A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Echel-ü Cühela

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 17 Haziran 2008 14:40:58

Sevmek denen olgu duygusal birşeydir. İnsanın neyi ya da kimi sevip sevmediği o kişinin geçmişine, aldığı eğitime, zevklerine göre biçimlenir. Bilmeden tanımadan sevmek olmaz. Nuray Bezirgan geçen hafta bir televizyon söyleşi programında söyledikleriyle gündeme oturdu.

Ne demiş Nuray bacımız? “Atatürk’ü sevmeme hakkı var mı?  Başıma bir iş gelmeyecekse ben sevmiyorum.” Elbette var, bacım.  Sevmiyorsun diye sana dava açılması da elbette haksızlık.  Söyleşideki Kevser Çakır bacımız da Humeyni’yi sevdiğini söylemiş.  Sever a!  Tecavüze uğrayan bir genç kızı tecavüze uğradı diye öldüren, kol, bacak kesen, göz çıkaran bir rejimi sevmek senin bileceğin şey.  Kadınları yarım insan sayan, yalnız sokağa çıkmasını yasaklayan, iki saatliğine nikah kıyan, kadını şeytan olarak gören bir düzeni savunmak istiyorsan bize ne demek düşer ki?  Atatürk’ü ne kadar biliyor bu bacılar, Humeyni’yi ne kadar biliyorlar?
 
 
Bu iki bacımız benim iki hafta önceki “eğitim mi şartlama mı” yazımı okumuşlar da bunu doğrulamak için konuşmuşlar sanki.  Nuray bacımız şöyle devam etmiş: “Atatürk'ün yetkiyi padişahtan, yâni saraydan alırken laik bir Cumhuriyet kurmak için aldığını düşünmüyorum.  Halk o zaman İslamî değerler için savaştı.  Nitekim Kurtuluş Savaşı’nın başlaması da Kahramanmaraş’ta Fransız askerlerinin Nene Hatun'un başörtüsüne uzanmasıyla olmuştur.  Maraş’ta Fransız askerleri bir kadının örtüsüne saldırıyor.  Sütçü İmam buna karşı ilk ateşi açıyor.  Böylelikle Kurtuluş Savaşı başlıyor.  Sonuçta cepheye cephanelik taşıyan kadınlar o dönemin insanları, o dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz hep Müslüman insanlar”.
 
 
Sunucu, peki bu ülkenin Kurtuluş Savaşı'nı örgütleyen bir adamı niye Humeyni kadar sevmiyorsun, bunu merak ettim.  Eğer Atatürk olmasaydı burada belki de İngilizler vardı, Fransızlar vardı deyince Nuray Bacı: “Belki de daha iyi olurdu. Belki yabancı manda altında inançlarımızı daha iyi yaşayabilirdik.  Daha özgür olabilirdik.  Yâni İngilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı.  Zaten mesele bu yâni.  İnsanlar bana Atatürkçülük adına zulmediyorlarsa benden Atatürk'ü sevmemi bekleyemezsiniz” diyor.
 
 
Hürriyet’ten Yılmaz Özdil konuşmadaki yanlışları sıralamış:
“Nene Hatun, Maraşlı değil, Erzurumlu.  Savaştığı düşman, Fransız değil, Rus.  Rus başörtüsüne saldırmadı, Aziziye Tabyası'na saldırdı.  Milli mücadelenin mangal yürekli evladıdır ama, milli mücadelenin ilk kurşununu Sütçü İmam sıkmadı, Hasan Tahsin sıktı.  Maraş'ta değil, İzmir'de.  Takvime bak.. Hasan Tahsin'in tetiğe basmasıyla, Sütçü İmam'ın tetiğe basması arasında 6 ay var... Sütçü İmam, Fransız vurmadı, Ermeni vurdu.  Maraş'ta düşmana ilk müdahaleyi yapan da, aslında Sütçü İmam değil, Çakmakçı Sait.  Silahı yoktu, yumruğuyla saldırdı, şehit oldu.  Maraş'ı önce kim işgal etti?  Arkadaşın İngilteresi!  Kim sesini çıkarmadı?  Arkadaşın padişah efendisi!  Kim kurtardı?  Arkadaşa daha geniş haklar tanıyacak olan İngilizlerin gemisiyle kaçan padişah efendinin idam etmek için arattığı Atatürk!  O dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz, cephedeki insanların hep Müslüman olmadığını da görürsünüz... Bizzat Ordinaryüs Profesör Mazhar Osman'ın ağlayarak okuduğu "şehit listesi"ne göre, bu toprakları İngilizler işgal etmesin diye savaşan, can veren İstanbullu hekimler arasında, 140 Türk, 32 Ermeni, 25 Rum, 18 Yahudi var.  Ve, dikkatinizi çekerim, hepsine birden "şehit" demişler... Çünkü şehitlik kavramı, ‘o dönemin sosyolojik yapısı’na göre, dinle alâkalı değil, yurtseverlikle alakalı”.
Özdil yazısını şöyle noktalamış: “Tehlike ne İran'dır, ne İngiltere... Kara cehalettir”.
Bu bacılarımızın Atatürk’ü sevmeme, Humeyni’yi sevme, bağımsızlık yerine manda yönetimi isteme hakları var, bu özgürlükleri olmalı.  O kafada bir insan için önemli olan bağımsızlık değil, dininin her gereğini her yerde ve her zaman yerine getirebilmektir.  Bu, İngiliz yönetimi, Amerikan mandası veya Humeyni’nin ya da Vahabilerin sultasında altında olmuş farketmez. 
 
 
Millî mücadele aleyhine ve işgâl güçlerini destekleyen yazılarıyla tanınmış, mandacılığın simgesi, gazeteci Ali Kemal de, Kurtuluş Savaşını yapanlar için: “bu mahlûklar kadar başları ezilecek yılanlar tasavvur edilemez.  Düşmanlar onlardan bin kerre iyidir” diye yazmamış mıydı?
 
 
Mondros Mütarekesinin imzalanmasında sonra, Protestan misyoneri papaz Frew ile birlikte “İngiliz Muhipleri -Sevenleri- Cemiyetini kuran Sait Molla da Istanbul’un işgâlinden sonraki ilk bildirisinde 21 Mart 1920 tarihinde Alemdar Gazetesinde “İngiliz dostlarımız biraz geç kaldılar, daha önce gelmeliydiler” dememiş miydi?
Manisa Valisi Hüsnü Bey, Yunan işgâl güçleri komutanına, Manisa’yı terketmemeleri için yalvarmamış mıydı?  Bu Hüsnü Bey’in amca oğlu, Menemen’de Kubilay’ı kesen Derviş Mehmet değil miydi?
 
 
Daha önceki yazımda “okurlarım benim her türlü inanç (veya inançsızlık) özgürlüğünü her zaman savunduğumu bilirler” demiştim.  Bu, “her inanca veya inançsızlığa saygım var” demek değil.  İnsanlar istedikleri zırvaya inansınlar, bu insanlara insan oldukları için saygım var, ama inandıklarına değil.  Hele hele bu inandıkları tamamen bilgisizlikten, cehaletten kaynaklanıyor, yanlış bilgilere, yanlış dogmalarla şartlandırılmalarına dayanıyorsa hiç mi hiç saygım yok.  Bırakın bilimsel düşünceyi, Kuran “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” (Zümer suresi, 9. Ayet) demiyor mu?
 
 
O yazımda “böyle yetiştirilen, bu masallara inanan… öğrenci 20-30 yıl sonra bu ülkeyi yönetmeye soyunduğunda kendisinden nasıl bir yaklaşım, ne tür bir yönetim bekleyebileceğiz?” demiş, din temelli eğitime, ve bu meyanda da İmam Hatip okullarına karşı çıkmıştım.  Nuray bacımıza benim endişelerimi doğruladığı için teşekkür borçluyum.  Herhangi bir konuda bilgi edinmek isterse kendisine elimden geldiğince yardımcı olacağıma, istediği kitapları göndereceğime de söz veririm.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git