![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Korona-lojik
Paris, 4 Nisan 2020 Paris’te, “evde kal” emrinin çıkışından önce başlayan metroya binmemek, emrin uygulanmaya konulduğu 17 Mart saat 12’den itibaren yeni boyutlar kazandı : “Mikrop, bakteri ve virüs yuvası” gibi görünen metro istasyonları, koridorları ve metro vagonları borsada spekülatör görmüş hisse senedi gibi gözden düştü. Metro müşterisi çok azaldı. Metro işleticisi dev şirket, RATP, ulaşımdaki metro sayısını azalttı, ulaşım saatlerini yeniden düzenledi : Metro artık sabah 6’dan 22’ye kadar çalışıyor. Elli kadar metro istasyonu kapatıldı. Bugün, Cumartesi, denemek için, bir bakalım şirin metrolarımız ne alemde diyerek Simplon metro istasyonuna indik : Peronda in cin top oynuyor. Yersiz yurtsuzlar alıp başlarını gitmişler. Anakent belediyesi, ilçe belediyeleri, kimi hayır kuruluşları, toplumsal dayanışma ve yardım dernekleri yersiz yurtsuzları belli noktalarda, belli merkezlerde toplayıp, bir dam, bir yatak, sıcak bir çorbayla korona saldırısından korumaya çabalıyorlar. Ama yine de arada sırada bir veya iki tanıdık çok kısa süreli bile olsa mahalleye uğruyor, yarım şişe kırmızı sol elde her zaman : “Olmazsa olmaz !”. Fakat hiçbiri metroya inmiyor : Hesabı kolay : Metroda, istasyonda müşteri olmazsa yardım elini kim uzatacak ? O halde istasyona inmenin ne yararı olabilir ? Hiç ! Güneşli günlerde sokakta bir bank üzerine yayılmak veya bir iki basamaklı taştan bir merdivene ilişmek ve güneşlenmek daha akıllıca ... Bunları düşünürken bir metro, alışılmış gürültüsüyle istasyona girdi. Durdu. Tek kişi inmedi. Biz ikimiz, eşim ve ben bindik. Vagonda, her biri vagonun bir ucunda, iki kişi var : İkisi de maskeli. Unutmadan ekleyeyim biz ikimiz de maskeliyiz. “Güvenlik mesafesi” yürürlükte. Vagonun ortasında, dörtlü bir yerde karşılıklı oturduk. Metro, malum “kurallara uyun, ellerinizi sabunla yıkayın ...” vesaire anonsundan sonra yola çıktı. Alışılmamış bir sessizlik. Hüzün sardı sarmaladı aniden. Birkaç metro istasyonunu geçtik, otomatik kapılar açılıp kapanıyor ama ne inen var ne binen... Ne dilenci var, ne yolcular arasında dolaşan iri yarı ve üniformalı RATP ücretlisi güvenlikçiler.... Gare du Nord’a vardık. İki kişi indi. Perondaki üç kişiden üçü de bindi. Birçok metro hattının kesiştiği, KÖ (Koronadan Önce) her zaman karman çorman, çokdilli, çokrenkli, çokçoklu ve kalabalık istasyonlardan biri olan bu istasyon da terkedilmiş : Ne kebabını atıştırarak Paris’in kuzey banliyölerine akan yolcular, ne ne beklediğini kendisi bile unutmuş yaşlı kadınlar, ne ekmek parası peşindeki müzisyenler, ne mısır satıcıları, ne keşler, ne uyuşturucu satıcıları, ne onları “avlamaya” yeminli “siviller”, ne üniformalı polisler... “Ağırlık” başka noktalarda. “Dışarıda”. Terkedilmiş birkaç metro istasyonunu daha geçtik. Oberkampf istasyonuna varınca indik. Bizden başka inen de olmadı, binen de. Peron bomboş. Çıkışa doğu yürürken, birdenbire karanlıktan çıkan hayret bir yoksul gördük : “Hiç görünmüyorsun, yanlış yere park etmişsin” dedim. “Hiç te değil, polis molis artık metroya inmediği için sakin bir yer buldum, birazcık uyuyacağım” yanıtını verdi, “Yirmi santimin, elli santimin, bir öron yok mu ?” gibi veciz bir soru sormayı da ihmal etmedi. Soruma yanıt verdiği için hak etti. Dışarı çık, güneşte yayıl demedim. Tereciye tere satılmaz. Metrodan çıktık. Hüzün de bizimle çıktı... Metronun durumu bu : Korona günlerinde Paris’in nabzı metroda atmıyor. Paris’te otobüslerin de sayıları azaltıldı. Otobüslerde bazen üç bazen iki kişi görüyoruz. Mesafe meselesi artık tamamen içselleştirilmiş. Bu günlerde otobüsle bir tur atmak epey zevkli olmaya aday.Trafik çünkü tıkır tıkır. Belleville’de, République’te, Nation’da sıkışmak artık tarihe karıştı. Merak etmeyin ama, nasıl olsa yakında yine eski günlerin gürültülü sokak, cadde, bulvar ve meydanlarını bulacağız. Tramvayların, hızlı ve bölgesel trenlerin sayıları da ciddi ölçüde azaltıldı. Amaç insanların bir noktadan diğerine gitmesini, virüsü taşımasını önlemek. Ciddi bir genel seferberlik yaşanıyor, görünmez bir virüse karşı savaş koşulları altında. Bu iş daha sürecek gibi. Kimi ülkede “evde kal” operasyonu mayıs sonuna kadar. Fransa’da 15 Nisandan sonra altı hafta daha uzatılacağı söylendi. Bugün hava çok güzeldi, günlük güneşlik. Sanki yaz. Sokaklar yine dolduruldu. Gel de şaşırma. Yahu bu insanlar Fransızca anlamıyor mu ? Evet burada ve büyük olasılıkla orada da hâlâ işin ciddiyetini anlamak istemeyenler var, bu anlamamanın, bu “ben gencim bana bişey olmaz” yaklaşımının önüne geçmek şart ve bu bizim de görevimiz. Söyleyerek. Yazarak : Lütfen kulak verin : Tekrar ediyorum en iyi çare evde kalmak. Bir saatliğine “havalandırmaya” çıkmak, “volta atmak”, haydi diyelim birazçık dolaşmak : Ama avare avare değil, koşmadan ama atletik ve geniş adımlarla. Kurallara uyarak sadece kendimizi değil, ailemizi, en yakınlarımızı ve sokağa çıktığımızda karşılaşabileceklerimizi de koruyoruz. İnsan-iy(ilik)-et ölmesin. Mantık bunu gerektiriyor.
Yorumlarmustafa
{ 08 Nisan 2020 17:39:32 }
yazı çok güzel Paris'in günlük hali ancak bu kadar güzel yazılır. Teşekkürler
Diğer Sayfalar: 1. ![]()
Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |