A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Kapitalizme Karşı Anarşizm

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | 27 Nisan 2008 15:29:58

Tarihsel olarak Anarşist Hareket ağırlıklı olarak sosyalistlerden oluşmaktadır. Örneğin, bugün üyesi 10.000'in üzerinde olan anarşist organizasyonlar bulunmaktadır. Yine benzer şekilde İspanya ve İsveç'te anarşist sendikalar mevcuttur.

Buna karşın Amerika'da Anarşist Hareket'in aşırı şiddet barındıran niteliği, I. Dünya Savaşı'nı takip eden dönemde kitlesel bir Anarşist Hareket oluşmasını engellemiştir.

 
Ama aynı zamanda bu eksiklik, kapitalist-eğilimli olan ve kendilerini "Hürriyetçiler" (ing. Libertarians), ve hatta "Anarşist Kapitalistler" gibi isimlerle tanıtan organizasyonların doğmasına neden olmuştur. Dikkat edilirse, "Hürriyetçiler" kavramı Fransız anarşistler tarafından, Fransız hükümeti "Anarşist" kelimesini yasa dışı ilan ettiği zaman kullanılmaya başlayan bir kavramdır. Benzer şekilde "Anarşist Hareket" tarihsel olarak, her zaman kapitalizme cepheden karşı olan bir harekettir. Bu nedenledir ki, anarşist kelimesinin ve anarşizm ile özdeşleşmiş kavramların bu gibi kapitalist-eğilimli organizasyonlarca kullanılması kabullenilemeyecek bir tavırdır, ve her şeyin ötesinde anarşistlere yapılan bir hakarettir.
 
 
Anarşizm politik bir hareket olarak I. Enternasyonal'in (ya da Uluslararası İşçiler Örgütü) içinden çıkmıştır. Bu oluşumdan hemen önce Fransız teorisyen Proudhon yazdığı kitabın başlığı olan "Mülkiyet Nedir ?" sorusuna verdiği "Mülkiyet Hırsızlıktır" yanıtı ile Anarşist fikirlerin bir genel çerçevesini çizmişti. Bu eser, kapitalist sömürü mekanizmalarının nasıl işlediği konusunda devrimci sosyalist teorinin ana hatlarını ortaya koymaktadır. Bu fikir daha sonra Marx tarafından geliştirilerek Emek-Değer teorisi olarak kavramsallaştırılmıştır.
 
 
Ana teori basit bir anlatımla şöyle açıklanabilir; kapitalist sistemde yaşayabilmek için para kazanmak amacı ile çalışmak bir zorunluluktur. Ama, otomasyon ve makinelerin yüksek fiyatı ve de toprak sahipliliğinin az sayıdaki ayrıcalıklı bir zümrenin elinde olması nedeni ile, sıradan bir emekçinin işinde kullandığı araçlara sahip olması mümkün değildir. Bu nedenle, emekçilerin büyük bir kısmı fabrikalara, dükkanlara, çiftliklere, madenlere sahip olan kimseler için çalışmak zorundadırlar. Bu tip mülkiyet, "üretim araçları" diye adlandırılan şeylerin mülkiyetidir. Giysilerimiz, kitaplarımız, mobilyalarımız, ya da teybimiz gibi kişisel olarak sahip olduğumuz ya da genel bir ifade ile tüketim malları bu sınıflandırma içine dahil edilemezler.
 
 
Bu tip mülkiyettir ki, sonucunda hırsızlık ortaya çıkmaktadır. Bir örnekle basitleştirecek olursak, bir işçi bir haftada çalışarak 600 milyon TL değerinde mal üretmiş olsun; ve de bu mal satıldığında sermayedara (kapitaliste) doğrudan 400 milyon TL'lik kâr bırakıyor olsun. Eğer, üretim araçlarının sahibi olan sermayedar işçiye haftalık olarak 200 milyon TL ödemekteyse, aradaki 200 milyon TL'na kendisi için el koymaktadır, diğer bir ifade ile çalmaktadır. Bu bahsettiğimiz anlamda mülkiyet sermayenin kaynağıdır.
 
 
Bu kapitalist sömürü mekanizmasının açıklanması için iyi bir örnektir. Tabii ki, hayatta nadir olarak basit modeller herşeyi açıkça gösterebilir; sermayedarın kendisinin de üretken bir aktivite içinde olduğu, bireysel işçilerin de bir şekilde belli bir birikime sahip olarak kendilerinin de sermayedar olabilecekleri gibi etkenler modelle çelişki yaratmaz, aynı sömürü düzeni yüzeyin altında derinden derine işleyen bir mekanizma olarak kalır. Anarşizm, sömürünün her türlü formuna karşı dururken, doğal olarak kendisi bir sömürü mekanizması demek olan Kapitalizme cepheden karşı çıkar.
 
 
Bunun yanısıra anarşistler, pek çok diğer sömürü türünün de aslında kapitalizmden kaynaklandığını ya da kapitalizmce şekillendirildiğini söylerler. Bu bağlamda, "Irkçılık" temel olarak, ilk kapitalistlerin köleciliği gerekçelendirmek için kullandıkları bir argümandır, ve Avrupa tarafından dünyanın geri kalan kısmının sömürüldüğü bir döneme denk düşmektedir. Kapitalizm tarafından bugüne kadar canlı tutulan bu kavram, işçileri sınıfsal karakteristiklerinin ötesinde bölmek ve emperyalizmi gerekçelendirmek için kullanılmaktadır. Tekrar etmek pahasına da olsa, temel modelimize göre hayat çok daha karmaşık bir yapıdadır; ama, temel model her ne kadar herşeyi tam olarak açıklamıyorsa da açık bir başlangıç noktasıdır.
 
 
Eğer sözlükleri açıp bakacak olursanız, anarşizm kelimesi devlet (hükümet) karşıtı olarak tanımlanır. Bu saptama doğrudur, ama siyasi hareketler sözlüklerden hayat bulmaz, tarihsel oluşum içinde şekillenirler. Devlet-karşıtı olmanın, Kapitalizm-karşıtı olmayı önsel olarak nasıl koşullandırdığı konusuna gelecek olursak; devlet temel olarak sınıflı toplumların bir kurumudur. Kapitalizmle beraber, devlet küçük bir oluşumdan devasa bir yapıya dönüşmüştür. Bu boyuttaki büyüme, bir yerde yönetilen sınıfların büyümesine paralel olarak oluşan bir büyümedir. Bu büyümedir ki, asıl olarak kapitalizmin kendi çöküşünün temellerini hazırlamaktadır.
 
 
İngiltere'de, 1984'de yaşanan madenciler grevinde devlet, ülkenin en yaygın ve en militan olan sendikasını etkisiz kılabilmek için milyonlarca sterlin harcadı. Bir yıl boyunca 10.000'e yakın polis grevcilere karşı hazır durumda tutuldu. Hükümet tarafından, Madencilerin Ulusal Sendikası'nın fonlarına el koyabilmek amacı ile sayısız dava açıldı. Sonuçta madenciler kaybetti, ama bu devasa boyutlardaki devlet organizasyonu olmasaydı sonuç bambaşka olabilirdi. Benzer şekilde ne zamanki işçiler bir fabrikada eylem yapsa, devlet orada hazırdır, ve grevi (eylemi) kırar, yargılar, ele başlarını tutuklar.
 
Devlet olmadan açıktır ki patronların işi gayet zor olacaktır. Diğer yandan devlet, kapitalistler arasındaki çelişkilerde, sürtüşmelerde aracı görevini üstlenir. Ulusal devlet sınırları içinde iş hayatına ilişkin düzenlemeleri yapar, ithalat sınırlamaları ve ihracat teşvikleri ile yerli sermayedarların çıkarlarını garanti altına alır; altyapı, yollar ve işgücü talebini karşılayacak eğitim gibi temel faaliyetleri üstüne alır. Nihayetinde, bir devlet başka bir devlete aynı nedenlerden dolayı savaş dahi açabilir. Özetlemek gerekirse, devlet bireysel kapitalistlerin ortak çıkarlarını korumak için bir araya gelerek oluşturdukları bir organizasyondur. Tabii ki, en temel ortak amaç, Emekçi Sınıfların baskı altında tutulmasıdır.
 
 
Anarşistler başından beri sosyalistlerdir. I. Enternasyonal, anarşistlerin, marksistlerin oluşturduğu bir sosyalist kurumdu. Aynı zamanlarda, Amerikan anarşistleri sendikalarda da yapılanmışlardı. Unutulmamalıdır ki, 1880'lerde Haymarket şehitleri çalışma gününün sekiz saate indirilmesi için mücadele etmekteydiler. Başından beri anarşizm emekçi sınıfın devrimci mücadelesidir.
 
 
En büyük Anarşist eylem 1936 İspanyol Devrimi'dir. Anarşist sendika CNT, 1-2 milyon kayıtlı üyesi ile devrimde aktif olarak önemli rol oynadı. Sanayi tesisleri ve tarımsal alanlar kollektifler altında toplandı, pek çok İspanyol cumhuriyetinde yaşam anarşist yöntemlerle sürdürüldü. Kendini hürriyetçi olarak adlandıran pek çok kapitalist-eğilimli grup, sosyalizmin insanların silah zoru ile devlet için çalıştırılması ile eş anlamlı olduğunu söylerler. Oysa, İspanyol deneyiminde de açıkça görüldüğü gibi, işçiler devlet için değil kollektifler aracılığı ile kendileri için çalıştılar. Kendi aralarından seçtikleri delegeler aracılığı ile fabrikaların/tarlaların nasıl işletileceğine karar verdiler (emekçilerin kendi yönetimi). Doğal olarak bu oluşumu herkes aynı derecede kabullenmedi; özellikle katılmak istemeyen küçük köylülere, kendi topraklarını kendi başlarına ve tamamını kullanarak ekme koşulu ile üretim yapma ve kollektiflerle ticaret yapabilme imkanı tanındı. Kullanılmayan toprak ise yine kollektifleştirildi. Uygulama gösterdi ki, bu insanların büyük bir kısmı da ilk aylarda kollektiflere katıldılar. Kapitalistler iktidara tekrar geldiklerinde, sadece kollektifler sistemini değil, onu yaratanları da ortadan kaldırmayı hedeflediler. Yarım milyon anarşist öldürülürken, pek çoğuda İspanya ve Fransa'da tutuklandılar.
 
 
Andrew  Flood
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git