Neler öğretmedi ki... Cehaletin sadece bir din ya da kültür ile bağlantılı olmadığını, dünya korona pandemisi kadar cehalet pandemisinin de yaygınlığını, insanların bilmek yerine inanmayı seçtiklerini bize yaşayarak öğretti. Dahası mı? Seçtiğimiz yaşam tarzlarının doğa ile uyumlu olmadığını, kapitalizmin insanlar için bir zülüm olduğunu, silahlar için değil sağlık için para harcanması gerektiğini, eğer bir küreselleşme olacaksa bunun sermaye için değil bilim ve insanlık için olması gerektiğini de öğretti.
İnsanlar komplo teorileri çok seviyor. Tabii televizyonlar kaçırır mı? Her kanal, hiç bir konuda uzman olmamasına karşın her konuda teori üreten insanlarla dolu. Size de sosyal medyadan gelmiştir. 5G teknolojisinin virüsün yayılmasını hızlandırdığı ya da neden olduğu yönündeki mesajlar. Bunları yazan adamlara bakıyorsun ne tıp konusunda bilgisi var ne de iletişim teknolojisi üzerinde. Bilgisayar kullanmaktan başka bilişim konusunda bir bilgisi yok!
Peki bilim insanları ne diyor bu konuda? Bu iddianın hiçbir temeli bulunmadığını, 5G teknolojisi ile korona virüsü bağlantısının biyolojik açıdan olanaksız olduğunu söylüyorlar
Sonra bir kahraman çıkıyor İngiltere’de 5G istasyonunu yakıyor. Bize maske gerekmez, bizde muska var diyenden farkı ne? Ya da sokakta aynı kaşıktan herkesin ağzına dualı şarap veren papazdan? Veya kilise Allah’ın evi, buraya virüs giremez diyen, ayinlerde binlerce kişiye virüs bulaştıran Amerikali papazdan ne farkı var?
Bu papazın ülkesinin seçilmiş başkanı Trump çıkıp 'Maske yerine atkı / şal ile yüzü kapatmak daha iyi. Çünkü daha kalın' diyebiliyor.... Buyur buradan yak! Böyle papaza böyle başkan!
Bir de Türkmenistan var... Devlet başkanı 'koronavirüs' sözcüğünü kullanılmasını yasakladı. Salgından söz edenler veya sokakta maske takanlar gözaltına alınıyor. Hem de Türkmenistan’ın komşusu koronadan silkelenen İran iken. Herhalde ismini söylemezsek bize gelmez, gelenler de ilgi görmediğinden çeker gider diye düşünüyorlar.
Örnekleri çoğaltmak olası. Hem de dünyanın her yerinden...
Bir de bana birşey olmazcılar var. Şanslarına mı güveniyorlar ya da kaderciler mi? Akıl dağıtılırken nasiplenemediler mi anlayamadım ama bu insanlar toplum sağlığı için en az koranavirüsü kadar etkin.
Amacım akıl ile inancı karşılaştırmak değil am bugünler önce akıl, bilgi ile hayatta kalacağımız günler. Sen akıl ve bilgi ile davran, sonra gereksinim duyuyorsan duanı da, ibadetini de et.
Güzel deneyimler de yaşıyoruz. İnsanların sokaktan ayağını kesmesi bile doğada güzel değişimler yarattı. Hava temizlenmeye başladı, bir çok “büyük” şehrin sokaklarında geyikler, yaban keçileri ve domuzlar geziyor...
***
Sayılar doğru söyler diyerek yaşadığım iki ülkenin resmi bilgilerini karşılaştırmak istiyorum.
Avustralya’da il kayıtlı vaka sayısı 26 Ocak’da 4 olarak bildirildi ve 72 gündür savaşıyor.
Türkiye’de ise ilk kayıtlı vaka sayısı 11 Mart’da 1 olarak kayda girdi ve 27 gündür savaşıyor.
Anlaşılan Türkiye Avustralya’ya göre 45 gün avantajlı ya da 45 gün arkadan geliyor.
Önce tüm dünyaya bakalım: Vaka sayısı 1.324.282
Vaka sayısına göre sıralama;1. ABD 352.249
9. Türkiye 30.217
21. Avustralya 5.795
Toplam teste göre sıralama1. ABD 1.840.597
8. Avustralya 303.536
12.Türkiye 202.845
Toplam ölüme göre sıralama;1. İtalya 16.523
12. Türkiye 649
46. Avustralya 41
Tedavi edilene göre sıralama;1. Çin 77.078
13. Avustralya 2.432
15. Türkiye 1.326
Bir milyon kişideki vaka sayısına göre sıralama;
1. Vatikan 8.739
51. Türkiye 358
65. Avustralya 227
Bir milyon kişideki ölüm sayısına göre sıralama;1. San Marino 943
41. Türkiye 8
77. Avustralya 2
Bir milyon kişideki test sayısına göre sıralama;1. Faeroe Adaları 100.976
22. Avustralya 11.903
62. Türkiye 2.405
Sayıları yorumlamak size kalıyor.
Sonuç Evinde kal ki dünyada kalabilesin...
Sağlıklı kalın!
Kaynak: worldometers | 6 Nisan 2020