
Dünya iklim etkilerinin yoğunlaşmasına hazırlanırken, yeşil dönüşümün maliyetini kimin karşılayacağı sorusu küresel diplomasinin en tartışmalı konularından biri haline geldi. Dünya giderek yoğunlaşan iklim etkilerine hazırlanırken, yeşil dönüşümün maliyetini kimin karşılayacağı sorusu küresel diplomasinin en tartışmalı konularından biri haline geldi. İklim finansmanı , ülkelerin emisyonlarını azaltmalarına ve temiz enerji, dayanıklılık projeleri ve afet koruması yoluyla iklim değişikliğine uyum sağlamalarına yardımcı olmak için kamu ve özel sektör tarafından kullanılan parayı ifade eder.
Önemli Olmasının Sebebi:
Yeterli finansman olmadan, daha yoksul ülkeler karbondan arındırma ve iklim felaketlerine karşı savunma konusunda zorluk yaşayacaktır. 1992 BM İklim Anlaşması uyarınca, tarihsel olarak en fazla emisyonu üreten daha zengin ülkeler daha fazla sorumluluk taşımaktadır. Dolayısıyla iklim finansmanı, daha zengin ülkelerin söylemlerini kaynaklarıyla uyumlu hale getirip getirmeyeceklerinin küresel güven testi haline gelmiştir.
Başlıca Uyuşmazlıklar:
En büyük anlaşmazlıklar kimin, ne kadar ve hangi şartlarda ödeme yapacağı konusunda yaşanıyor.
ABD ve AB gibi gelişmiş ülkeler geleneksel olarak iklim programlarını finanse ediyor.
Çin, Hindistan ve Körfez ülkeleri gibi gelişmekte olan ekonomiler artık katkıda bulunma baskısıyla karşı karşıya, ancak Pekin gelişmekte olan bir ülke olarak kalmaya devam ettiğini iddia ediyor.
Borç yükü altındaki ülkeler, yeni borcun eşitsizliği daha da kötüleştirdiğini savunarak kredi değil hibe istiyor.
Hedefler ve İlerleme:
Zengin ülkeler ilk olarak 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar taahhütte bulunmuş, ancak bu hedefe ancak 2022 yılında ulaşılabilmişti. Çok taraflı bankalar 2024 yılında 137 milyar dolar katkıda bulunmuş ve bu miktarın çoğu düşük ve orta gelirli ülkelere aktarılmıştı.
COP29'da 2035 yılına kadar yıllık 300 milyar dolarlık yeni bir hedef kabul edildi, ancak geçici finansman seviyeleri belirsizliğini koruyor ve küresel iklim hedeflerine ulaşmak için gerekenin altında kalıyor.
Ne Kadar Gerekli:
Küresel iklim finansmanı 2023'te 1,6 trilyon dolara ulaştı ve bunun yaklaşık yarısı özel yatırımlardan geldi. Ancak uzmanlar, Paris hedeflerine ulaşmak için 2030 yılına kadar yılda 7,4 trilyon dolara ihtiyaç duyulduğunu tahmin ediyor. Sadece gelişmekte olan ülkeler için bu rakam 2035 yılına kadar 3,3 trilyon dolara çıkabilir.
Yeni Gerçeklik:
Zengin ülkelerin 2024'te yardımlarını %7 oranında azaltmasıyla birlikte, dikkatler özel sermayenin harekete geçirilmesine kayıyor. Öneriler arasında, hükümetlerin veya hayır kurumlarının özel yatırımcıları çekmek için bir miktar risk üstlendiği "karma finans" ve 100 milyar dolarlık özel sermayeyi harekete geçirmek için 25 milyar dolarlık kamu fonu toplamayı hedefleyen Brezilya'nın yeni Tropikal Ormanlar Sonsuza Dek Fonu yer alıyor.
Analiz:
İklim finansmanı, ahlaki bir yükümlülükten küresel nüfuz için stratejik bir mücadeleye dönüştü. Zengin ülkeler bunu bir kaldıraç olarak görüyor; gelişmekte olan ülkeler ise adalet olarak görüyor. Yardım bütçeleri daraldıkça ve iklim riskleri arttıkça, iklim finansmanının geleceği taahhütlerden ziyade, küresel finansın kendisini iklimi bir hayır kurumu olarak değil, ortak bir hayatta kalma mücadelesi olarak ele alacak şekilde yeniden şekillendiren yapısal reformlara bağlı olacak.
KAYNAK : Reuters