A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

SİYAH - BEYAZ

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 27 Haziran 2021 13:03:48

20 Haziran 2021’de yapılan “Bölge Meclisi» ve kimi vilayetteki “İl Özel İdaresi” / ”İl Meclisi” seçimlerinin ilk tur sonuçları kamuoyu yoklamalarını ve “uzmanların”, siyasetbilimcilerin yanıldığını gözler önüne serdi : Irkçı parti, kamuoyu yoklamalarının, aşırı sağcı “uzmanların” ileri sürdüğü gibi “güçlü” çıkmadı. Beş yıl önceki seçimlere oranla sekiz puan yitirdi. Bir “Bölge”de seçimi kazanması olasılığı sürüyor ama bu parti adayını yakından takip eden sağcı adayı desteklemek üzere solcu adayın ve yeşil adayın “cumhuriyetci dayanışma” adına ikinci turda sağcı adayın lehine çekilmeleri aşırı sağcı ve ırkçı parti adayının kazanma şansını azaltıyor...

Birinci turun en önemli ve en çarpıcı özelliği, katılım oranının görülmemiş biçimde düşük olması : Ülke düzeyinde katılmayanların oranı yüzde altmış altı virgül yedi : % 66,7. Şimdiye kadar böylesi görülmemişdi. Fransa Cumhuriyeti gibi “demokrasi” liderliğine oynayan bir devlette seçmenlerin sadece 33,3’ü oy vermeye gitti. Yöneticilerin, bu işi bilenlerin kimine göre “demokrasi tehlikede”.



Bu oran seçmen yaşı azaldıkça daha da yükseliyor : 18-34 yaşları arasında oran % 82, 18-24 yaşları arasında ise biraz daha fazla : % 87. Bu yüzden “fatura” yine gençlere çıkarıldı/çıkarılıyor...

Uzmanlar, siyasetbilimciler, toplumbilimciler, tarihciler, psikologlar, ve daha niceleri ve elbette kamuoyu yoklamalarını yapan ve maalesef hep sınıfta kalan kurumların yöneticileri, iyi saatte olsunlar ve bilhassa istihbarat birimleri ve bütün yöneticiler, ŞİMDİ SADECE ŞİMDİ, gençlerin oy sandığına gitmeme NEDENLERİNİ araştırmak için kafa yormaya başladılar. Demokrasi gerçekten tehlikede mi ? Geçici bir olay karşısında mıyız ? Yoksa kalıcı bir tercih mi söz konusu ? Gençler bugünkü siyasetten ve siyasetcilerden “hiçbir şey ummadıklarıını” mı dile getirmek istediler ? Bu bir mesaj mı ? Bu bir mesajsa bu mesajı fransızcaya nasıl çevirmeli ?

Pek çok ve pek türlü çeşitli nedenleri var, birkaçını sıralamak mümkün :

Gençler bugünkü siyasi yöneticilerden hiçbir şey beklemiyor. Siyasete küfrediyorlar. Siyasetcilere «kusuyorlar...

Bölge Meclisi, bölge yönetimi, bölge meclisinin yetkileri konusunda bilgileri yok. Gençler siyasetle ilgilenmiyorlar. Ana-babalar çocuklarını “siyasetten öte” tutmak istiyorlar...

Gençler seçim meçimi umursamyıor. Varsa yoksa seks, sevişmek, eğlenmek, müzik dinlemek, tatile çıkmak, evde tatil yapmak, vur patlasın çal oynasın...

Gençlerin kimine bakılırsa, seçimler, ülke yönetimi, covid19, yaz başında kent ve kasabaları su basması, yolların tıkanması, sahanda yumurtanın iyi pişmemiş olması ve aklınıza gelecek herşeyin sorumlusu “yaşlılar”, “bırakalım moruklar kendi sorunlarını kendileri çözümlesinler” ...

Bunlara eklenebilecek daha binbir neden bulunuyor. Ama bu kadarı bir fikir vermek için yeter sanıyorum. Dahası her nedenin her genci içine almadığını da belirtmeliyim.

Ama seçim sandığına gitmemek alışkanlığı sadece gençlerin tekelinde değil. Seksenine merdiven dayamış kadim dostlarımdan Françoise ile bu işleri konuşurken, kendini “temize çıkarmak” için, masum bir biçimde boynunu sola çevirip, ne dese beğenirsiniz : “Ben şimdiye kadar seçim kütüğüne bile kaydolmadım.” İşte fransız tarzı demokrasiden bir manzara : Bir parça siyah-beyaz. Veya sadece siyah. “Siyahın ressamı” Pierre Soulages’ı davet etsem, “Olsun siyah ta bir renktir. Hatta renklerin anasıdır. Siyahta her rengi bulabilirsiniz.” deyiverir ve çenemizi kilitler. Kusura bakmasın Soulages’ı davet etmiyorum.

Seçime katılma hastalığı bugünkü boyutarı alınca yöneticilerimiz (ne iyi ki uyumuyorlar) ÇARE-LER aramaya koyuldular. Atı alan Üsküdar’ı geçmeden (mi ?). Kimi çareyi dikkatinize sunmak istiyorum. Hani bir gün veya başka bir gün hepimizin işine yarayabilir :

Seçmek hakkının zorunlu hale getirilmesi. Seçimde oy kullanmayanları Bastille’e hapsetmek. Yok bütün François ve Françoise’lar “Seçmeme hakkımıza el konuluyor, özgürlüğümüz sınırlanıyor” diyerek gösteri ve yürüyüş yapabilirler. Yürümez bu çare Paris sokaklarında...

Para çezası verilmeli : Örnek olarak komşu devletlerden Belçika Krallığı alınıyor : Brüksel’de (Buruk-Sel’de) oy vermeyene kırk öro ceza veriliyor. Tekrar halinde para cezası iki yüz öroya kadar çıkıyormuş. Ama yetkilinin (Kim ? Seçim sandığı başkanı mı ? Polis Amca mı ? Cafe sahibi mi ? Bakkal mı ? Kim ?) seçim sandığına gitmediğinizi bir belge ile saptamış olması lazım. Böyle bir işle kimse ilgilenmiyor. Belçka’da. Ama Fransa’da belki bir yetkili bulunur. Belki yeni bir kurum bile yaratılabilir : Dalgın Seçmenleri  Uyandırma veya Uyarma Ulusal Kurumu gibi bir isimle... Bürokrasinin yaratıcısı  kadim devlet bundan mı çekinecek ?

Uyku deyince aklıma geldi : Fransa’da seçimi PAZAR GÜNÜNDE DEĞİL BAŞKA BİR GÜNDE YAPMAK. Pazar sabahı uyanmak, oy sandığına kadar gitmek için iki ay çöreği yemiş, iki kahve içmiş olmak lazım : Bu ise her Pazar nâ-mümkün. Bu konuda en iyi önek İngiltere Krallığı. Hafta içinde seçimler düzenlendiğinden, evden işe giderken iki adımda yol üstündeki seçim sandığına ugramak ve oyu sandığa atmak olası. Boris için değil Krallık için. Maksat spor olsun. Bakarsınız bu yıl Euro20’de (korona belası nedeniyle erteendiği için 2021’de yapılıyor ya) İngiltere milli takmı kazanır. İyi de olur hani. Brexit’i kaybetti bari kupayı kazansa. Ya seçimleri kim kazanacak ?

Reis 18 yaşına yeni girenleri “tavlamak” için birçok şey yaptı :  Saray’da güya en ünlü iki “komik-artisti” kabul ettti : Onlardan biri Saray bahçesinde resmen kameralar önünde takla atınca az daha Reis te takla atacak diye nefesimiz kesildi. Ne iyi ki atmadı. Cumhurrreis’e de yakışmazdı hani. Ama 18 yaşına girmiş ve ilk kez oy kullanacakları “kazanak” için epey ugraştı. “Fransa Turu”na da bu amaçla başladı. Ama Fransa’nın havası en iyi, insanları küstürülmüşş şirin bir kasabasında “Tok-At” faslıyla “Turu” yarıda kesildi... Artık kütüphanelerde, ünlü bir sinema oyuncusuyla, “Okumanın Fazileti” konulu on veya yirmi kişilik küçük müsamarelerle yetiniyor. Yeter be ! Oy sandığına gitmemek belasının üstesinden gelmek için çare arıyoruz : SON İKİ ÇARE İLE BİTİRECEĞİM. Bular da uymazsa acil servise lütfen.

İnternet aracılığıyla oy kullanılabilir. Ama Kuzey Rüzgarlarına dikkat etmek şart. Korsanlar artık denizde değil karada. Ve genel olarak kuzey rüzgarlarıyla geliyor. İnanmayan sorsun.

Veya postayla : Oyunuzu zarfa, zarfı posta kutusuna atıyorsunuz ve “demokrasi” diriliyor. Harika. Bu yöntem ABD’de öteden beri kulanılan geniş ve derin bir deneyimdir. Bilmeyenler bilinlere sormalı.

Reis’e atılan tokat, bundan önce ve bundan sonra dozu artan siyasi şiddet ve ırkçıların, aşırı sağcı parti ve örgütlerin, web sitelerinin, yayın organlarının şiddeti güncelleştirmeleri cabalarına rağmen birinci tur gerçekleştirildi. İkinci tur 27 Haziran Pazar günü : Gençler kelimenin bütün anlamıyla UYUMAYI mı tercih edeckler ? OY SANDIĞINI mı ? İşte bugünkü sorumuz ! Gençlere ve daha az gençlere, herkese, tavsiyem : Kahvaltıdan sonra köpeği gezdirmeye çıkınca seçim sandığına da ugramak ve oyumuzu sandığa teslim etmek. Tümü tamamı beş dakika. “Demokrasiyi kurtarmak” için bundan mı kaçınacağız !


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git