Yöneticilerimiz birgün söylediklerinin tam tersini ertesi gün söylüyorlar: Başbakan ve bakanları bir ay önceden tedbirlerin bir ay sonra (yinelemekte yarar var) kaldırılacağını ilan ediyorlar. Belirttikleri tarih yaklaşınca fikir değiştiriyorlar. Bir gün bir bakan çocuklar maske takmalı emrini veriyor, ertesi gün başka bir bakandan yok takmasınlar emri geliyor: Ana-babalar, nine ve dedeler saç baş yoluyor. Öğretmenler, okul yöneticileri ve idari personel greve gidiyor, gösteriler, yürüyüşler düzenliyorHiçbir şey değişmiyor.
Hiçbir şey değişmiyor.
Milli Eğtim Bakanı ile Sağlık Bakanı birbiriyle neredeyse yumruklaşacak düzeyde bağıra çağıra tartışıyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda ve Bakanlar Kurulu toplantısından hemen önce. İlkini Cumhurbaşkanının ve eşinin çok tuttuğu söyleniyor. İki bakandan birinin ayağı kaydırılabilir. Ama altmış dokuz gün sonra düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle “oyuncu değiştirilmez” kuralı uygulanıyor, maç sürüyor. Golleri şimdilik sadece korona belası atıyor.
Bu arada Milli Eğtim Bakanı, evet yine o, evleniyor (ortayaşlı fakat yine de epey genç çifte mutluluklar diliyoruz), ama üç veya dört günlük bal-ay-ını İbiza’da geçirmesi skandala yol açıyor. Millet Meclisi’ndeki soru-cevap seansındaki tartışmada, “günahını” sineye çekiyor ve uslu bir öğrenci gibi, “Bi da yapmam” deyince Defter-i Kebir kapatılıyor...
O arada Sağlık Bakanı koronaya rastlıyor, hastalanıyor, eve kapanıyor, ama “görevinin başında” kalıyor. Bu işte öbür bakanın ve gazeteci eşinin parmağını arayanlar parmağını yalıyor... vs vs... Fransa’da siyasi dünya dönüyor... Tersine.
Yaşlılar korona korkusundan artık evden çıkmıyorlar. Yurttaşlar metroya binmeye artık cesaret edemiyorlar. Toplu taşıma araçlarının en belalı virüs yuvası olduğu nihayet kabul ediliyor. Ama yine de yüksek sesle tekrarı iyi karşılanmıyor. “Ekonomi” yürümeli. Turizm de. Ticaret te. Duydunuz mu ? 2021’de, evet evet korona ile geçirdiğimiz bir yılda, Fransa’da büyüme oranı yüzde yediyi aşmış ! Bu işe Çinliler bile şaşırmış. Acısını çıkarmazlar mı ? Rusya Federasyonu bu işlere “fransız kalmış”, çünkü şimdilik Ukranya meselesiyle çok meşgulmüş. ABD de. Bizi kim dinleyecek ? Hiç kimse !
Durum ortada : Virüsle yaşamaya alışmalıyız : Yöneticilerimize güvenimiz sarsıldığı için kendi başımızın çaresine kendimiz bakmalıyız, tekrar bile olsa yine de dikkatinize sunuyorum :
Maskemizi taşımalıyız.
Elimizi sık sık sabunla yıkamalıyız.
Yineliyorum : Bilhassa sabunla yıkamalıyız.
Aramızda bir, bir buçuk, kimi ülkede iki metre mesafe bırakmalıyız.
Kapalı mekanlarda uzun boylu kalmamalıyız.
Büro, derslik, dükkan, atölye, işyeri, fabrika ve benzeri kapalı mekanları düzenli biçimde “havalandırmalıyız”. Örneğin bir veya iki pençereyi on veya onbeş dakika açık bırakarak.
Aile içi yemek, ziyaret, düğün, yaş yıldönümü ve benzeri toplantılarda, şenliklerde, aile üyeleriyle birlikte, beş veya altı kişiyi aşmamalıyız.
“Havalandırmaya” çıkmayı asla ihmal etmemeliyiz.
Açık havada dolaşmalıyız. Birkaç saat güneşte, güneş olmasa bile açık havada dolaşmalı veya oturup bir kitap veya ekitap okumalıyız.
Gazete ve dergileri uutmuyorum ama kitap ve ekitapları asla es geçmemeliyiz. Hele ekitap.ayorum.com sitesinde hediye olarak sunduklarımızı. Değişik ve yeni tür yolculuklara çıkmak için. Hareket halinde hareketsiz yolculuklar olsa da.
Evlerimizi günde bir, iki belki üç kez enaz onar dakika havalandırmalıyız.
İyi ve dengeli beslenmeliyiz. Sloganımız “Her gün beş meyve ve sebze...” (Kardeşim Naci hemen salon duvarına YAZ ! Kanapeleşme ne olur ! Kabız olma ! Abi lafını dinle !)
Yoksulları unutmamalıyız : Dayanışmamızla, yardımlarımızla : İki dilim peynir ekmek. Para yerine, ekmek, peynir, bir sandiç veya bir kebab.
Yalnız yaşayan komşularımızın kapılarını tıklatmalıyız. Gerekirse alışverişlerini yapmalıyız...
Gelecek günlerin daha iyi olacağına inancımızı kesintisiz tebessümle sürdürmeliyiz.
Bu satırları yazdıktan sonra, yeni kitap ve dergiler konusunda bilgilenebilmek arzusuyla, gerçekedebiyat.com sitesine bir göz attım ve Dr. Nuriye Ortaylı’nın 3 Ocak 2022’de tweete hesabında yazdıklarının sunulduğunu gördüm. Harika : Konumuzla yüzdeyüz ilgili ve tamamlayıcı olduğu ve işimize yarayacağı için aynen aktarıyorum :
“İmkanı olan herkes uzaktan çalışmaya geçsin. Yürüyebileceğiniz mesafelere yürüyün, alışverişi kısa tutun, az kalabalık saatleri seçin. Maske önemli, havalandırma çok önemli. Eş dostla görüşmeyi kesin. En azından Şubat başına kadar.”
Dr. Nuriye Hanım İlber’in (Ortaylı. Mülkiye’den sınıf arkadaşım) kardeşidir, halkçı ve hakiki doktordur. Aklınızda bulunsun.
Korona bizi bırakmak istemiyor. Bizler de tedbiri elden bırakmıyoruz. Kolay gelsin. Baki selam.