![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?
Güney Çin Denizi'ndeki gerginlik, son on yılın en tehlikeli aşamasına girdi. Güney Çin Denizi'ndeki gerilimler, on yılın en tehlikeli aşamasına bir kez daha girdi. Çin ile Filipinler arasında su topu kazaları, lazer saldırıları ve hatta gemi çarpışmaları, 2023'ün başından bu yana neredeyse her ay meydana geliyor. Bu olayların ardında açık bir örüntü yatıyor: Pekin, gelişigüzel hareket etmiyor, aksine "salam kesme" olarak bilinen kademeli bir strateji izliyor ve tüm stratejik dinamikler Çin lehine değişene kadar bölgesel gerçekliği kademeli olarak değiştiriyor.Bu strateji, basit bir askeri manevra olarak değil, yüzyıllardır süregelen Çin stratejik kültürünün doğrudan bir uzantısı olarak anlaşılmalıdır. Çin'i Anlamak İçin Stratejik Kültürün Temel Bir Mercek Olarak Kullanımı Johnston (1995) ve Gray (1999) tarafından açıklanan stratejik kültür kavramı, bir ulusun stratejisinin tarihinden, kimliğinden ve kolektif deneyiminden kaynaklandığını vurgular. Çin, stratejik kültürün çağdaş jeopolitik davranışları nasıl şekillendirdiğinin en açık örneğidir. Sun Tzu'nun düşüncesinin mirası, bir asırlık utanç hatırası, ulusal yeniden canlanma vizyonu ve aktif savunma askeri doktrini, Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki stratejisinin temelini oluşturur. Çin stratejik kültüründe en büyük zafer büyük bir savaşta değil, tek bir kurşun atmadan manzarayı değiştirebilme becerisinde yatar. Başka bir deyişle, zarif bir zafer, düşmanın ancak çok geç fark ettiği bir zaferdir. Sun Tzu ve Savaşmadan Zafer Felsefesi "Savaşın en büyük sanatı, düşmanı savaşmadan alt etmektir." — Sun Tzu, Savaş Sanatı Sun Tzu, "Savaş Sanatı" adlı kitabında da belirttiği gibi, savaş sanatının zirvesinin düşmanı savaşmadan fethetmek olduğunu ileri sürmüştür. Bu yalnızca kadim bir ilke değil, aynı zamanda Çin'in bugün deniz harekâtlarının üzerine inşa edildiği çerçevedir. Pekin, sahil güvenlik gemileri ve deniz milisleri konuşlandırdığında ve yapay adalar inşa ettiğinde, amacı tek bir büyük muharebede zafer kazanmak değil, bir dizi küçük, tutarlı ve bilinçli adımla yeni bir gerçeklik yaratmaktır. "Dilimleme" stratejisi, bu ilkenin modern bir örneğidir. Tarihsel Travma ve Hakların Geri Verilmesi Talebi Bir asırlık sömürgeci aşağılanmanın (1839-1949) hatırası, Pekin'in stratejik ruhunu şekillendirmeye devam ediyor. 2020 Pew Araştırma Merkezi anketi, Çinlilerin %87'sinin ülkelerinin Güney Çin Denizi'ndeki tarihi iddialarını savunma hakkına sahip olduğuna inandığını gösterdi. Çin Komünist Partisi, bu anlatıyı ulusal gençleşme stratejisine siyasi olarak yerleştirerek, Güney Çin Denizi'ni yalnızca bir toprak anlaşmazlığı olmaktan çıkarıp, ulusal onuru yeniden tesis etmek için sembolik bir platforma dönüştürdü. Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki "Salam Kesme" Stratejisi Çin'in salam kesme stratejisi, özellikle Filipinler'e karşı Güney Çin Denizi'ndeki günlük operasyonlarda zirveye ulaştı. Son iki yılda Pekin'in eylemleri agresif devriyelerden neredeyse aylık olarak gerçekleşen düşük basınçlı operasyonlara dönüştü. Filipin Sahil Güvenliği, 2023 ve 2024 yıllarında 11'den fazla su topu saldırısı kaydetti; bunlardan bazıları gemi gövdelerine zarar verecek ve mürettebat üyelerini yaralayacak kadar güçlüydü. Şubat ve Ağustos 2023'te Çin Sahil Güvenlik gemileri, Filipinli mürettebat üyelerinde görme bozukluklarına neden olan askeri sınıf lazerler kullandı. Bu olaylar teknik olarak küçük görünse de jeopolitik olarak bir mesaj veriyorlar: Pekin olayların hızını belirliyor ve Filipinler, Çin'in önceden belirlenmiş etki alanı içinde yanıt vermek zorunda. Daha ileri bir tırmanış, gemiler arasında kasıtlı çarpışmalar şeklinde gerçekleşti. Reuters, Ekim 2023 ile 2024 ortası arasında İkinci Thomas Adaları çevresinde en az altı çarpışma meydana geldiğini bildirdi. Bu manevralar tesadüfi değil, 1999'da Manila'nın resif üzerindeki hak iddiasını ileri sürmek için karaya oturan eski bir gemi olan BRP Sierra Madre'ye Filipinler'in lojistik desteğini aksatmak için hesaplanmış bir stratejiydi. Çin'in ikmalleri kesmesi, ateş açmasına veya savaş başlatmasına gerek bırakmadı; sadece Filipinler'in konumunu savunma kabiliyetini baltaladı. "Barışçıl kesme"nin özü budur: Filipinler ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki karşılıklı savunma anlaşmasını tetikleyecek tırmanış eşiğini aşmadan baskı uygulamak. Ancak Pekin'in asıl gücü muharebe teknolojisinde değil, Washington'ın sıklıkla "gölge filo milisleri" veya Halk Silahlı Kuvvetleri Deniz Milisleri (PAFMM) olarak adlandırdığı güçte yatıyor. Deniz İstihbarat Ofisi'nin 2023 tarihli bir raporu, Güney Çin Denizi'nde 300'den fazla milis gemisinin aktif olarak faaliyet gösterdiğini ortaya koydu. Balıkçı gibi görünseler de devlet tarafından maaş alıyor, eğitiliyor ve yönlendiriliyorlar. Bu gemiler, Whitson Resifi gibi tartışmalı bölgelerde devriye gezerek yeni bir gerçeklik yaratıyor: Orada bulunanlar Çinli askerler değil, Çinli "siviller". Bu manevra, uluslararası hukuku karıştırıyor ve Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'nin (ASEAN) iddialarının meşruiyetini zedelerken, aynı zamanda Çin'e ucuz ama etkili bir baskı aracı sağlıyor. Öte yandan Çin, yapay adalar inşa ederek jeostratejik bir dönüşüm geçirdi. Pekin, 2014 yılından bu yana Spratly Adaları'nda 3.200 hektardan fazla araziyi geri aldı; bu rakam Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nin Deniz Şeffaflığı Girişimi (CSIS-Asya) tarafından da doğrulandı. Bu alanlar artık kum ve mercandan ibaret değil; gelişmiş radar tesisleri, uçak hangarları, HQ-9 füze sistemleri, YJ-12 gemi savar füzeleri ve Çin Kurtuluş Ordusu savaş uçakları için hazır 3.000 metrelik bir pist barındırıyor. İnşaat, önemli uluslararası eleştirilerden kaçınmak için aşamalı olarak yürütüldü, ancak nihai sonuç çarpıcı: Pekin, Güneydoğu Asya'nın kalbinde tek bir atış bile yapmadan bir askeri üs ağı kurdu. Bu kademeli strateji, Çin'in sekiz çizgiden oluşan hattın yeni bir haritasını Ağustos 2023'te yayınlamasıyla doruk noktasına ulaştı. İdari bir revizyon gibi görünse de, bu hamlenin önemli stratejik etkileri oldu ve Çin'in deniz haklarını daha önce aktif ihtilaf konusu olmayan alanları da kapsayacak şekilde genişletti. Bu harita, gelecekteki deniz operasyonları için sağlam bir iç temel sağlayarak, Pekin'in karadaki eylemlerinin artık yasallaştırılmış "tarihi haklarının" uygulanmasından ibaret olduğunu iddia etmesini kolaylaştırdı. Bu kademeli strateji, rastgele olaylar dizisi değil, sistematik bir süreçtir. Her küçük unsur, büyük bir uluslararası tepkiyi tetiklemeye asla yetmez; ancak tüm unsurlar bir araya geldiğinde, tersine çevrilmesi zor yeni bir jeopolitik gerçeklik yaratır. Bölgesel Etki: ASEAN Bölünmeleri ve Güneydoğu Asya Gerilimleri Çin'in stratejisinin etkileri bölgede hemen görülüyor. Baskıcı politikaların başlıca hedeflerinden biri olan Filipinler, 2023 yılına kadar Doğu Askeri Bölgesi'ne (EDCA) dokuz askeri üs ekleyerek Amerika Birleşik Devletleri ile savunma iş birliğini genişletiyor. Bu, Manila'nın 21. yüzyılın başlarından bu yana en büyük stratejik değişimini temsil ediyor. Vietnam ayrıca savunma bütçesini 2024 yılına kadar 5,5 milyar ABD dolarına çıkararak askeri modernizasyonunu hızlandırırken (SIPRI), Endonezya da Natuna Besar Gücünü güçlendiriyor ve "stratejik bağımsızlık" duruşunu korurken müttefikleriyle ortak askeri tatbikatları artırıyor. Ancak, tüm ASEAN üyeleri kararlı adımlar atmıyor. Malezya ve Brunei daha esnek bir yaklaşım benimserken, Laos ve Kamboçya Pekin'in yaklaşımını destekleme eğiliminde. Bu parçalanma, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'ni (ASEAN) bölgesel bir blok olarak daha da zayıflatırken, aynı zamanda Çin dostu bir ikili yaklaşımı kolaylaştırıyor. Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki stratejisi tek seferlik ve dramatik bir genişleme değil, uzun ve dikkatlice düşünülmüş bir sürecin sonucudur. Sabrı, kademeli eylemi ve çatışmasız hakimiyeti önemseyen stratejik bir kültür benimseyen Pekin, büyük bir savaşa başvurmadan bölgesel statükoyu değiştirmeyi başardı. Her küçük parça nihayetinde bütüne katkıda bulunur. Artık soru Çin'in Güney Çin Denizi'ni değiştirip değiştirmediği değil, bölge ülkelerinin barış tamamen ortadan kalkmadan önce bu değişime ne ölçüde izin vermeye istekli olduklarıdır. Kaynak : Adinda | moderndiplomacy.eu
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |