A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

7.000 yıllık sualtı keşfi, Avustralya’nın tarihini aydınlatıyor

Kategori Kategori: Bilim | Yorumlar 0 Yorum | 28 Ekim 2020 03:44:05

Avustralya’da deniz tabanına dağılmış taş aletler, kıtada bulunan en eski arkeolojik sualtı bölgesini işaret ediyor. Avustralya’nın 65.000 yıl geriye uzanan derin bir insanlık tarihi var, ama pek çok arkeolojik bölgesi şu anda sular altında. Şimdi ise arkeologlar, Aborjinlere ait eserlerin, açık denizde korunmuş olabileceğini gösteren bir işaret olarak, türünün tek örneği olan ve Avustralya kıta sahanlığı boyunca yayılmış 7.000 yıllık bir bölge keşfettiler.



Son Buzul Çağı’nın sonunda, yaklaşık 12.000 yıl önce, buzullar eridiğinde ve deniz seviyesi yükseldiğinde, sular Avustralya’nın yerleşime uygun arazilerinin üçte birini sular altında bıraktı.

Flinders Üniversitesi sualtı arkeolojisi profesörü Jonathan Benjamin, “Deniz Ülkesinin Derin Tarihi” (Deep History of Sea Country) adlı projenin bir parçası olarak, Murujuga’da (Dampier takımadaları) sualtında kalan bölgeleri araştıran ekibin başındaki isim. Bu bölge Avustralya’nın kuzeybatısında bulunan, kurak ve taşlık bir kıyı bölgesi.

Bu bölge, bir milyondan fazla kaya sanatı örneği ile, iç kısımlarında arkeolojik alanlar açısından zengin bir bölge. Yaklaşık 18.000 yıl önce, Murujuga kıyıları, şu anki halinden 160 km daha öteye uzanıyordu. Ama Benjamin ve meslektaşları açık deniz bölgesini araştırmaya başladıklarında, ellerinde devam etmek için pek az şey vardı.

Benjamin, “Keşif yapma ihtimalimizin oldukça düşük olduğu bir bölgeye giriyorduk.” diyor. “O yüzden, bu sorunun üzerine tamamen teknoloji ve zeki insanlar ile giderek, üç yıl sonra bir şeyle karşılaşmamız gerektiğini düşündük.”

Ekip, önce, eserlerin korunması için uygun koşullara sahip olabilecek yerler olan Murujuga çevresindeki sığ denizleri taramak için LiDAR (Light Detection and Ranging) takılı uçaklar ve radarı olan tekneler kullandı. (Örneğin, deniz tabanı sürekli yer değiştiren kumlarla kaplı olan bölgeleri elediler.) Geçen sene, dalgıçlar belirlenen hedefleri incelemek için tüplü dalış ekipmanları kullandı. İlk birkaç bölgede herhangi bir buluntuya rastlanmadı. Ama bu, Cape Bruguieres Kanalı ile değişti.

Flinders Üniversitesi doktora öğrencisi Chelsea Wiseman, meslektaşı John McCarthy ile turkuvaz sularda yüzerken, paletini çekiştirdiğini ve kendisine volkanik taştan bir aleti gösterdiğini anımsıyor. “Bana ilk verdiği, şüphesiz bir taş aletti.” diyor Wiseman. “Sonra bunlardan dört veya beş tane daha bulduk.”

Ekip, Cape Bruguieres Kanalı’nda toplam 269 taş eser buldu. Bunlar, sualtında 2.44 m derinlikte gömülüydü. Bazı aletler, kazıma, kesme ve çekiçle dövme gibi faaliyetler için tasarlanmış gibi görünüyordu ve araştırmacılar, ekmek yapımında kullanılan spinifex otu tohumlarının dövülmesi için kullanılmış olabilecek bir öğütme taşı buldular.

Radyokarbon tarihlendirme ve bu bölgenin ne zaman sular altında kaldığının analizine dayanarak, araştırmacılar eserlerin en az 7.000 yıllık olduğunu düşünüyor. Ekip, aynı zamanda deniz seviyesinin 13.72 m altında olan, taş bir aletin en az 8.500 yıllık olduğunun ortaya çıkarıldığı ve bir tatlı su kaynağı olan, Uçan Köpük Geçidi (Flying Foam Passage) adlı bir diğer bölgeden bahsediyor.



“Avustralyalı yerli arkeolojisi anlayışımız, büyük ölçüde iç bölgelerde olan bölgelere dayanıyor.” diyor Wiseman. “Bu keşif, açık denizde daha fazlasının bulunduğunun göstergesi.”

Çalışmanın bir parçası olmayan, Birleşik Krallık Ulusal Denizbilimi Merkezi’nden deniz jeoarkeoloğu Nicholas Flemming, arkeologların özellikle Avustralya’nın kuzey ve kuzeybatı kıyılarını incelemekle ilgilendiğini söylüyor. Cape Bruguieres Kanalı gibi bölgeler, insanların denizi aşıp Güneydoğu Asya’dan kıtaya nasıl ulaştıklarını ve şu anda batık olan kıyılarda bir zamanlar nasıl yaşadıklarını bilim insanlarına anlatabilecek kanıtlar içeriyor olabilir.

“Benjamin’in ekibinin yaptığı keşifler, her iki sorunun cevabını verecek ilk ipuçlarını sağlıyor ve gerekli materyalin deniz tabanında korunduğunu, keşfedilip kara arkeolojisinde olduğu kadar doğru bir şekilde analiz edilebileceğini gösteriyor.” diyor Flemming.



Flemming, “Çalışma ile tropik bölgelerde bulunan 5.000 yıldan daha eski ilk sualtı bölgesinin bulunduğunu” ekliyor. “Su altındaki tarih öncesi bölgelerin çoğunun tesadüf eseri, balıkçı gemileri, tarayıcılar veya dalgıçlar tarafından keşfedildiğini, keşfedilen alanların yetkililere bildirildiğini” söylüyor. “Keşif, tropik iklimlerde, deniz tabanında taş gereçlerin korunduğunu kanıtlıyor.” Her ne kadar bu sualtı bölgeleri, mercan gelişimi, yosun, mangrov (rizofora), kasırgalar ve diğer tehditler karşısında hassas olsa da.

“Bu gerçekten heyecan verici bir keşif ve su altında kalan kıta sahanlığı bölgeleri fikrini ön plana itiyor.” diyor çalışmaya dahil olmayan sualtı arkeoloğu Amanda Evans. “10 yıl öncesine kadar bile, bu iş ile aktif olarak meşgul olan bir avuç insan vardı. Bu tip keşifler, daha çok insanın dahil olmasını ve bu konuda konuşmasını sağlıyor.”

Gerçekten de, sualtı arkeolojisi uzun zamandır gemi batıklarına odaklanmış olsa da, son on yıldır gizli özellikler taşıyan antik batık arazilere karşı artan bir ilgi var. Dünya çapında sualtında kalan kıta sahanlığı boyutları, Afrika kıtası büyüklüğünde bir alanı kaplıyor. Bu, keşfedilecek pek çok kalıntı olduğu anlamına geliyor.



Benjamin ve ekip arkadaşları, İsrail kıyılarındaki 7.000 yıllık, dünyanın eski dalgakıranını belgeledi. Başka ekipler insanların kıtaya ilk yerleşimi hakkında uzun zamandır devam eden tartışmalara son verebilecek bölgelerin arayışı içinde, Kuzey Amerika’nın batı kıyılarını keşfediyor. Evans, 12.000 yıl önce kara, bugünse sualtında olan 16.187.425 hektarlık arazinin bulunduğu Meksika Körfezi’ndeki altı günlük yolculuğundan yeni döndü. O ve takım arkadaşları, arkeolojik materyal olarak analiz etmeyi planladıkları sualtı çökeltilerinden 40 karot örneği aldılar.

Ama dünyanın sualtı keşfedilecekse, önce korunmaları gerekiyor.

Benjamin, Murujuga keşiflerinin, Avustralya gibi pek çok açık deniz enerji gelişimi olan ama yerli arkeolojik sualtı bölgelerinin pek fazla korunmadığı bölgelerde, sualtı mirasına ilişkin politikaları etkileyeceğini umuyor. Özellikle henüz belgelenmedikleri için.

“Avustralya’da şöyle bir durum var; 75 yaşındaki bir gemi batığına otomatik olarak koruma veriliyor, ama 7.000 yıllık bir bölgeyi koruyabilmek için bakanlık onayı almamız gerekiyor.” diyor Benjamin.



Kaynak: Smithsonian Magazine. Megan Gannon. 1 Temmuz 2020.

Makale: Benjamin, J., O’Leary, M., McDonald, J., Wiseman, C., McCarthy, J., Beckett, E., … & Baggaley, P. (2020). Aboriginal artefacts on the continental shelf reveal ancient drowned cultural landscapes in northwest Australia. PLoS One, 15(7), e0233912.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap

Türkiye destekli Suriyeli savaşçılar Nijer'de ne yapıyor?
GÜNEŞE YOLCULUK
Cumhurbaşkanlığı seçimini reformcu Pezeşkiyan kazandı.
EKŞİ, "ERİK" TADINDA
BİR TUR DAHA

Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı
Tayland esrarı yeniden yasaklıyor.
İstanbul kirada Avrupa’nın lideri
Türkiye AB’nin 6 milyar Euro mülteci yardımını nasıl harcadı, AB Sayıştayı’nın eleştirileri neler?
Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK

Dünyanın ekolojik kaynakları haftaya tükeniyor.
Ormanlara yasal haklar verilebilir mi, tüzel kişiliği olan ormanlar var mı?
'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

Kırık Camlar Teorisi
Dünyanın en eski şarabı 2000 yıllık Roma mezarında bulundu
Otizmin arkasından Neandertaller çıktı.
Beynimiz uykuda geleceği tahmin etmeye çalışıyor.
Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.

Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor
Haberleri takip etmeyenlerin sayısı artıyor…
İstanbulluların %44'ü kıt kanaat geçiniyor

"RAHATI KAÇAN" ADAM
GÜZİN'LE
GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR

DEVENİN BOYNU
Çarpık Eğitim
Ziyafet
Kim Aptal, Kim Akıllı
SİVAS

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git