A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yine Evde

Kategori Kategori: Günün içinden notlar | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Saba Öymen | 26 Temmuz 2021 03:24:12

Dünyanın geri kalanı virüsle aynı mekânı paylaşarak yaşamayı sürdürürken, Avustralya’nın kapıları aylardır kilitli, pencereler sımsıkı örtülü. Kapı altları kum torbalı desek bile olur. Bir buçuk yılı geçti, denizaşırı yolculuk yasak. Özel izin zorunluluğu var. Bunu bir tür formalite sanmayın; başvuruların büyük çoğunluğu geri çevriliyor, ancak çok sağlam bir nedeniniz varsa kabul ediliyor.

Ülke tuhaf bir tutsak evine döndü. İçerde kaldığınız sürece rahatça günlük hayatınızı yaşadığınız, hemen her istediğinizi yapabildiğiniz bir tutukluluk. Daha doğrusu birkaç hafta öncesine dek öyle idi. Zaman zaman bu durumdan yakınsak da, fazla sesimizi çıkartmıyorduk. Biliyorduk ki, (hala da biliyoruz), sınırlar böylesine sıkı korunmasaydı salgın burada da dünyanın öbür ülkeleriyle aynı boyuta çoktan ulaşmış olacaktı. O yüzden, bu durumu neredeyse kabullenmiş yaşayıp gidiyorduk ki, Delta bir yolunu bulup içeri girdi, şimdi o güzelimsi tutsaklık günlerimiz son buldu. Kimileri, fazla rahatlamıştık, bize bir şey olmaz sanıp şımarmıştık, işte sonu budur, diyor. Kimileri, ülkemize nazar değdiğini söylüyor. Ve Sydney ikinci tam kapanmasını yaşıyor bugünlerde.



II

Bu bölümde söyleyeceklerimi daha önceki bir yazımda da yazmıştım, yineliyor olsam da bir kez daha aynı şeylerden söz edeceğim:

Evlere kapanmamız gerektiğinde parklara açılıyoruz. Evde en çok olduğumuzda en çok da parktayız. Kulağa tuhaf geliyor ama mantıksız değil. Önceki tam kapanmada olduğu gibi park yine kıpır kıpır. Yürüyenler, koşanlar, egzersiz yapanlar, bisiklete binen çocuklar. Herkes birbirinin uzağında. En fazla iki kişi yan yana.

Yürüyüş yolumuzdaki evlerden birinde, ön bahçeye çıkarttıkları bahçe koltuklarına gömülmüş kitap okuyan karı kocayı görüyorum yine. Biraz ilerdeki bir evde yalnız yaşayan yaşlı adam da kapalılık günlerinde çoğu zaman yaptığı gibi, garajın önüne çektiği yönetmen sandalyesinden sokağı izliyor, yoldan arada bir geçenleri selamlıyor. Başka bir sokakta bir anneyle on dört, on beş yaşlarındaki oğlu kucak bilgisayarlarıyla kapı önünde, bahçedeler.

Tutuklu olmadığımız günlerde ev içlerinde yapacak bir iş mutlaka bulan, kitabını ön değil arka verandada okuyan bu kişileri “eve kapanmak zorunlu” dendiğinde dışarı iten bir güç var. Aynı yazgıyı paylaştıkları yol arkadaşlarına el sallamaya, uzaktan da olsa “merhaba, iyi yürüyüşler, demeye iten bir güç. Yalnız olmadıklarını duyumsamak arzusu.

Oyuncak ayıcıklar yine pencere pervazlarında, ön verandalarda, ağaç dallarında. Evden çalışan anneler babalar mola veriyorlar, uzaktan eğitim alan çocuklarını ders bitiminde bisikletle dolaşmaya çıkarıyorlar. Çocuklar ayıcıklara el sallıyor, anneler babalar gülümsüyor. Küçük bir rahatlama ânı.

Yoldaki bir ağacın altına, parktaki bir iki sıranın üzerine boyanmış küçük taşlar bırakılmış. Bir tanesini elime alıyorum. Ön yüzü renkli, desenli. Arkasında “Happiness Rocks” yazıyor. Onları boyayıp sokaklara, parklara bırakanlar Mutluluk Taşları adlı Facebook grubunun üyeleriymiş. İlk kuralını birbirimize nazik davranmak, karşılık beklemeden iyilik yapmak olarak belirlemiş grup. Covid iyilik, yardımlaşma, sevgi gibi olguları insanlara anımsatmış gibi görünüyor ama grup üyeleri bu kurala dayanan neler yapıyorlar merak ediyorum. Kim bilir belki de yapıyorlardır fakat “klişe”lerin derinlikli olana yeğlendiği dünyamızda buna pek de emin olamıyorum. Son on yıldır sevgi ve dostluk sözleri sosyal medya kazanında öylesine çok kaynadı ki, buharlaştı gitti.  



III

Yıllar önce katıldığım kitap kulübünde tanıştığım Cathy’den bir ileti alınca şaşırdım. Çok uzun zamandır görmediğim gibi, haber de almamıştım ondan. Gruptan iki kişi başka semte taşınmış, bazıları yoğun iş temposundan dolayı ayrılmıştı. Ben de biraz vakit yetersizliğinden, biraz da çoğunluğun kararıyla seçilen kitaplar benim o sıralar okumak istediklerimle çakışmadığından toplantılara gitmez olmuştum. Sonra Covid geldi ve ayda bir toplanmayı sürdüren birkaç kişi de bir araya gelemez oldu.

Cathy iletisinde, Orhan Pamuk’un Beyaz Kale’sini okuduğunu, bitirmekte zorlandığını yazıyor. Daha önce okuduğu bir başka romanında da aynı şeyi hissettiğini söylüyor ve soruyor: Orhan Pamuk güç okunan bir yazar mıdır yoksa çeviriler mi kötü?

Evet çeviri çok önemli fakat Orhan Pamuk’u Türkçe okuyanlar arasında da yakınanlar, bazı kitaplarını yarım bıraktıklarından söz edenler olduğuna göre suçu bütünüyle çeviriye atamayız. Eğer bu bir suçsa…

Bana kalırsa bu, ilkin ne tür bir okur olduğumuzla ilgili. Genel olarak (ya da belli bir kitaba başladığımız belli zamanda) okumaktan ne bekliyoruz? Okurken edilgen değil etkin olmayı, katılmayı, düşünmeyi, cümlelere gerçekten kulak vermeyi kabul ediyor muyuz? İkincisi, her kitap herkese bir şeyler sunmaz elbette. Güç okunduğu düşünülen bir kitabı severek okuyup bir başka zorlu kitabı yarım bırakmak olası.

Bir kitabın değerli olması için güç okunan bir kitap olması koşulu yok. Yalın ve akıcı diliyle rahat okunan fakat önemli konulardan derinlikle söz eden bir kitap çok daha değerli benim için. Böyle birçok kitap var. Bunun yanı sıra kalıp düşüncelerle, sözcüklerle dolu, neredeyse bir formüle uyarak yazılmış, birbirine benzeyen de çok kitap var. Bu beni, bir kitabı değerlendirirken nasıl okunduğundan çok nasıl yazıldığına bakmaya itiyor. Yazılanlar yaşama dair, insana dair bir şey söylüyor mu? Var olmakla ilgili, gerçeklikle ilgili nelerden söz ediyor? Bir sorunu, bir düşünceyi, bir duygu yoğunluğunu paylaşmaya, duyurmaya çalışıyor mu?

Belki Beyaz Kale’yi İngilizce olarak okuyanların düşüncesini keşfedebilirim diyerek Goodreads listelerine göz gezdirdim. Beyaz Kale değil ama Benim Adım Kırmızı, onlarca listede yer alıyor. Zorlu Kitaplar… Başlanıp Yarım Bırakılan Kitaplar… Kitap Aşıkları için Hikayeler… En İyi Deneysel Romanlar… Beni En Çok Etkileyen, Hala Düşündüğüm Romanlar…

Cathy’ye yıllar önce The New Yorker’da yayımlanmış olan The Pamuk Apartments başlıklı anı yazısının bağlantısını gönderdim. Bugün yanıt geldi, okumuş, “Çok ilginç ve etkileyici” diyor.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL
REMZİ RAŞA’YI ANMAK İÇİN

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti
İnsanlık için küçük ama Türkiye için çok büyük bir adım

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git