A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

YÜREKTEN AKLA EVRİM - İnanç ve Akıl – 2 (*)

Kategori Kategori: PLATON incelemeleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Bobaroğlu | 26 Mart 2023 06:41:48

İsa’nın İncil’de Yeni Ahit dediği şey, Eski Ahit yasaya boyun eğmekti, yani şeriat yasasıydı, şeriat yasa demek zaten. Musa’nın yasası şeriat, yani insanlar yasaya boyun eğeceklerdi. İsa dedi ki, “bu eski Ahittir, yani yasaya boyun eğmek Musa’nın öğretisiydi, toplum oluşturmak içindi. ‘’Ben size yeni bir Ahit getirdim” Nedir diyorlar, bu Yeni Ahit? “Bu Yeni Ahit, yeni bir dindir, yeni bir emirdir, ben size yeni bir emir getirdim”. Ee peki nedir arkadaşlar, diyor ki, “Tanrıyı bütün varlığınızla, bütün yüreğinizle, bütün fikrinizle seveceksiniz, bu yasada vardı, Musa’nın yasasında zaten bu böyle yazıyordu, ama devamı komşunuzu kendiniz gibi seveceksiniz, bunu size emrediyorum”. Şimdi bu güzel bir şey de, yani sevgi nasıl emredilir?



İbranice, daha doğrusu Aramice yazılmış bir İncil’in Grekçe’ye, Latince’ye çevrilerek, başka bir dillere, correct dillere çevrilerek, kendi kavramsal içeriğini yitirmesi. Başka bir kavrama evrilmesi, eksen kaydırması, o olayı anlamsız haline getirmiş. Biz bunu nereden anlıyoruz, çünkü bu gelenek bizde tasavvuf geleneği olarak devam ediyor, biz bunu anlayabiliyoruz yani. Nedir o? İnayet, inayet sözü bizde var. Batıya bu inayet sözü çevrilmemiş mi yani? Halkın, kilisenin ve halkın literatürden baktığın zaman, herkes kendi dilinde sevgi diye anlıyor, çevrilmiş, charity diye, charity, inayetin Batı dillerindeki karşılığı, Fransızcası charité nedir bu? Kayra Türkçesi, yani şefkat, bakım, kayırmak, kayırmakta korumak da vardır, bakım da vardır, ama karşılıksızlık var, yani şefkat vardır, işte inayet bu demek. Dolayısıyla Tanrının inayetinden söz ediyor İsa, diyor ki, “Musa size yasayla emretti, yasayla geldi, ben size Tanrının inayetini getirdim”. İnayet karşılıksız kayırma, bunu size emrediyorum. Yani birbirinizi karşılıksız kayırın.

Yani kim olursa olsun, Tanrının huzurunda herkes eşit olunca, kimin gereksinimi varsa, buraya o şu dindenmiş, bu millettenmiş bakma, işte İsa’nın evrensel buyruğu bu.

“Kardeşlerinizin içinde, herhangi birisi bu durumdaysa, işte o benim, ben, O’nu ziyaret etmek, beni ziyaret etmektir” Bu evrensellik işte, dinin şu ırk, bu inanç, bu kadın, erkek, çocuk bakmaksızın, gereksinim, Tanrısal kayra, yani karşılıksız şefkat, karşılıksız bakım. İşte Hegel bunu dinin doruğu olarak görüyor, bu evrenselliktir diyor, bunun ussal olması demek, yani felsefeye evrilmesi, ussal olması, bunun hak olarak keyfilikten kalkıp, yani İsa dedi diye gidip yapmak değil, bu insan hakkıdır ve bunu zorunlu olarak yapmamız. O halde, bu anayasal bir hak olarak belirlenmeli ve dilenci durumuna düşürmeden, insanları böyle dilenerek bakımlarını istemeden, onlara toplumun ortak iradesi olan devlet, bu hakları karşılamalıdır. Bu anlamda dinin aşılması gerekir diyor, bu anlamda. Ve o zaman usun koşulsuz buyruğu olur diyor.

***

S: Bir, Birlik ve Bütünlük, siz Bir’e düşünsel saltık ilke dediniz. Birliğe somut evrensel ilişkiler bütünü dediniz. üçüncüsüne de öz-bilinç dediniz Bütünlüğe. Onu biraz daha açabilir misiniz?
C:Bir ve Birlik dediğimiz zaman, Bir aşkınlıkta düşünmek lazım. Yani çokluğun içinde Bir’i kullanamıyoruz. Bir düşünseldir dediğimiz zaman somut ilişkiler içinde değildir demiş oluyoruz. Peki, Bir ne işe yarar? Şimdi, Birlik dediğimiz zaman Bir’e gereksinimimiz var. Birliği iki durumda görüyoruz. Bir doğada görüyoruz, doğada Birlik kozmostur. Peki kozmos olabilmesi için yani kozmik olabilmesi için doğanın, bunun anlamı ne? Birbirinin dışında birbirinin parçalanmışlığı birbiriyle ilişkisizlik demiş oluruz. Tersi, kozmos yok ne var? Karmaşa var. Kaos demiyorum ben. Karmaşa diyelim. Karmaşa darmadağın olur doğa ise öyle değil, demek ki kozmos. Peki buradaki Bir ilke olarak bu Birlik içinde nerededir? Burada Birlik kozmosun bizatihi somut ilişkilerinin adı, Bir ise varlık. Kozmosun yani tabiatın, doğanın varlığı ama varlık bir düşünce bir ilke, varlık diye bir şey yok. Peki ikincisi ne? İkincisi dediğim iki Birlikten söz etmemiz gerektiğini söylemiştim, iki Birlikten söz edince, bir tanesi doğada, kozmos ve onun

Bir ilkesi varlık, kozmos somut ilişkiler Birlik o, vahdet diyoruz ona biz,ikincisi toplum. Bütünlük ne? Bütünlük doğanın kozmosuyla insan yaşamının toplum olması bilincini bireylerin kendilerinde içselleştirmiş olmaları. Tanrısal ilke burada aşkın olarak, burada Tanrısal ilkeye ne gerek var? Doğa kozmosu var birde toplum yasası var diyelim. Ee tamam da yani şimdi burada Tanrıya ne gerek var? Tanrı bu iki karşıt yani toplum ve doğanın aşkın ilkesi olması bakımından bireyde içselleşip bu iki karşıtlığı birliğe getirici olan bilinç demek, logos demek. Yani Tanrı insanda içkindir ki, insan bütün olabilsin. Bu ikisinin,, bu karşıtlığın insan bilincinde aşkın bir ilke altında doğa-tin ilişkisi olarak içselleştirmesi bütünlüktür. Peki olsa ne olur yani ne olmuş bunu söylemekle ne demiş oluruz; bütünlük eğitilebilir demek.

Demek ki eğitilebilir olmaya doğru evrilmek insanlaşmak demek. Eğitilebilir olmak son derece önemli. Platon'un bütün öğretisini hatırlayın pedagogia üzerineydi. Gogia’ya da çevrilmek değil mi? Çevrilmek, neye çevrilmek işte şuura, logosa doğru çevrilmek. E logos ne? Kendinin bilinci, öz-bilinç. Yani insanları öz-bilince taşıma eğitimle olanaklıdır demek bütünlük.

Düşünce ile duyuların dış nesneye ilişki kurması.  üçlü bir şey var. Dışarda da bir nesne duyularım aracı, düşüncem de duyular vasıtasıyla o nesneye ulaşıyor. Bu bütün işlerimizi yapıyoruz bunlarla.

Bu doğal olarak böyle doğduğumuzdan beri herkes bunu yapabilir. Doğal bir şey, apriory. Şimdi doğal olmayan, tinsel olan ne? işte doğal olmayan, tinsel olan bu verileri, bu verilerin kendilerini değil, dışardaki nesneleri değil onların imgesini bize kim getirmişti, anlama yetisi. O imge üzerine düşünmeye başladı mı anlama yetisinin kendisini nesne ediniyorum.

Duyuları imgeye çeviren zihindi. Zihnin üzerine düşünerek aklı inşa ediyoruz. O nedenle diyor bu iki yetimiz; biri çözümleyici yani ayrıştırıcı, öteki birleştirici. Vahdet dediğimiz şey: tevhid, vahdet, birlik bütün bu sözler akla ait. Zihne ait değil. Felsefe yapmak demek bu akla ait işler demek.

Hakikat demokratik değildir. Örneğin yerçekimi hakikattir. Demokratik olarak ortadan kaldıramazsınız. Oy birliği ile kaldırdık. Kalkmaz. Hakikat kendini dayatır. Zorunludur o. Peki bizim marifetimiz ne olacak? O hakikati ortadan kaldıramadığımıza göre marifet o hakikatle iş yapabilmek. İşlerimizi o hakikate göre yapmak. Yoksa hakikati kaldıramazsın. İşte hakikat kaldırılamayan zorunlulukların adı, dolayısıyla bilincin evrimi felsefenin kendisi. Felsefe malzeme toplayarak onları değerlendirmek değil. Bilincin pedagogiası, dönüşümü. Bilinci dönüştürmüyorsa bir şey o felsefe değildir.

S: Özgür öz bilincin hak olarak kabul edilmesi sevginin evrensel olmasının zemini midir?
C: Hayır, hayır. Zemini değildir. Onun ussallığıdır, zemin olan sevgi;Sevgi sahici bir şey. Hak toplumsal olarak iradelerimiz ile onayladığımız ve yazılı bir anayasa haline getirdiğimiz sevginin korunmasıdır. Sevgi hak ile korunur, Özgürlükler hak ile korunur, Hak esas ama temel olan yaşamın kendisi. Hak onun düzenlenmesinin adı; ussallık düzen verici ilke. Sevgi doğrudan deneyimdir, temeldir yani. Sevgi en temel yaşam olgusudur.

Her bilinç durumuna göre bir kültür var. O kültürün kendi içinde bir hakikat ... Fakat hepsinde temel, doğal bir başlangıç var. Nedir o? Üreme, eros. Zemin değildir yani. Ama kavramın zeminidir evet. Doğal zemin değil. Kavramın zeminidir doğru.

S: Kant'ın “aklınızı kullanma cesareti gösterin” önermesini öz bilincin keşfine yönelik bir öneri olarak görebilir miyiz?
C:özgür öz-bilincin olabilmesi için öyle cesaret filan değil, karşılıklı ilişkilerde ussal bir ortaklaşa hak arayışı olması lazım.

Modern dönemin felsefesi maruz kalmak değil, inşa etmek. Poesis.

***

İradi sevgi şefkattir. Kuran'da Meryem suresi var. Meryem suresinde Meryem'e hitap var. “Kadınların en hayırlısı” diyor. Muhteşem bir şey. Kadınların en hayırlısı. Annenin bebeğine duyduğu şeyin adı agape. Tanrısal sevgi bir tek, annenin bebeğine duyduğu şey. Tanrısal sevgi bu.

(*) Metin Bobaroğlu'nun zoom konuşmalarından derlenmiştir.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git