Kıdem tazminatı çalışma yaşamı literatürüne dünya ilk kez 1896 yılında Almanya’da işten ayrılma tazminatı olarak girmiştir. 1929 Ekonomik buhranı ve ardından gelişen sosyal devlet anlayışı ile birlikte kıdem tazminatı hakkı birçok ülkede uy-gulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde ilk olarak 1936 yılında çıkarılan 3008 sayılı Kanun ile kıdem tazminatı bir hak olarak düzenlenmiştir. Türkiye’de ‘’kıdem tazminatı’’ hakkı çalışanlar adına 84 yıllık bir tarihe sahiptir.
Türkiye’de kıdem tazminatı, çalışanların Cumhuriyet döneminde en önemli kazanımlarından birisidir. Kıdem tazminatı yıllar içinde işçi lehine gelişen düzenlemelerle çalışma yaşamının gündeminde olmuştur. AKP iktidarı uzunca bir süredir Kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmak için girişimlerde bulunmaktadır.
Bu girişimlerin en önemli iki ayağını ise bireysel fon ve hesap sistemleri gibi uygulamalar oluşturmaktadır. Türkiye’de işçilerin yüzde 90’ını kıdem tazminatı hakkından yararlanamamaktadır. İktidar işçilerin bu haktan yararlanamamasının temel sebebi olarak kıdem tazminatının fona devredilmemesini gerekçe göstermektedir. Lakin iktidarın bu tezleri gerçeği yansıtmaktan uzaktır.
Kıdem hakkından işçilerimizin büyük çoğunluğunun yararlanamamasının asli sebebi mevcut kıdem hakkında ki kısıtlayıcı hükümlerden kaynaklanmaktadır. İktidar bu kısıtlayıcı hükümleri görmezden gelmekte, herkesin kıdem hakkından ancak fon sistemi ile yararlanabileceğini dile getirmektedir. Fon sistemi kıdem hakkı noktasında güvence getirmekten uzaktır. İktidar Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile kıdem tazminatı gün sayısını yarı yarıya düşürmeyi ve bu şekilde işçilerin alacağı ücreti de yarı yarıya düşürmeyi amaçlamaktadır. Bunun yanı sıra kıdem hakkının fona devri ile birlikte mevcut yasada var olan kıdem hakkından yararlanma koşulları ortadan kalkacaktır. Kıdem hakkı yalnızca emeklilik ve ölüm koşuluna bağlı olarak alınabilecektir. Ayrıca fon sistemi tıpkı işsizlik sigorta fonunda olduğu gibi amaç dışı kullanılmayı da beraberinde getirecektir. Kıdem tazminatı hakkı işçilerin ve sendikaların kırmızı çizgisi, emeğin son güven-cesi ve kalesidir. Kıdem tazminatında fona değil daha fazla güvenceye ihtiyaç vardır.
Kıdem Tazminatı Nedir?
Kıdem tazminatı belirli bir işyerinde en az bir yıl süre ile çalışan işçiye kanunun saydığı koşulların varlığı halinde işe başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen süre içinde her tam yıl için işçiye ödenecek en az 30 günlük giydirilmiş (brüt) ücret tutarındaki tazminattır.
Mevcut yasaya göre kıdem tazminatına hakkını hak ediş koşulları nelerdir?
• İşveren tarafından 4857 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında kalanlar,
• İşçi tarafından 4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde sayılan sebepleri taşıyanlar,
• Muvazzaf askerlik hizmetini yerine getirmek için işten ayrılanlar,
• Evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş akdini sona erdiren kadınlar,
• 506 Sayılı Kanunun geçici 81’inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılanlar kıdem tazminatı hakkı elde edebilirler.
Dünya genelinde kıdem tazminatı hakkı nasıl uygulanmaktadır?
Kıdem tazminatı hakkı farklı hak ediş biçimleri gösterse de dünyanın birçok ülke-sinde uygulanmaktadır. Birçok Avrupa ülkesi kıdem tazminatı hakkını işçiler lehine bireysel ve toplu iş sözleşmeleriyle garanti altına alınmıştır. Fransa, Belçika, Danimarka ve Yunanistan gibi ülkelerde toplu iş sözleşmesinden yararlanan işçi sayısı yüzde 90’ların üzerindedir. Diğer AB ülkelerinde toplu sözleşme kapsamın-da yer alan işçilerin sayısı yüzde 50’nin üzerindedir. Bahsedilen ülkelerde işçilerin toplu sözleşmeler ile kıdem tazminatını hak etme oranı daha yüksek seviyededir. Türkiye Toplu İş Sözleşmesinden yararlanabilme hakkı bakımından AB ve OECD ülkeleri arasında yüzde 7 ile en son sırada yer almaktadır. Bu durumda Türkiye’de toplu sözleşmeler aracılığıyla da kıdem tazminatı hakkına erişebilmek oldukça güçtür.
Dünyada Kıdem TazminatıZorunlu Kıdem Tazminatı Uygulaması olan ülke sayısı : 152
Yarı Zorunlu Kıdem Tazminatı Uygulaması olan ülke sayısı : 18
Kıdem Tazminatı Uygulaması olmayan ülke sayısı : 13
Türkiye’de Kıdem Tazminatı tarihi[1936] - 3008 sayılı yasa ile 5 yıllık kıdemi olan işçiler için 15 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödeme hakkı getirildi
[1950] - 3008 sayılı yasa ile 5 yıllık kıdem şartı 3 yıla indirildi
[1952] - 5868 sayılı yasa ile emekli olanlara kıdem tazminatından yarar-lanma hakkı getirildi.
[1967] - 931 sayılı yasa ile işçinin ölümü halinde mirasçısına kıdem taz-minatı ödeme hakkı getirildi.
[1975] - 1927 sayılı yasa ile kıdem tazminatı hakkı için gerekli olan 3 yıl-lık süre 1 yıla indirildi. Kıdem tutarı hesaplaması ise 15 günden 30 güne çıkarıldı.
[2003] - 4857 sayılı yeni İş Kanunu ile eski kanunda yer alan ve kıdem tazminatı hakkının düzenlendiği 14. maddenin geçerliliği devam etmiştir.
Türkiye’de iktidar ne yapmak istiyor?
Ülkemizde kıdem tazminatı hakkı 1936’dan bu-güne işçiler lehine gelişerek devam etmiştir. 1980 Askeri darbesinden sonra darbeciler bile kıdem tazminatı hakkına dokunmaya cesaret edememiştir. Öte taraftan AKP iktidarı “kıdem tazminatı hakkının sürekli olarak kaldırılmasını” gündeme getirerek, işçilerin 84 yıllık kazanımını ve birikimini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.
84 yıldır çalışma yaşamında yer alan işçileri ko-rumaya dönük caydırıcı bir etki taşıyan bu son güvenceyi ‘’Bireysel Hesap Sistemi’’ ve ‘’Fona Devredilme’’ gibi uygulamalar tehdit etmektedir. Kıdem tazminatı hakkının olası bir değişiklik ile ortadan kaldırılması ile işçilerin iş güvencesi elinden alınacak, işten çıkartılmaları kolayla-şacaktır. Bu yüzden Kıdem tazminatı hakkının fona devredilmesine karşı çıkılmalıdır.
Türkiye’de iktidar kıdem tazminatını nasıl ortadan kaldıracak?
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Yeni Ekonomik Program”larda ve 11. Kalkınma Planında kıdem tazminatının Bireysel Emeklilik Sistemi ile ortak bir fonda entegre edileceğini açıkladı.
Resmi Gazete’de yayınlanan 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre ilerleyen dönemlerde bireysel hesaba dayalı bir kıdem tazminatı sistemi hayata geçirileceği belirtildi.
İktidar, Bireysel emeklilik sistemini yeniden yapılan-dırırken, Kıdem tazminatı fonu oluşturacak ve bu fonu bireysel emeklilik sistemi ile bütünleştirerek tek bir fonda toplayacaktır.
Türkiye’de kıdem tazminatı fona devredilirse ne olur?
Kıdem tazminatının daha öncesinde birçok kez fona devredilmesi girişimi olsa da, fona devredilmesine yönelik ilk yasal adımlar 2003 yılında çıkartılan 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 6. maddesi ile atılmıştır. Geçici 6. maddede kıdem tazminatı için bir fon kurulacağı ve fon kuruluncaya kadar 1475/14. maddenin geçerli olacağı belirtilmiş olmasına rağmen konu ile ilgili bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
Kıdem tazminatının fona devrilmesi neticesinde;• Kanunda her tam yıl için ödenen 30 günlük ücretin, yıllık ücrete oranı en az yüzde 8,3’tür. Bunun yerine her ay işverenler, işçiler adına brüt ücretin yüzde 3 oranındaki primi fona yatırmayı talep etmektedir. Bu durumda işçilerin kı-dem hakkı alacakları yüzde 3 oranında azaltılacaktır. Kıdem tazminatı gün sayısı yarı yarıya düşecek ve bu şekilde kıdem tazminatında hak edilen üc-rette yarı yarıya düşecektir.
• Kıdem Tazminatının fona devri ile tıpkı işsizlik sigorta fonunda olduğu gibi, fonun amaç dışı kullanılmasını da beraberinde getirecektir.
• Kıdem tazminatının fona devri ile birlikte kıdem tazminatı işveren bağlantısı kopmuş olacağından, kıdem tazminatına esas gün sayısının iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleriyle arttırılmasının önü de kapanmış olacaktır.
• Ayrıca kıdem hakkının bu şekli ile ortadan kaldırılması neticesinde işçilerin iş güvencesi elinden alınacak ve işten çıkarmalar kolaylaşacaktır.
Kıdem Tazminatının Bireysel Emeklilik Sistemi ile ortak fona devredilmesindeki amaç nedir?Kıdem hakkının bireysel emeklilik sistemi ile ortak bir fonda toplanması ile işçiler büyük hak kaybına uğrayacak, hâlihazırda kıdem tazminatı hakkından yararlanma koşulları ortadan kalkacaktır. İşçiler belirli bir süre prim ödemeleri takdirde belirli şartlarda kıdem tazminatını alabilecektir. Belirtilen bu prim ödeme gün sayısı ise 10 ile 15 yıl arasında değişiklik gösterecektir.
Buna göre;
• Kıdem tazminatı belirli prim ödeme süresi (10ile 15 yıl arası) halinde yalnızca emeklilik ve ölüm hallerinde yararlanılabilecek
• Mevcut yasaya göre evlilik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirenler ve As-kerlik hizmetini yerine getirecek olanlar kıdem tazminatı hakkından mahrum kalacak
• Sağlık nedenleriyle iş sözleşmesini sona erdirenler kıdem tazminatı alama-yacaktır.
• Kıdem tazminatının fona devri ile işçilerin sistemde biriken ücretleri, fonlar ile reel sektöre ve şirketlere ucuz finansman kaynağı olarak sağlanacaktır.
• İşçilerin emeği ve güvencesi şirketlere ucuz kredi olarak sunulacaktır.Sonuç olarak bireysel emeklilik hesabı ile ortak bir fonda birleştirilecek olan kıdem tazminatı, işçinin kıdem hakkının gasp edilmesi sürecini beraberinde getirecektir