A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Ne Günah İşlediysek Yarı Yarıya

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 26 Haziran 2008 20:01:07

Cemal Süreya'dan pek çok güzel dize de konuşmama eşlik edecek: Örneğin, "ne günah işlediysek yarı yarıya", "Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun" ve "Hür Hamamlar Denizi" başlıklı şiir.


Berlin Günceleri 2 – 8 Haziran
2 Haziran, Pazartesi

“Çağdaş Yazında Cinsellik” konuşması için epeyce hazırlık yaptım.
Mehmet Ergüven, “Pusudaki Ten” diyor bedendeki cinsellik için. Bence “Tendeki Pusu” daha çok yakışırdı.

Baudelaire’in 1857’de yayımlanan Kötülük Çiçekleri, döneminde erotik bulunmuş. Şair, bu yüzden sıkıntı çekmiş.

Mehmet Rauf”un Bir Zambak Hikâyesi’nden: “Ben genellikle önüme çıkan köşklere bakarken bu pencerelerin arkasında hayat sürmekte olan güzel ve müstesna kadın vücutlarını düşünür ve onların bizden ve bizim kendilerinden uzak geçirdiğimiz hayatımıza ne kadar üzülürüm...” Kitabın sonunda iki kadın ve bir erkeğin sevişmesi tüm ayrıntısıyla ele alınıyor.

Onur Caymaz’ın yeni öykü kitabı Kalbin ve Tenin Bütün İstekleri’nin ilk öyküsü, kitaba adını veren öykü, çekingen bir gencin genelev deneyimini ele alıyor.

Saba Kırer’in Jako’da yer alan öykülerinde de tadında bir cinsellik var ve hayatı soluyuşundaki ince ayrıntılarla dikkatleri üstüne çekiyor: “Ağaçları, ağaçların yaralarını, damarlarını, yüzeyde soyulan kabuklarını, reçinelerini, yapraklarındaki şehveti, uçlarındaki su damlacıklarını, dalların arasında görülen sığırcıkları, bir kalkıp bir inen kırlangıçları, dibinde eşelenen tavuksu güvercinleri seyreder ama bir türlü anlamlandıramam. Bir ses. Bir bulantı.” (s. 58)

Cemal Süreya’dan pek çok güzel dize de konuşmama eşlik edecek:
Örneğin, “ne günah işlediysek yarı yarıya”, “Şimdi sen çırılçıplak elma yiyorsun” ve “Hür Hamamlar Denizi” başlıklı şiir:
“Kadınlar hamamında Güzin
Bacağının birini suya uzattı
Erkekler hamamında Süleyman
Uzandı bu bacağı bir güzel öptü
Öpsün bakalım”

Kendi adıma heyecan verici bir konuşma olacak.


3 Haziran, Salı

Hava Adana’dan, Antalya’dan da sıcak. Mayışmadık henüz. Evin serin olması ne güzel!
Böyle güneşli havaları mumla arıyoruz burada çünkü. Benimkisi yakınma değil, olsa olsa sevinç çığlığı.

Rilke’nin en önemli yapıtı Das Stundenbuch, ilk kez tümüyle dilimize Dua Saatleri Kitabı (YKY, Mayıs 2008) çevrildi. Rilke’nin 1898’de Rusya gezisinden sonra yazmaya başladığı bu kitap, 1905’te yayımlanır ve hemen ilgi odağı olur. Dilimize kimi şiirleri çevrilmiş olan bu yapıtı Yüksel Özoğuz’un tam çevirisiyle yeniden okumaya başladım. Bu yapıtı kendi dilinden okuma ayrıcalığına erenlerdenim ama dilimizde okuyunca da başka bir tat aldığımı söylemem gerekiyor. Din, bu kitapta, başka bir boyutta ele alınıyor.


4 Haziran, Çarşamba

Dün akşamki Çağdaş Yazında Cinsellik”e ilgi büyüktü. Gerek konu başlığının “cinsellik” içermesi, gerekse bizim (Nur Özalp, Gülden Artun ve benim) Karşılaşmalar başlığı altında bu konuşmaları inatla sürdürmemiz etkili oldu sanıyorum gelenlerin kalabalık olmasına. Söze şöyle başladım:
“Kutsal Kitap’ın dinsel konulardan uzaklaşan tek bölümü değildir Ezgiler. Ama dilinde, biçeminde, başka bölümlerle karşılaştırılamayacak bir imge zenginliği, tartışılmaz bir şiirsel güç vardır. Tüyler ürpertici güzellikte dizeler, unutulmaz söz dizileri gelip geçer okurun önünden. Üstelik sözü edilen şeyler de, kutsal bir kitaba yakışmayacak kadar tenseldir çoğu kez: Sevgilinin ‘mür’ damlayan dudaklarından, kulelere benzeyen boynundan, ceylanın ikiz yavruları gibi oynaşan memelerinden, içi şerbet dolu bir kupaya benzeyen dişiliğinden dem vurulur.”

Bunları okuduktan sonra da şu dizeleri paylaştım dinleyenlerle:
“Nasıl da güzel sarılıp okşaman
kızkardeşim kadınım
sarılıp okşaman nasıl tatlı
nasıl daha iyi şaraptan
ve süründüğün yağların kokusu
tüm ıtırlardan” (s. 46)
(Ezgiler Ezgisi, çev. Samih Rifat, Erotik Us Yay. 2002, desenler İlhan Berk)

Artık cinsel organların adlarının açık açık yazılması, yazınsal yapıtlarda sansürlenmeden okunması dönemi de başladı onca yapıtın boş yere yasaklanmasının ardından. Sevişme eylemi de “düzüşmek” değil artık, “sikişmek”.

Gece, büyüleyiciydi. Dinleyicilerin konuşmaları da açımlayıcı oldu. Sırada Erotik Şiirler Akşamı’nda.


5 Haziran, Perşembe

Rilke’nin Dua Saatleri Kitabı’na öyle bir daldım ki, o kadar olur!

“YAŞIYORUM hayatımı giderek genişleyen
nesnelerin üzerinden kayıp giden halkalarda.
Son halkaya ulaşmam hiç belki de,
Ama denemek istiyorum yine de.” (s. 25)

Anayasa Mahkemesi, Türban Yasası’ni iptal etti. Yani türban yasağı devam ediyor. Sıra AKP’nin kapatılmasında mı? Umarım öyle olur.


6 Haziran, Cuma

AKP, perişan! Öyle yorumluyorum. Ülkemizde ülkesini seven ve İran olmamızı istemeyen hakimler, savcılar da var. İyi ki de varlar! Hazımsızlar, kalpazanlar, fırsat avcıları, düzenbazlar, dini siyasete alet edenler... işte bunlar bu işten çok rahatsız oldular. Sıra da AKP’nin kapatılması var. Yoksa, ülke elden gidecek, hem de çok hızlı.

Rilke’yi okurken ülkemle bağlantı kurmaya çalıştım şu dizelerle:

“Nedir ki Roma?
Yıkılmakta.
Nedir ki dünya?
Dağılacak yakın gelecekte,
kuleleri kubbelerine kavuşmadan
ve millerce uzanan mozaikten
ışıyan alnınla sen süzülüp çıkmadan.
Ama bazen rüyamda
senin ülkeni
görebiliyorum tümüyle,
en derindeki başlangıcından,çatısındaki altın eksenine.”
(s. 34-35)

Burada bir kilise anlatılsa da, ülkemizin haline de ışık düşürüyor sanki bu altın dizeler.


7 Haziran, Cumartesi

Adonis’in Kör Kâhin’i geldi (YKY, Mayıs 2008). 2002 ya da 2003’te Berlin’de burslu yaşıyorken tanışmıştım kendisiyle 2 gün süren Arap Şiiri akşamlarında. O günlerde hangi şiir üstünde çalıştığını söylemedi bana ama bu kitapta onların hangi şiirler olduğunu okuyunca o unutulmaz şiir gecesi aklıma geldi. Berliner Festspiele’nin iki salonu da tıklım tıklım doluydu. Adonis’in dışında Mahmut Derviş’le birlikte benim henüz çoğunun adını bile duymadığım şairler sırayla sahneye çıkıp şiir okudular ve okudukları şiirin Almancası da perdeye yansıtıldı. Coşkulu o iki günü hiç unutmadım. “Bu Sabah Berlin” şiirinden bir dize: “Hayır, burada sonsuzluk veya ölümsüzlük denen şeyin makamı yok.”

Avrupa Kupa Şampiyonası bugün resmen başlıyor. Futbol fanatiği olmayan benim gibi biri de merak ediyor bu akşamki Portekiz-Türkiye maçını. Artık futbol yiyip, futbol içeceğiz üç hafta.
Türkiye atv’si maçları gösteriyor. Avrupa atv eğlence programıyla yoluna devam ediyor. Bu ne saçmalık! Bizde ZDF çıkmıyor. Neyse Türkiye’nin Portekiz karşısında 2 : 0 yenildiğini öğrendim. İçim rahatlamadı ama canım sıkıldı.

Her ülkenin bayrağına saygılıyım ama bayrak taşımaya, takmaya, asmaya karşıyım. Bayrak fanatiği olmak demek, bana göre, günümüzde ırkçılıktan başka bir şey değil. Almanlar ne diyor Türklerin bayrak konusundaki tutumları için: “Türkler bizim de bir bayrağımız olduğunu anımsattılar bize ve bizi bayrağımızla barıştırdılar.” Buyurun burdan yakın! Arabalarda bir bayrakla yetinmeyip iki bayrak taşıyor Türk-Almanlar.


8 Haziran, Pazar

Pazar, sersem sepelek geçti sayılır. Çok kısa bit pazarı. Bir şey bulamadık. Rahime’nin günüydü. Dünden iyi ki pek çok şeyi yapmıştık. Sonra Karavan’ın sergisi yeniden. Sonra Acem Özler’le buluşma. Balık ve şarap. Türk şiirini harmanlama.

Akşam, Rahime’ye yardım etme.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git