A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Orantısız Zorbalıklar

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Neslihan Acu | 14 Mayıs 2008 14:55:19

1 Mayıs 2008. Bir demokrasi sınavını daha BAŞARIYLA aşamadık. Çok acı konuşmak gerekiyor.Sahnelenen bu rezilliği bize, bu ülkenin insanlarına reva görenler... Bu hükümet, bu vali, bu emniyet müdürü, bu olanları derhal açıklamak zorundadırlar. Eğer varsa bir açıklamaları!

Orantılı güç dediler, orantısız zorbalık yaptılar.
Slogan atana biber gazı, DİSK binasının içinde durana gaz bombası, yere düşene tekme, marş söyleyene tazyikli su.
Gördüğünüz gibi çok ama çok orantılı (!) bir güç kullanımı söz konusu.
Bu çok orantılı gücü nasıl kullandıkları görünmesin diye de, Osmanbey, Şişli, Nişantaşı’ndaki trafik kameraları karartılmış önceden.
Onarım varmış da! Yerseniz artık.
Ya televizyon kameraları diye soracak olursanız…
Ellerinizden öperler.
Şişli’de, Osmanbey’de kıyamet koparken sevgili televizyon kanallarımız günlük kadın programlarını sunmaya devam ettiler.
Kanal 24, Habertürk dışında 1 Mayısı ipleyen eden yoktu.
Pek sayın iktidar neden gazeteleri ve televizyon kanallarını taaa Katar’lardan matarlardan para denkleştirip, tarladan papatya toplar gibi tek tek toplayıp sepetine koyuyor sanıyorsunuz?
Orantılı güç gösterileri yayınlanmasın, ele güne karşı rezil olmasınlar diye.
 
Olayların açıklaması ne kadar basit aslında, şöyle bir düşünürseniz…
Sayın başbakan “ayak takımı” diyerek açıkça meydan okudu “işçi takımına”.
İşçi örgütleri de, o halde Taksim’e çıkarız, 77’yi de anarız, çelengimizi de bırakırız dedi.
Hükümeti, valisi, emniyet müdürü bağrıştılar hep bir ağızdan:
“Olmaz! Günlük hayat düzeni bozulmasın, turistler ürkmesin”, falan filan.
 
Sonra da ne yaptılar? İstanbul’un canına kendi elleriyle okudular.
Vapurlar, metro seferleri her şey iptal edildi. Ortalık bir adet iç savaş alanına döndü.
Taksim ise, çevresindeki parmaklıklarla ve bomboşluğuyla adeta bir korku meydanı!
Bravo bravo! O pek düşündüğünüz turistler bayılmışlardır bu görüntülere.
Gündelik hayat da hiç bozulmadı sayenizde. İnsanlar korkularından evlerinden dışarıya çıkamadılar çünkü. Çıkanlar da gaz bombasını yedi, tazyikli suları yuttu, hastanelik oldu.
Hastaneler bile aldılar ağızlarının paylarını. Şişli Etfal’in acil servisine bile düştü (!) gaz bombaları.
 
Bu olaylardan dolayı DİSK’i, KESK’i ve Türk-İş’i suçlayanlar var.
Yasaklamalara uyarak Ankara’da halaylı türkülü kutlama yapan Hak-İş başkanı sayın Salim Uslu demeye getirdi ki, otoriteyle zıtlaşırsanız olacağı buydu, güç sınamasına gelirse iş hangi tarafın daha güçlü olduğu bellidir.
İşte bu kadar! Zihniyet budur, ellerinizden şap diye öper!
Otorite güçlüdür. Otorite, dediğim dedikçidir.
Gerçek demokrasilerde hükümetler sokaktaki insanın, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin söylediklerine kulak verir, onların isteklerini yerine getirmeye çalışırlar.
Çünkü bir hükümetin orada bulunma nedeni odur.
Teorik olarak, vatandaşa ve onların temsilcilerine hizmet etmekle yükümlüdür.
Güvenlik (!) güçleri vasıtasıyla dayak atmak, tartaklamak, kaburga kırmak, kafaları tekmelemek için bulunmaz o mevkide.
 
Ama bizim ülkede pratikte işler teoriyle uyuşmaz.
Bizden alınan vergilerle, bizi koruması için oluşturulmuş polis örgütü, genç yaşlı işçi memur kadın çocuk demeden önüne gelene basar dayağı.
Atılan o gaz bombalarının, polisin o zırhlı üniformalarının, silahlarının parasını halk öder. Dayağı da halk yer.
İşçi bayramında dayak yiyen, yerlerde sürüklenen insanların oluşturduğu hazin manzaraların utancını da halk çeker. Biz çekeriz yani.
Otorite ise burnundan kıl aldırmaz.
Sonra Barrosso gibileri gelirler yamacımıza, AKP’nin kapatılması demokrasiye aykırıdır falan der.
Barroso’yu Şişli’ye götürmek lazımdı bugün.
Birkaç gaz bombası yiyince AKP tarzı demokrasinin ne olduğunu bir kez daha düşünürdü belki.
 
Ben diyorum ki, yeter artık. Kendi insanını bu kadar sevmeyen, bu kadar nefret eden, bu kadar korkan bu iktidar gitmeli. Bu vali istifa etmeli.
Her şeyin bir sınırı var çünkü.
Biraz olsun uygarlık istiyoruz. Uygar insanlar tarafından yönetilmek istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz?


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Eflatun Acaroglu { 18 Mayıs 2008 00:53:10 }
Yaziniz; silahlariyla kendi halkinin üzerine yürüyen, oranti nedir bilmeyen hükümete güzel bir ders verdiniz.
Yüreginze saglik.
pinar ozkan { 16 Mayıs 2008 13:57:07 }
Sevgili Neslihan Acu,
Medyatava ve ayorum''daki yazilarinizi zevkle okuyorum. Turk medyasinin ozellikle kaypaklastigi su donemlerde durust ve icten yazilariniz, cesur cikislariniz ve zeki mizahinizla islenmis yorumlariniz benim gibi memleketten uzaklarda yasayanlara umut veriyor. Sizi tanidigima cok memnunum.
Melbourne''dan sevgiler
Pinar Ozkan
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git