|
|
40 milyondan fazla insan modern köleKategori: Raporlar | 0 Yorum | 05 Aralık 2020 13:47:43 BM kurumları ve STK'lar tarafından yayınlanan raporlar, geleneksel inanç ve geleneklerde, somutlaşan eski kölelik biçimlerinin devam ettiğini ortaya koyuyor. İnsanların büyük çoğunluğu köleliğin ve köleleştirmenin yüzyıllar önce sona erdiğine, kölelerin gemilerle Afrika'dan Avrupa'ya veya Amerika'ya taşındığı zamanlarda kaldığına inanıyor. Bu kölelik, esaret ve insan kaçakçılığının sinematik bir resmi olarak duruyor. Gerçekte ise durum oldukça farklı.
Birçok kölelik, esaret ve insan kaçakçılığı türü bugün halen sürüyor. Bu durum dünya çapında yaygın olarak görülüyor. Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarının modern köleliğe ilişkin açıkladığı veriler takip edenleri şaşırtacak türden. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne (ILO) göre dünya çapında 40 milyondan fazla insan modern köleliğin kurbanı. Modern kölelik, zorla veya borç karşılığı çalıştırma, zorla evlendirme, insan kaçakçılığı, cinsel sömürü, çocuk işçiliği ve çocukların silahlı çatışmalarda kullanılmak üzere zorla silahlandırılması olarak karşımıza çıkıyor. ILO’ya göre, modern kölelik aynı zamanda “tehdit, şiddet, baskı, aldatma ve gücün kötüye kullanılması gibi nedenlerle kişinin karşı koyamayacağı veya yakasını kurtaramayacağı sömürü eylemlerini” de kapsıyor. 50 milyondan fazla çocuk işçi olarak kullanılıyor. Bu, dünya çapında yaklaşık her on çocuktan birinin çocuk işçiliğine maruz kaldığı anlamına geliyor. BM bu ve benzeri küresel sorunlar için özel bir gün belirler. BM, göz ardı edilen ve yokmuş gibi davranılan bu durum hakkında farkındalık yaratmak ve azami sayıda devlet kurumu ve sivil toplum kuruluşunu dahil ederek özellikle yoksul ülkelerde, milyonlarca insanın içerisinde bulunduğu karanlığı aydınlatacak bilgilerin paylaşılması amacıyla 2 Aralık'ı Dünya Köleliğin Kaldırılması Günü olarak belirledi. Yoksul ülkelerde kölelik neredeyse toplumların işleyişinin bir parçası olarak görülüyor. BM kurumları ve STK'lar tarafından yayınlanan raporlar, geleneksel inanç ve geleneklerde, somutlaşan eski kölelik biçimlerinin devam ettiğini ortaya koyuyor. Bu kölelik biçimleri, toplumlardaki en savunmasız gruplara karşı uygulanan ve uzun süredir devam eden ayrımcılıktan kaynaklanıyor. Örneğin bu gruplar alt tabakadan, aşiret azınlıklarından veya yerli halktan görülüyorlar. ILO, zorla çalıştırmanın küresel bir sorun olduğu ve köleliğin halen sürdüğü görüşünde. Zorla veya borç karşılığı çalıştırmanın yanı sıra, küresel ekonomide ekonomik sömürü amacıyla kaçırılan göçmen işçilerin istekleri dışında sömürülmesine benzer çağdaş zorla çalıştırma biçimleri de mevcut. Ev köleliği, inşaat, gıda ve giyim sanayi, tarım ve fuhuş sektörü gibi alanlarda zorla çalıştırılmak bunlara örnek olarak gösteriliyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre her altı çocuktan biri, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 32’inci maddesinin açıkça ihlal edildiği durumda çalışıyor. Bu madde “çocuğun ekonomik sömürüden korunmasını” öngörüyor. Zira herhangi bir iş çocuk için tehlikeli olabilir, eğitimini engelleyebilir ve fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki veya sosyal gelişimine zarar verebilir. İnsan ticareti ise tehdit veya güç kullanarak insanları işe almak, bir yerden bir yere taşımak, barındırmak veya tehditle çalışmayı kabul ettirmek anlamına geliyor. Yaklaşık 40,3 milyon insan modern köleliğe maruz kalmış durumda. Bunların 24,9 milyonu zorla çalıştırılırken 15,4 milyonu ise zorla evlendiriliyor. Dünyada her bin kişinin yüzde 5.4’ü modern köleliğin kurbanı. Modern köleliğin her 4 kurbanından biri ise çocuklar. 24,9 milyon kişiden 16 milyonu özel sektörde ev işleri, inşaat veya tarım gibi alanlarda zorla çalıştırılırken 4,8 milyon kişi de fuhuş sektöründe çalıştırılıyor. Devlet yetkilileri tarafından zorla çalıştırılanların sayısı ise 4 milyon. Kadınlar, seks işçiliği sektöründe mağdurların yüzde 99'unu, diğer sektörlerde ise yüzde 58'ini oluşturuyorlar. Bu nedenle “zorunlu çalıştırmadan” orantısız bir şekilde etkileniyorlar. Köleliğin çağdaş biçimleri, nedenleri ve sonuçları üzerine açıklamalarda bulunan BM Özel Raportörü Gulnara Shahinian, şunları söyledi: Çağdaş kölelik, ev köleliğinde olduğu gibi genellikle devlet tarafından ulaşılması zor bölgelerde veya içine kapanık olarak kabul edilen yerlerde ortaya çıkar. Zorla çalıştırmanın yaygın biçimleri, kötü örgütlenmiş veya iş gücünün yoğun olarak kullanıldığı sektörlerde kendini gösterir. Zorla evlilik, bir kişinin özgür ve tam bir rıza göstermeksizin evlendirilmesi durumunda ortaya çıkan bir kölelik biçimi. 1956 Köleliğin Kaldırılmasına İlişkin Ek Sözleşme, para veya ebeveyn, vasi, aile, herhangi bir kişi veya grup tarafından verilen mal karşılığında, karşı çıkma hakkı olmayan bir kadının "evlilik için vaat edildiği veya terk edilği" her türlü uygulamayı kölelik kapsamında değerlendiriyor. Bu şekilde gerçekleşen evlilik yasa dışı kabul ediliyor. Çocukların silahlı çatışmalarda kullanılması da dahil olmak üzere çocuk köleliği ve istismarı, çağdaş köleliğin diğer yaygın türü olarak ortaya çıkıyor. ILO çocuk ticareti ve kaçakçılığı, zorla çalıştırma, kölelik ve çocukların silahlı çatışmalarda zorla kullanılması gibi eylemleri çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri olarak tanımlıyor. Doğrudan köleliğe gelince… Bir kişinin veya bir grubun köle sahibinin mülkü olarak görülmesi ve ticaretinde kullanılması durumu olarak belirtiliyor. Ancak bu, şu anda en az yaygın olan kölelik biçimi olarak ön plana çıkıyor. Bu gibi durumlarda köle sahibi kurbanları ve onların çocukları üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabiliyor. Bu nedenle, söz konusu kimseler genellikle doğumdan itibaren köle olarak kabul ediliyor. BM ve kendisine bağlı kurumların standartlarını modern köleliğin bir ölçütü olarak kabul edersek bunun gözümüzün önünde, her yerde gerçekleştiğini görürüz. Ancak bu, çoğu yoksul toplumda, gelenek ve göreneklere ya da sosyal olarak kabul edilebilir bir duruma dönüşmüş halde. En azından zorla evlendirme, çocuk işçiliği ve ev işçiliği ile ilgili olarak bu söylenebilir. Ancak yılın bu günlerinde BM, kendine bağlı kurumlar ve sivil toplum kuruluşları; insan hakları, çocuk, kadın ve genç kızların hakları ile ilgili sözleşmelerin kalıcı ihlallerini aydınlatmak için çalışıyor. Genç kızlar özellikle de günümüzde sosyal medya ve internet sitelerinde cinsel istismara maruz kalabiliyorlar.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|