|
|
Ukranya - Rusya iki: Nehir aynı nehir değişti tarihKategori: Dünya | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 21 Şubat 2022 22:35:02 Mihail Şolohov 1965’te Nobel Edebiyat ödülünü aldıktan sonra ... Ve Durgun Akardı Don romanı türkçeleştirilmiş ve kapış kapış kapışılmış merak ve heyecanla okunmuştu. O günlerde ülkemizde siyasi bakımdan çevre koşulları elverişliydi. Türkiye İşçi Partisi 15 milletvekiliyle siyasi tarihimizde yeni bir sayfa açmıştı... Mekteb-i Mülkiye’de dört ciltlik romanı okumayanlara “cahil” gözüyle bakılıyordu. Hepimiz elimizde kitabın bir cildi yurttaki odamızda, balkonda, “bahçede”, kantinde okuyorduk.
Kitaplarımızı paylaşıyorduk. Dört cilt elden ele dolaşıyordu. Bendeniz kitapları okudukça Karadeniz uşaklarından “Moruk” Hikmet’e teslim ediyordum, O da Hurşit Kemal’e. Hurşit Kemal de Savaş Dizdar’a... Evet kitaplar elden ele dolaşıyordu, okunuyordu, tartışılıyordu. Rus Devrimi’nin öyle çok uzaklarda değil kırk yıl kadar önce Karadeniz’in hemen öte yakasında, Zonguldak’ın ve İstanbul’un tam karşısında, gerçekleştiğini anlıyor ve heyecanlanıyorduk. Bolşeviklerin işinin devrimle bitmediğini de öğreniyorduk... Romanda anlatılanlar Şolohov’un doğup büyüdüğü, anasının kökenlerinin indiği bir bölgede geçiyordu: Ukranya taraflarında ama Rusya’dan da pek uzakta değil. Don’un Azov Denizi’yle buluşmasına yakın mekanlarda... Aradan kaç yıl geçti? Bir yüzyıl diyelim. Bugün Rusya ve Ukranya arasındaki Donetsk ve Louhansk bölgeleri yeniden gündemde. Rus nüfusun çoğunlukta olduğu bu iki bölge oldum olası özerk yönetime sahipti. 2014’te Ukranya Cumhuriyeti’nin güya “pro-occidental”, özüyle ve sadece Amerikancı başkanı bu iki bölgenin öteden beri sahip olduğu geniş özerkliğini kaldırıp tümüyle merkeze bağlamak isteyince, geleneksel olarak mücadeleci, rus kimlikleri, rus dili ve gelenekleriye övünen, rusca konuşan geçmiş dönemlerin madenci proleter ailelerini ukranyalılaştırmak arzusunu açılayınca ve uygulamaya kalkınca halk isyan etti. Görüşmek, karşılılıklı konuşmak, ortaklaşa bir sonuca ulaşmak olanağı verilmeyince savaş başladı. Bu savaş, Eylül 2014’teki ateşkese rağmen sürdü. Bugünlerde süren bu savaştır: Ukranya ordusu ile Rusya’nın desteklediği iki özerk bölgenin askerlerinin savaşı... 2014’ten günümüze sekiz yıl geçti, resmi ve güvenilir rakamlara göre bu zaman dilimi içinde 13 belki 14 bin kişi öldü(rüldü). Ekim 1962’de ABD, SSCB’nin Küba’ya son model uzun menzilli atom başlıklı füzeler yerleştirdiğinin farkına varınca, “kırmızı çigimiz aşıldı” diye nara atmış ve dünya aniden bir düya savaşının eşiğine dayanmıştı. SSCB savaşa karşı olduğu için ve malum başka nedenler sonucu füzelerini çekmiş üçüncü dünya savaşının eşiğinden dönmüştük. Bugün Rusya Federasyonu’nun burnunun dibine 1962’dekilerden daha modern daha öldürücü füzeler ve başka tür ölüm makinaları yerleştirmek hangi Kitaba sığıyor? Küba’ya saldırı yapılmış ve bir yenisinin yapılabilirliği olasılığı varken SSCB’nin vazgeçirici amaçlı füzeleriyle ABD’ninkileri, pardon düzeltiyorum ABD’ninkileri değil NATO’nunkileri bir tutmak mümkün mü? Bunu 18-20 Şubat 2022’de 1999’dan beri geleneksel olarak her yıl yapılan Munih Security Conference sırasında atılan nutuklarda, karşılıklı konuşmalarda ve aynı günlerde, Haziran 2022’ye kadar Avrupa Birliği dönem başkanı olarak Emmanuel Macron’un “ücretsiz arabulucu” rolünü oynayarak Rusya ve Ukranya başkanlarıyla yürüttüğü TELEFON DİPLOMASİSİ ve diğer diplomatik girişimlerin sonucunda, bugün, 21 Şubat 2022’de, şunları saptıyoruz: ABD yanıldı, uyarısı, “öngörüsü” doğru çıkmadı: Rusya Federasyonu Ukranya Cumhuriyeti’ne saldırmadı. Rusya Federasyonu ilk kez Munih Security Conference’a katılmadı. ABD Başkan Yardımcısı’na ve Ukranya Cumhurbaşkanı’na şov yapmak olanağı vermemek için olduğu söylendi. Almanya Federal Cumhuriyeti yöneticileri, başbakan ve Dışileri bakanı, ismini vermeden ABD’nin sunduğu “kaynaklara” güvenilemeyeceğini ve “kendi kaynakları” bulunduğuun belirttiler. Uzaydan alınan fotoğrafların yalanı ikindiye kadar bile sürmüyor artık. Çin Halk Cumhuriyeti Rusya Federasyonu’nu desteklediğini açıkladı. NATO’nun genişlemesine son verilmesini vurguladı. Bu bağlamda iki devletin ABD veya NATO saldırısı karşısında “statejik antlaşma” sonucu birlikte hareket edebileceklerini de anımsamalıyız. Polonya Cumhuriyeti yöneticileri, savaş çıkması halinde bir milyon Ukranyalının Polonya’ya sığınmak üzere sınırlarına daynacağını, bu ve daha bir dizi nedenle SAVŞA KARŞI olduklarını çok açık bir dille belirttiler. İsrail Devleti, savaş halinde Ukranya’da yaşayan Yahudilerin İsrail’e gelmeleri, dönmeleri olasılığını göz önünde tutarak, “her hafta beş bin Yahudi’nin kabülü için gerekli lojistik, konut, bakım” ve benzeri önlemleri almaya bşladığını açıkladı. (20 Şubat 2022’deki televizyon haberlerinden.) Fransa cumhurbaşkanının girişimleri sonucu diplomatik ve barışçı çözüm için bulunan yol şu: 21 Şubat 2022’de Ukranya, Rusya, OSCE (Avrupa İşbirliği ve Güvenlik Örgütü) üçlüsünün toplanması ve çare bulması. Enazından Ukranya’nın doğusundaki karşılıklı saldırıların ve çatışmaların durdurulması amacıyla ciddi bir ateşkes. Macron’un girişimlerinde NATO ve/veya ABD’nin ismi hiç geçmiyor. Daha önceki yazımda vurguladığım gibi Fransa ve daha yumuşak bir ölçüde ama kararlı bir şekilde Almanya da ABD’nin bu konuda müdahil olmasına karşı. Macron bir kez daha çözüm için “format Normandie” adresini gösterdi. Yani mesele Ukranya, Rusya, Almanya, Fransa arasında bulunmalıdır. ABD maalesef “out”. Almanya da Fransa gibi arabulucuk rolünü sürdürüyor. Almanya Başbakanı bugün Putin’le telefon görüşmesi yapacak. Dün Macron ABD ve Rusya başkanlarının pek yakında bir zirvede biraraya gelmeye de karar verdiklerini duyurdu. Bugün Kremlin böyle bir zirve için henüz erken dedi... İki devletin Dışleri bakanlarının bu hafta görüşmesi olasılığı var. Rusya bu görüşmede ve diğerlerinde birkaç gün önce yazılı olarak ABD yetkilileine iletttiklerini yineleyecek mutlaka. Özetle: NATO’nun genişlemesine son verilmeli. Artık Ukranya ve Gürcistan dahil Rusya’nın komşusu devletlerinin hiçbirinin NATO üyesi yapılmaması. SSCB’nin yıkılmasından sonra bağımsızlıklarını kazanan ve hemen sonra NATO üyesi olan devletlerin sınırları içindeki atom yüklü füzelerin kaldırılması, yenilerinin konulmaması. EN ÖNEMLİ NOKTA: Bu KURALLARIN YAZILI OLMASI VE BİR ANTLAŞMA BİÇİMİNDE ONAYLANMASI, İMZALANMASI. Rusya yöneticileri yıllarca “VERİLEN SÖZ NAMUSTUR” ilkesine inanan saf Gorbaçev’in düştüğü “söze güven” tuzağına bir daha düşmeyeceklerini vurgulamak istiyorlar. YAZIL OLMALI KURALLAR. VE UYULMALI. Bugün 21 Şubat 2022 gelişmeleri izlemeyi sürdürüyoruz. Çıkacak savaşı yerinden aktarmak üzere Ukranya’ya ve doğusunda 2014’te bağımsızlıklarını ilan eden, 19 Şubat 2022 tarihli Le Monde gazetesinde açık bir haritada görülen, Donetsk Halkçı Cumhuriyet ile Luhansk Halkçı Cumhuriyeti’ne koşan özel muhabirlerin görüntüleri sayesinde bu bölgelerin insanlarının ne kadar yoksul olduklarını gözlerimizle gördük. Madenlerin ve fabrikaların kapatılmasıyla gittikçe fakirleşen bu iki bağımsız ama henüz Rusya da dahil hiçbir devlet tarafından resmen tanınmayan bölgenin ve genel olarak Don bölgesinin savaşa değil BARIŞA İHTİYACI VAR. BU KADAR BELA YETER. Don Nehri ilginç ve kendine özgü bir nehirdir: Sağ yakası inişli çıkışlıdır, sol yakası dingin: ARTIK YENİDEN DURGUN AKMANIN ZAMANI GELDİ. Tarih ne derse desin. ABD neden, bizzat katılmadan, savaş istiyor? Yanıtlamalı.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|