|
|
Mezopotamya’nın AğıtlarıKategori: Söyleşi | 0 Yorum | Yazan: Deniz Günal | 27 Mayıs 2023 10:36:14 Önümüzdeki günlerde, Melburn hüzünlü ama heyecan verici bir dinletiye sahne olacak. Mezopotamya’nın Ağıtları! 6 Şubat’ta yaşamını yitirmiş onbinlerce canımızı anacağız. Bu dinletinin yapımcısı Arzu Yuvarlak Danaher’le sizler için bir söyleşi yaptık. Arzu Yuvarlak Danaher, ülkesi ile gönül bağını hiç koparmadan, Melburn’da başarılı pek çok dinleti ve projede yer almış, bir müzik öğretmeni ve klasik Türk müziği sanatçısı.
Arzu’cum bu çalışmayı hangi duygularla başlatıyor ve neler başarmak istiyorsun? Sevgili Deniz, sorularını yanıtlamadan önce benimle bu söyleşiyi yaparak toplum bireylerimize A Yorum aracılığıyla ulaşmama yardımcı olduğun için sana teşekkür ederim. Mezopotamya'nın Ağıtları isimli konser çalışmasını bu yılın başında Türkiye'de ve komşu ülkeler Suriye ile Irak'ın bir kısmını etkileyen yıkıcı depremden sağ kalan insanlara, özellikle depremden dolayı yetim kalan çocuklara, depremden dolayı ailesi her şeyini kaybeden çocuklara yardım etmek amacıyla gerçekleştiriyorum. Bu çocukların psikolojik destekli eğitim almalarına katkı sağlamak istiyorum. Ben Hatay'ın Samandağ ilçesinde dünyaya geldim. Bildiğiniz üzere Hatay bu depremde en feci şekilde zarar gören, kayıplar veren illerimizden bir tanesi. Kendim Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde öğrenci olduğum sırada 1999 Bolu Düzce depremini ve sonuçlarını bizzat yaşamış biriyim. Deprem yaşamış insan-ların psikolojisini, fiziksel ve ruhsal yıkımını çok iyi anlıyorum. Tanrım yeryüzünde hiç kimseye böyle felaketler yaşatmasın. Lakin bu felaket gerçekleşti ve şu an sonuçları ile mücadele etme, yaraları iyileştirmeye odaklı çalışmalar yapma zamanı. Hatay'da doğmuş, hem oranın ge-lenek görenek ve kültürel değerleriyle donanmış hem de deprem bilincine sahip bir birey olarak üzerimde büyük bir sorumluluk hissederek başladım bu projeye. Gerek Türkiye'de gerekse Avustralya'da edindiğim 'gerçek sanat' eğitimi ve tecrübelerimi kullanarak bu projeyi yarattım. Bu proje ile ilgili olan duygularımı anlatmak kelimelere dökmek gerçekten çok zor Deniz'cim. Bu proje üzerinde çalışmaya depremden dört gün sonra başladım. Bilgisayar üzerine her oturduğumda gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Çünkü seçtiğim eserlerin hepsi bu bölgelerde yüzyıllardır yaşamış olan insanların türküleri. Hepsi anonim, yani yazanı belli olmayan müzikli hikayeler. Bu deprem felaketinden çok daha önce gerçekleşmiş felaketleri, bu topraklarda yaşanmış ve yaşanmaya devam etmekte olan acıları anlatıyor. Tarihsel, sosyal, kültürel ve coğrafi olarak son derece zengin olan bu toprakların insanlarının yaşamını müzik yoluyla Avustralya'nın çok kültürlü toplum bireyle-rinin anlayacağı şekilde sahneye koyabiliyor olmam da başka bir duygusal boyut. Dinletine verilen desteklerden de söz edebilir misin? Çağımızın en büyük felaketlerinden biri olan 6 Şubat depremi Avustralya’da da büyük üzüntü yarattı, çok sayıda kurum ve yurttaş yardım ve destek çabasına girişti. Sen Melburn müzik çevrelerinde de etkin yer alıyorsun. Hangi açılardan katkılar vermek istediler? Ben Avustralya'ya geldiğimden beri on yılı aşkın bir süredir Melburn'un seçkin korolarından biri olan Scots Korosu'nda Müzik Direktörü ve şefi Douglas Law-rence ile şarkı söylüyorum. Bu korodaki korist arkadaşlarım, Scots Kilisesinin üyeleri ve baş lideri, beni depremden hemen sonra başsağlığı dilemek amacıyla aradılar ve çiçekler gönderdiler. Depremden etkilenen bir yakınım olup olmadığını sordular. Derhal bir yardım kampanyası başlatmak istediklerini söylediler. Bana depremle ilgili söyleşiler yapma olanağı tanıdılar. İlk etapta toplanan yardım kampanyasından elde edilen yardımlar, Hatay'dan Mersin iline sığınan halka gönderildi. Daha sonra bana bir konser yapmak isteyip istemediğimi sordular. Ben de kabul ettim ve konser projemin taslağını sundum. Çok beğendiler ve kilisenin tüm olanakları ile destek vereceklerini söylediler. Scots Church, konserin ev sahipliğini üstlenirken, tüm sağlık ve güvenlik önlem-lerini aldı. Ayrıca elde edilecek bağışlar için özel bir banka hesap numarası oluşturdu, her türlü finansal idaresini, konserin Melburn dışındaki izleyicilere ulaştırılmasını websitesi üzerinden online yayınlanmasını üstlendi. Scots Korosu, Avustralya Oda Korosu üyeleri hayatlarında ilk defa Türkçe ve Arapça dillerinde şarkı söylemeyi, tüm provalara ve konsere gönüllü katılarak destek vermeyi teklif ettiler. Korona süreci içerisinde görev aldığım 3MBS Klasik Müzik radyosu 103.5 konseri ilgiyle karşıladı ve kayıt telif hakkını alarak canlı kayıt yapmak istediğini belirtti. 3MBS Klasik Müzik radyosu, klasik müziği seven halk tarafından 1970'lerde ku-rulmuş, halk için klasik müzik yayını yapan bir radyo olduğu için Mezopotamya-'nın Ağıtları konser projesi ile felsefi, vizyon ve misyon açısından örtüşen bir yayın kurumu. Ben de bu özelliklerinden dolayı konserin kayıt telif hakkını kendilerine hediye ettim. Böylece Mezopotamya’nın Ağıtları Avustralya çok kültürlü müzikleri arşivine girmiş olacak. Dinletinde çok sayıda değerli Melburnlu sanatçı da yer alıyor. Evet, olağanüstü sanatsal destek aldığım müzisyen arkadaşlarım meslektaşlarım var bu projede. Scots korosunda birlikte şarkı söylediğim arkadaşım dostum, Melburn'un yaşayan ve en iyi bilinen bestecilerinden Vaughan McAlley, eserlerin koro düzen-lemelerini yaptı. Hatta Hatay yöresinden olduğunu tahmin ettiğim hiçbir yerde yazılmış notasını bulamadığım Arapça bir halk şarkısını amatör bir videodan ben-im ve koronun seslendirebileceği şekilde notaya aldı. Bu çalışmalar çok ince, çok özel hassas işitme becerisi gerektiren çalışmalar. Kendisine minnettarım. Milli Eğitim Bakanlığına uzman müzik öğretmeni olarak atanmadan önce Mel-burn Senfoni Orkestrası'nın eğitim biriminde uzun yıllar görev yaptım. Burada kurduğum arkadaşlıklar, birlikte çalıştığım sanatçıların yapıcı, yüreklendirici desteklerini, verdikleri morali tarif etmem mümkün değil. Müthiş bir aranjör olan Melburn Senfoni Orkestrası'nda keman sanatçısı Roger Young. Eserlerin batı müziği çalgılarına uyarlamalarını ve düzenlemelerini yaptı. Konserde birinci keman çalacak. Duayen clarinet sanatçısı Philip Arkinstal, aslında müthiş bir kemanci olan fakat bu konserde piyano çalacak arkadaşım Michael Loftus-Hill, Avustralya'da tanıştığım ilk ve tek Türk klasik müzik keman sanatçısı Işın Çakmakçıoğlu abim, viola sanatçısı ve müzik eğitimcisi Timothy Veldman. Avustralya'nın önde gelen percussion sanatçılarından biri olan John Arcaro. Efsane müzisyen manevi baba-larımdan birisi olan Bülent Sabah ve diğer yürekleriyle bu konsere katkı sağlayan niceleri. İzleyicileri nasıl bir dinleti bekliyor Arzu’cum? Sanat severler, halk müziğimizin farklı türlerini, Güneydoğu Anadolu bölgemizin zengin halk müziği örneklerini dinlemeye hazır olsunlar. Repertuarda, bölgenin sosyal ve kültürel yaşamını anlatan Türküler, ninniler, dualar, ağıtlar, feryatlar ve tabii ki aşk şarkıları da var. Zaten aşksız müzik olmaz, yoksa sanat olmaz. Türk Halk müziğinin zengin örneklerini duyarak hem kaybettiklerimizi yad edeceğimiz hem de sahip olduğumuz değerleri özümseyeceğimiz bir konser olacak. Bir yandan matem tutarken diğer yandan Doğu'nun melodik ve ritmik müziksel geleneklerinin günümüz modern Batı klasik müzik gelenekleri ile birleştiği eşsiz bir konser dinleyebilecekler. Bu dinleti aynı zamanda bir kültür şöleni olacak, değil mi? Evet, Melburn’de Hatay ve Suriye yemeklerini en iyi yapan Shamiyat restoranı. Konserden sonra işitsel güzelliklerini sunacağımız illerin ve Hatay'ın damak tadlarından örnekler ikram edecekler. Hiçbir karşılık almadan. Son olarak Türkiye ile geleceğimizle ilgili neler söylemek istersin? Gönlünden neler geçiyor? Türkiye ile ilgili düşüncelerim çok derin, çünkü orası benim ana yurdum, mem-leketim, beni ben yapan doğduğum yetiştiğim toprak. Bu gerçeği hiçbir şey değiştiremez, dolayısıyla gönül bağım çok sağlam. Türkiye'nin insanı çok daha iyi şartlarda, daha iyi yaşamayı hak eden bir halk. Fakat maalesef, bugün dışardan gözlemleyebildiğimizde görüyoruz ki halk hak ettiği şartlarda yaşayamıyor. Ben bir politikacı değilim, okuyan, araştıran, iyiyi, güzeli ve doğruyu nasıl bulabileceğimi sorgulayan bir sanatçıyım. Fakat yaşım ilerledikçe ve öğrendikçe anlıyorum ki bir ülkenin halkının refah içinde yaşaması o ülkenin, özellikle bugün bu küresel iletişim çağında, diş ülkelerle olan yapıcı ve halkın refahını koruyucu diplomatik-ekonomik ilişkilere bağlı. Türkiye'nin geleceği için gençlerin okuyup araştırıp özellikle gelişmiş ülkelerin idari sistemlerini inceleyip öğrenip, bizim değerlerimizden ödün vermeden o uy-gulamaları nasıl uyarlayacaklarını öğrenmelerini arzu ederim. Doktor, mühendis yetiştirdiğimiz kadar açık görüşlü eğitimci, diplomat, sanatçı da yetişmeli ülkemizde. Gençlerimizin kendilerine eğitim olanakları sunulmasa bile bunun için mücadele etmelerini, kendilerine dayatılan cehaleti kabullenmemelerini umut ediyorum. Ayrıca halkımızın birbirine olan bağlılığını, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı olmaksızın pekiştirmek için düşünüp çaba gösterirsek hepimiz barış, refah, huzur içinde yaşayabilme şansını buluruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletine yüz yıl önce hediye ettiği değerler, bugünün dünya siyasi dengeleri göz önünde bulundurularak geliştirilmeli. Bunu başarabilmemizi çok isterim. O zaman Türkiye güçlü bir devlet ve Türk halkı mutlu bir halk olarak yaşayabilecektir. Sevgili Arzu, biliyorum ki çok yoğunsun. Bize zaman ayırdığın için çok teşekkür ederim. Mezapotamya Ağıtları’nı dörtgözle bekliyorum. Dinleti Bilgileri Tarih: 4 Haziran Pazar
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|