|
|
BÖYLE CUMHURBAŞKANINA BÖYLE BAŞBAKAN!Kategori: Dünya | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 07 Eylül 2024 06:14:30 73 yaşında. Uzun boylu. Saçlar gümişi. Yakışıklı. Kibar. Dağlı. Damat olacak adam işte! Ama burada söz konusu olan Fransa Cumhuriyeti Başbakanlığı. Seçimlerden bugüne neredeyse iki ay geçti, Cumhurbaşkanı ancak 5 Eylül 2024'te başbakanı atadı. Sadece başbakanı. Adı ve soyadı: Michel Barnier (bundan böyle sadece MB). Üç çocuk babası elli-altmış yıldır siyasetin içinde yoğurulmuş, 19 yaşındayken vilayet meclisine (il özel idaresi) seçilmiş, 1978'de en genç milletvekili olarak epey ilgi çekmişti. Zaman içinde siyaset dünyasının gökyüzüne döşeli merdivenlerini basamak basamak tırmandı: Birçok kez bakan oldu. Chirac'ın, Sarkozy'nin. Hatta Mitterrand'ın: Partisi ile Mitterrand'ın cohabitation hükümetinde.
Unutmadan ekleyeyim: Kendisini "gauliste social" ("toplumcu golist") olarak tanıtmaktan çocukça bir zevk alan MB, 14-15 yaşından itibaren ismi değişse de programı ve kimliği değişmeyen General Charles de Gaule'ün klasik sağ partisinin sempatizanı, militanı, yöneticisi, milletvekili ve bakanı olarak tanındı. Bu tanınmışlık 21. yüzyıl başında inişe geçti. MB bugünkü gençlere yabancı. Tanıyanı çok sınırlı. MB'nin belirgin bir özelliği de fena halde "avrupai" olması. En “avrupacı” Fransız. Avrupa Birliği kurucularının izinde. Avrupa'da ABD kapitalistleri yerine avrupai patronların cirit atmasından yana. Fransa'daki klasik sağ devlet adamlığından sonra defalarca AB bünyesinde bakanlık görevine getirildi. AB mekanizmalarını, siyasi partilerin Avrupa Parlamentosu'ndaki örgütlenişini, siyasi liderlerini, üye devletlerin yöneticilerini en ince ayrıntısına kadar tanıyor. Ve elbette hep sağda. Nazik ve yumuşak ama sağda. İngiltere ile boşanma serüveninde AB komitesinin şefliğini üstlenen de MB'ydi. Kimi eleştirileri nedeniyle ama bilhassa yaşlılığı yüzünden süreç içinde AB'den, AB yönetim makamlarından uzaklaştı, "eski takımdan" damgasıyla. Bu yayğın ve yoğun ilişkiler demeti içindeki MB'nin önümüzdeki günlerde AB ilgili yetkilileri Fransa'nın bütçe açığının PIB'in yüzde 5,6'sı oranına çıkması nedeniyle sorgulanması vesilesiyle işe yarayacağı umuluyor. Bütçe açığının avrupai ilkelere (bütçe açığı PIB'in yüzde 3'ünü aşmamalı) uyması şart. Önümüzdeki zaman diliminde Fransa'nın mali krizle başbaşa kalması mümkün. AB'nin yardımına ihtiyacı olacak. Fransa üç bin milyar öro borcuyla da dar boğazlara girebilecek. AB ve Almanya Federal Cumhuriyeti'nin kurtarıcı rolünü oynamaları ve el uzatmaları gerekiyor. O aşamada MB'nin öteden beri yerleşik ilişkisi olan ülke yöneticilerinin de yardımcı olacakları umuluyor. Göreceğiz. Anayasa'ya göre, cumhurbaşkanı "başbakanı atar". Kaç günde? Bu konuda Anayasa'da açık ilke yok ama öteden beri süregelen geleneğe göre birkaç gün içinde: 5. Cumhuriyet'te süre birkaç gün. İki kere 9 günü buldu. İki kez 30 küsur günü. Macron bu kez iki ay bekledi. 5. cumhuriyette atama rekorunu kırdı. Paris 2024 Yaz Olimpiyatlarında altın madalya kazandı (!!!) Geleneksel biçimde başbakan en çok oy toplayan partiden veya partiler koalisyonundan atanır. Macron bu konuda da bir rekor kırdı: Tersinden. En çok oy toplayan ( 193 milletvekili sahibi )Yeni Halk Cephesi'nin bayan başbakan adayını beğenmedi. Tercih etmedi. Kalktı enaz oy toplayan partilerden birinden, LR'den, başbakanını atadı. Oyların yüzde 5'inden biraz fazla oy alan ve dikkatinizi rica ediyorum: Meclis'teki 577 milletvekilinin sadece 47 milletvekiline sahip LR'den. İşte cambazlık. İşin daha komik, daha inanılmaz yanı başbakanlığa atanan MB'nin arkasında veya yanında hangi parti veya partilerin bulunacağının da bilinmemesi. Daha da beteri: Bizzat kendi partisinden, tarihi LR'den, tam destek alabilecek mi? Bilinmiyor! Kilise avlusunda bekleyecek ve "Macron ricası birkaç oy n'olur" mu diyecek. Cumhurbaşkanı'nı destekleyen partiler koalisyonunda yer alan partilerin hepsi açık ve seçik bir biçimde ne yapacaklarını açıklamadılar. Bu arada birkaçı "MB'e açık çek veremeyiz" dedi. Şu son iki ay içinde Macron 5. Cumhuriyet'in kurumlarını umursamadı, siyasi yerleşik gelenekleri sarsaladı. Siyasi kriz henüz sonuçlanmadı. Böyle sürerse siyasi krz rejim krizine dönüşebilir. Toplumsal başkaldırılar patlayabilir. 7 eylülde gençlik örgütlerinin, "Jeunesses Anticapitalistes” (JAC) gibi derneklerinin çağrısıyla bütün ülke genelinde 150 gösteri yapılacak. Yeni Halk Cephesi bileşenleri de fiilen katılacak. 1 ekimde işçi sendikaları grevler ve gösterilerle seslerini duyuracaklar... Boyuneğmez Fransa (LFI) Anayasa'nın ilgili maddesi, 68. madde, uyarınca Macron'un "görevden düşürülmesi" önerisini verdi. Uzun, çok uzun sürmesi beklenen bu ugraşın ivedi, hemencecik etkisi Macron'dan ve uyguladığı metottan nefret edildiğini bir de bu yolla göstermek. Nihayet açık bir biçimde Macron'un istifası da isteniyor. Beş yıllık cumhurbaşkanlığı süresinin dolmasına üç yıl kalan Macron kendi kendini fesheder mi? Bu Macron'dan her şey beklenir! Son aylarda yaptıkları dikkate alınırsa "bir doktora görünmesini" önerenler bile var. Niçin olmasın. Macron'a güven sarsıntısının bu kadarı henüz görülmemişti: MB başbakanlığa atanana kadar enaz 22 kişiyle görüşen Macron'a en ilginç red işçi sendikaları konfederasyonu CFDT eski genel başkanı Laurent Berger'den geldi: "Size güvenmediğim için başbakanlık önerinizi kabul etmiyorum." Al sana! Başbakanlık teklifi için aradığı kimi isim ise telefonda bile onunla konuşmak istemedi. Macron düşmüştü. Artık yerlerde yuvarlanıyor. Bir Reis'e hiç yakışmıyor. Çok yalnız. Kimsesiz. Macronistan yağmalanıyor, yıkılıyor, Eski başbakanları da Macrron'a açımadan dirsek vuruyor: Edouard Phillippe birkaç gün önce bir dergide yayınlanan söyleşide "Geleçek cumhurbaşkanlığı seçiminde adayım" dedi. Seçimin tarihi 2027, ama telafuz etmedi. Acaba Macron istifa edecek ve cumhurbaşkanlığı için erken seçime mi gidilecek soruları soruldu. Genç başbakan Gabriel Attal Macron'a küşmüş. Partisinin Milet Meclisi Grup başkanlığına seçilen Attal Macron adını artık ağzına almıyor. 5 Eylüldeki devir-teslim töreninde Attal ile MB birer nutuk attılar, nutuklar epey uzuncaydı ama ne biri ne öbürü Macron ismini ağzına aldı. Gel de üzülme bakalım! Macron Millet Meclisi'ni feshederek erken seçime götürdüğü kendi milletvekillerinin yüz kadarını oy sandıklarında yitirdi. Bu eski milletvekilleri ve seçilenlerin bir bölümü Macron'u görünce kaldırım değiştiriyormuş. Bilenlerden aktarıyorum. NE OLAÇAK ŞİMDİ? Macron'u tutan partiler koalisyonu herhalde MB'yi destekleyecek. Bu ortaklık ve LR'in desteği, toplam en fazla 213 milletvekili, ile MB hükümetinin güven oyu alabilmesi için yeterli olmayacak. Faşist ve ıkçı parti ise MB'ye "kibarca" davrandı: "Programını bir açıklasın görelim. Tasarısına göre ne yapacağımıza karar verceğiz." İyi haber alan geniş kulaklılar kalkıp, "MB hükümeti Macron-Le Pen ortaklığının meyvesi. Herhalde zehirli bir meyve" diyor. Birbirinden nefret eden biri bayan biri bay ben-merkezci iki siyasetçinin Saray'da gizlice görüştüğü bile ileri sürüldü. Saray'ın birçok kapısı var: Gösterişe yönelik giriş kapısı. Bahçe kapısı. Arkadan girilen küçük kapısı (19. yüzyıl sonunda ve 20. yüzyılda bir-iki cumhurbaşkanı arkadaki küçük kapıyı metreslerini kabul için kullanıyordu. Romanlar boyu yazılı). Dedikoducular Macron'un "Gcce ziyaretcileri" listesine girdiği söylenen Le Pen'i hangi kapıdan içeri aldığını bilmiyoruz diyorlar. Mümkün. Bu ülkede sırlar çok iyi saklanıyor(muş). İşte bir örneği daha. Macron'un MB'nin kuracağı hükümetin anında güvensizlik oyu alıp tepetaklak olmasını önlemek için Le Pen'in "yardımına" ihtiyacı var. Bu işleri bilenler Macron'un MB için önceden Le Pen'den " başbakan olabilir" yanıtı üzerine yaşlı-genç yakışıklının başbakanlığa atanmasına karar vermişmiş. Olabilir mi? Bunun için gizli kapaklı görüşmeler gereksiz. Herşey medyanın gözleri önünde, bilgisi içinde. Saray'dan görevlendirilmiş genç ve henüz Paris'te burjuva mahallelerinde satın aldıkları apartmanların kredilerini ödeyememiş güya gazeteciler Saray ile televizyonlar, gazeteler ve dergiler arasında getir-götür görevini üstleniyorlar. Irkçı parti olası bir gensoru önergesi halinde Millet Meclisi'ndeki oylamada oy kullanmazsa diğer muhalifler tahminen 239 oy çıkarabilecek ama 289 rakamına ulaşamayacak ve böylece MB hükümetini kurtarabilecek. Ama sonsuza kadar süremez. Ve saatigelince MB ile ırkçı parti mutlaka karşılacak. O günlere doğru giderken MB bakanlarını tek tek seçecek. Hükümetini kuracak. Macron bu ugraşlara mutlaka burnunu sokacak. Yürütmenin ilk iki ismi, cumhurbakanı ile başbakan, arasında hırlaşmalar çıkabilecek. "Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını yapar. Başbakan işleri yürütür” ilkesinin şaşmaz uygulayıcısı olmak isteyen ve “hükümet cumhurbaşkanında bağımsız olmalıdır” diyen MB Macron'un gazabından kurtulup başbakanlık yapabilecek mi? Bu da bir soru. MB kendini dev aynasında gören, herşeye karışan, sürekli televizyona çıkmak yanlısı, hırpalayıcı, kaba saba ve başabela Macron'u özel olarak beğenmiyor. 2017'den bu yana defalarca söyledi. Bakalım daha neler olacak. Siyasi ve rejimsel olmaya aday bunalım süreceğe benziyor
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|