A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

SEVGİNİN DİYALEKTİĞİ – 2 (*)

Kategori Kategori: PLATON incelemeleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Bobaroğlu | 12 Mart 2023 04:12:11

Tanrı anlayışı Hegel’e göre Museviliktir. Musevilikte Tanrı aşkındır ve ancak onun emirleri, yasalarıyla tikel bir ilişki vardır. Kişiler Tanrının buyruklarıyla, dışsal bir Tanrının yani dıştan emredilenleri uygulayan dışsal bir Tanrının emri altındadırlar. Ama gene Museviliğin içinden doğan, yani o evrenselin içinden Tanrıyı içselleştirerek doğan İsa, İsevilik -Hristiyanlık daha sonra biliyorsunuz kurumlaştığı için o başka bir anlama gelir- ama İsa, İsevilik Tanrıyı içselleştirme, artık aşkın olan, müteal olan Tanrıyı mündemiç/ içkin/ immanuel kılmak. Bu da Tanrısal özgürlüğün, koşulsuz özgürlüğün insanda saptanması demek oluyor. Çünkü Tanrı koşulsuz, evrensel. Ama evrensel tikele karşıt olarak dışta bir buyruktur.

Eğer evrensel bilinci kendi bilinci olarak onarsa insan, o zaman evrensel içkinleşir immanuel olur ve kendi öz-bilinci sonsuzca onanmış olur, koşulsuz onanmış olur. İşte koşulsuz sevgi aynı zamanda bu bilincin sevgisidir.



İsa’ya kadar olan öğretide Musevilik, seçkin bir kavim olduğunu, seçilmiş bir kavim olduğunu ve bu seçilmişliğin Tanrı tarafından seçilmiş olduğunu ve diğer toplumlara bu öğretinin, bu Tanrısal yasanın verilmemesi gerektiğini yani kendilerinde Tanrı’yı millileştirmesini savunuyorlardı. İsa aynı öğretinin içinde hayır, Tanrı herkesin Tanrı’sıdır, Tanrısal Kayra, bir zümreyi, bir milleti, bir ırkı tercih etmiş değildir, dolayısıyla siz, kendiniz girmediğiniz gibi Tanrısal sevgiye, insanları da sokmuyorsunuz der İncil’de.

İşte evrensel sevginin içselleştirilmesi, Tanrısal sevginin içselleştirilmesi tüm insanlara aynı merhametle davranılması ilkeselleşiyor burada. İnançtan ilkeye geçiyor ve Hegel için bu, tam da kültürün içinde felsefi bir ilkeyi, arkheyi bulmaktır ve evrenselin içselleştirilme ilkesini özgür öz-bilinç olarak ilk kez İsa’da bulduğunu söyler. Bakın çok önemli, felsefi ve dini ve kültürel olguyu iç içe ama felsefi bakış altında saptıyor ve bilincine taşıyor.

Daha sonra kilisenin bir kurum olarak İsa’yı ya da evrensel sevgiyi kendine, kendi kontrolüne, kendi denetimi altına almasıyla -bir nevi İsa’yı kilisenin duvarları içine hapsetmesi ile diyelim- bu kez diğer toplumlara, diğer milletlere kilise tavır alarak İsa’nın tüm milletlere dökülmesi gereken Ruhu’l-Kudüs’ü kendi tekellerine alıp diğer milletleri bir anlamda dışlayarak, yadsıyarak bir önceki iddiaya geri dönerler.

Yani evrensel öz-bilinç olarakTanrı’nın içkinliği tekrar kilisenin kontrolünde dışsal bir Tanrıya dönüştü. O halde bu aşılmalıdır diyor. Ama bunun aşılması yeni bir dinin ortaya çıkması değildir. Artık felsefe ile özgür öz-bilincin kendinde onanmasıyla aşılabilir diyor. Buradan felsefeye geçmemiz gerekir.

Doğal olarak evrensel verili sevgi, bu sevginin, İsa’nın öğretisindeki evrensel sevginin içselleştirilmiş biçiminin verili olduğunu ve evrensel yani Tanrısal olduğunu, dolayısıyla insanın edimleriyle hak edilmiş olmadığını dolayısıyla tarihsel olmadığını, -evrensel olan tarihsel değildir anlamında- evrenselin içselleştirilmesi onun tarihe girişidir. Bu bağlamda Hegel, bu sevginin yani verili olan sevginin ancak kendi ile özdeş olduğu için bu sevgi, -Tanrısal demek kendi ile özdeş demek- bu evrensel sevgi, Tanrısal sevgi kendi ile özdeş olduğu için onun kuracağı sadece ailedir. Toplum kuramaz diyor. Toplum kuramadığı için bu sevgi aileye içkin yani oradaki immanuel olmak aile, dolayısıyla İncil’de de buna inanırların ailesi deniyor.

kilise biliyorsunuz ekklēsía topluluk demek, cemaat demek, cemiyet demek değil. Cemaat, dolayısıyla inanırların cemaati bir cemiyet olarak ortaya çıkmış değildir.
Sevgi cemiyet için belirleyici değildir, aile için belirleyicidir, aileyi oluşturur, ailede içselleşir, ancak toplum kuramaz. Toplum kurmak için bu sevginin aşılarak hak biçimine evrilmesi gerekir, karşıtına geçmesi gerekir. Ve hak, özgür öz bilincin kişiler tarafından hak olarak benimsenmesidir. Bu yasa altına alınıp, bir kurum olarak devlete dönüşmesi gerekir der.

Diğer insanı köleleştiren bir bilinç, özgür öz bilinç değildir. Özgür öz bilinci bir hak olarak görmemektir.

Hegel, bilincin evrimi olarak Tinin Görüngübilimi'nde inceler yani içsel bir süreci anlatır. Öznel bir süreci anlatır. Bir kişi olarak değil, ortak bilincin içsel serüveni olarak. Herkesin bilinci için. Evrensel bir bilincin tekil bir bireyde ve toplumda nasıl evrildiğinin gösterilmesi. Fakat aşılarak gelişmeyi anlattığı için bir öncekini içselleştirip aşmak demek, onu artık dışarıda bırakmamak demek.


(*) Metin Bobaroğlu'nun zoom konuşmalarından derlenmiştir.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git