi dağıtılmalı; ardından ekonomiyle refah tabana yayılmalı ve eğitimle bu refahı koruyacak bilinçli nesiller yetiştirilmelidir.
Siz ne dersiniz? 

Dip Not:
(*) Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi, insan motivasyonunu açıklayan bir piramit modelidir ve temelden başlayarak beş katmandan oluşur:
Fizyolojik ihtiyaçlar (beslenme, barınma), güvenlik ihtiyaçları (fiziksel güvenlik, iş), sosyal ihtiyaçlar (ait olma, sevgi), saygınlık ihtiyaçları (özsaygı, başarı, başkalarından saygı) ve en üstte yer alan kendini gerçekleştirme (potansiyeli gerçekleştirme, yaratıcılık). Maslow’a göre alt seviyedeki temel ihtiyaçlar karşılanmadan üst seviyedeki ihtiyaçlar önem kazanmaz; ihtiyaçlar sırayla tatmin edilir ve insanı daha üst basamaklara doğru motive eder.

İhtiyaç Katmanları (Piramidin Seviyeleri)
  • Fizyolojik İhtiyaçlar (En Temel): Hayatta kalmak için zorunlu olan ihtiyaçlar; yiyecek, su, uyku, nefes alma, barınma ve sağlıklı metabolizma gibi.
  • Güvenlik İhtiyaçları: Kişisel güvenlik, sağlık, iş güvencesi, kaynak güvenliği ve mülkiyet gibi emniyet ve istikrar arzusu.
  • Sosyal İhtiyaçlar (Ait Olma ve Sevgi): Arkadaşlık, aile, sosyal gruplara dâhil olma, sevgi ve kabul görme.
  • Saygınlık İhtiyaçları (Esteem): Kendine saygı, başarı, özgüven, başkalarından saygı ve statü.
  •  Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı (En Üst Düzey): Bireyin potansiyelini tam olarak gerçekleştirmesi, yaratıcı olması, problem çözmesi ve erdemli olması durumu; sürekli gelişim ve kendini aşma isteği.
Teorinin Ana Fikri
  • Hiyerarşik Sıra: Bir üst seviyedeki ihtiyaçlar, alt seviyedeki ihtiyaçlar büyük ölçüde tatmin edildiğinde ortaya çıkar.
  • Motivasyon Kaynağı: Tatmin edilmemiş ihtiyaçlar insanı motive eder. Bir ihtiyaç karşılandığında, artık baskın ihtiyaç olmaktan çıkar ve bir sonraki ihtiyaç öne çıkar.
  • İçsel Motivasyon: Özellikle üst düzey ihtiyaçlar (sosyal, saygınlık, kendini gerçekleştirme) içsel olarak karşılanırken, temel ihtiyaçlar (fizyolojik, güvenlik) dışsal kaynaklarla karşılanabilir.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Rusya, Kuzey Kore ve Ukrayna’nın Çalınan Nesli
Düşen İHA’lar, Yükselen Gölge Savaş: Türkiye Semalarında Rus İstihbaratının Sessiz İşgali ve Egemenlik Krizi
Yağmurlu Bir Bayrampaşa Sabahında Orta Asya’dan Uzakdoğu’ya Uzanan Bir Hat
Barınma Krizi Değil, Sınıf Savaşı, Türkiye’de Konut, Kira ve Kentsel Dönüşüm Üzerinden Yürütülen Sessiz Tasfiye
Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi

Litvanya Parlamentosu’nda Çerkes Soykırımı Tartışmaları: Tarih, Hafıza ve Uluslararası Sorumluluk
Körfez Bölgesinin Küresel Güç Merkezi Olma Yarışının İç Yüzü
Trump'ın Ulusal Güvenlik Stratejisi: Tepki ve Gerçekleşme
İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti güvenlik işbirliğini derinleştiriyor.
Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

2025'in Türkiye’deki en önemli 10 arkeolojik keşfi
Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Masumiyet Pazarlanıyor mu Baby Dove’un Türkiye’ye Girişi, Bebek Bakımında Güven Söylemi ve Kapitalizmin En Hassas Alanı
Düşünmektan uyuyamayanlar ve uyumaktan düşünmeyenler : Türkiye çelişkisi
Seul’den Pulpit’e, Rabi (Haham) Angela Buchdahl’in Olağanüstü Hikayesi — Kimlik, Dahil Etme ve Bölünmüş Dünyada Yahudi Liderliği
Avatar’ın Ormanları, Betonun Gölgesi: Kadıköy ve Bayrampaşa Arasında Hayatın Gerçekliği Üzerine
Timsahın Yerine Çığlık: Ekoloji, Moda ve Kapitalizmin Yeni Masalı

PALAVRA
YARGI ÜLKESİ
BÜTÇE
UTANMA
Boydan Kısa

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git