Kimyasal analizler, Sheba'nın yapraklarının ve reçinesinin, iltihap önleyici ve kanser karşıtı özellikleri olduğu bilinen doğal bir bileşik olan pentasiklik triterpenoid maddesiyle dolu olduğunu gösterdi. Aralarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İsviçre ve İsraillilerin de yer aldığı uluslararası bir araştırma ekibi, İncil'de sözü edilen ve şifalı özelliklere sahip olduğuna inanılan kayıp bir bitkiyi yeniden yetiştirdi.
40 yıl önce Yahudiye çölündeki bir mağarada arkeologlar tarafından bulunan ve MS. 993 ile MS. 1202 arasına tarihlenen yaklaşık 1000 yıllık eski bir tohumu filizlendiren araştırmacılar, İncilde "tsori ağacı" diye bahsedilen mistik bitkiyi hayata döndürmeyi başardı.
14 yıldır tohumu yetiştirmek için çalışan araştırma ekibinin elinde şu anda üç metrelik bir ağaç var. Ekip bu mistik ağaca Sheba adını verdi.
DNA analizi ve kimyasal çalışmalar, ağacın aromatik reçineleriyle bilinen bitkileri içeren "Commiphora" cinsine ait olduğunu gösterdi. Bu cinste İncil'de söz edilen başka bitkiler de yer alıyor.
Öte yandan araştırmacılar Sheba'nın kendine özgü bir genetik parmak izi olduğunu, bu yüzden de türünü kesin olarak belirleyemediklerini söylüyor. Bitkinin yıllar içinde soyunun tükendiğine inanılıyor. Şu anda ekip içindeki baskın görüş bu bitkinin "tsori ağacı" olduğu yönünde.
Kimyasal analizler, Sheba'nın yapraklarının ve reçinesinin, iltihap önleyici ve kanser karşıtı özellikleri olduğu bilinen doğal bir bileşik olan pentasiklik triterpenoid maddesiyle dolu olduğunu gösterdi.
Bitkinin yaprakları ve reçinesi de skualen adı verilen ve cilt tedavilerinde kullanılan bir antioksidan içeriyor.
Araştırmacılar söz konusu tohumun bin yıl önce bir hayvan veya insan tarafından yendiğini ve mağarada dışkılanarak günümüze kadar ulaştığını düşünüyor.