A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

“Kusura Bakma Ölüm”

Kategori Kategori: Korona Günlüğü | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 29 Mart 2020 12:57:11

“Şimdi kış \ Ölümün vaktidir derler \ Ve tecrübelerimden bilirim \ Kışın ölene söverler \ Kusura bakma ölüm \ Ben arkamdan sövdürmem \ Bu randevuya asla gelmem.” Erol Zavar “ölümü ektim randevu yerinde“ şiirinde aynen böyle diyor. Erol gençtir ve hayatla randevusu vardır, ölümle değil. O’na aynen katılıyorum. (1) Koronalı günlerimizde zalim virüsle mücadelede önemli bir nokta da ölümü kadermiş gibi kabullenmemek ve ona boyun eğmemek olmalı.

Erol Zavar’ın mahkumluk şartları altında mesana kanserine ve bir dizi başka hastalığa karşı verdiği mücadele bu konuda ışık tutucudur. Korona ile kavgamızda moralimizi yüksek tutmak, geleceğimize umutla bakmak da belirleyicidir çünkü.

Bulaşıcı hastalığın ilk günlerinden beri medya ölümlere, ölü sayısına öncelik veriyor. Daha dramatik, daha olağanüstü, daha vurucu olduğu, daha çok ilgi çektiği için. Sadece bu nokta üzerinde, ısrarla, uzun uzun duran medyalar suçsuz değil. Kimi kez abartıyorlar ve ne yaptıklarını çok iyi bildikleri için bir ölçüde suçlular. Medya takımı ne derse desin unutulmaması gereken bir nokta var : BU BELAYA YAKALANANLARIN YÜZDE DOKSAN BEŞİ VEYA YÜZDE DOKSAN SEKİZİ İYİLEŞİYOR. Fransa’dan örnek vereyim : Ölü sayısı maalesef yüksek. Ama hastalığı yenenlerin, hasta, ağır hasta ve hatta ölümcül girdikleri hastane odalarından yürüyerek çıkanların sayısı ölü sayısının iki katından biraz fazla.

Ölüm kader değil.

Korona belasının üstesinden gelinebiliyor. Henüz tedavi konusunda kesin bitirici ilaç veya ilaçlar bulunamamış olsa da.

İşte somut ve bilinen yeni bir örnek : Fransa Kültür Bakanı Franck Riester birkaç gün önce hasta olarak girdi hastaneden iyileşmiş olarak çıktı ve dün, 27 Mart 2020 Cuma günü, saat 13 haberlerinde France 2’de sorulara yanıt vererek yaşadığını anlattı. Tam tamamına sapasağlam ve görevinin başında. Birçok başka örnek daha var...

“kusura bakma ölüm/gelmeyeceğim /(...) bunca mazeretim varken/yaşama dair,/ ölümü aklımdan bile geçirmem/ seviyorum seni hayat/ tüm kötü sürprizlerini de...”

Koronanın korkutan yönü tedavisi için ne yapılacağının, tedavisi için hangi ilaçın veya ne tür ilaçların kullanılacağının henüz bilinememesi. Aşısının henüz bulunamaması. Ama herkes, bütün büyük laboratuvarlar, ünlü ünsüz doktorlar çalışıyor. Birçok devlet te giderinden şusundan busundan çekinmeden koşturuyor : Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), ABD, Almanya Federal Cumhuriyeti, Fransa Cumhuriyeti en başta. Dün ÇHC ve ABD başkanları “birlikte çalışmak” kararı aldılar. Umut verici bir karar. Tedavi için gerekli ilaç veya ilaçlar bulunana kadar sabır şart. Aşısı da mutlaka daha sonra bulunacak. Sabır.

Korkutan bir nokta da şudur : Gençlerimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın BELAYI CİDDİYE ALMAMALARI, “BEN GENCİM BANA BİŞEY OLMAZ” DEMELERİ. Virüs yaş kontrolu yapmadan saldırıyor. O nedenle genclerimiz, çocuklarımz da tehlikede. 25 Mart 2020’de Fransa’da 16 yaşında bir genç kız bu beladan vefat etti. Daha vahimi bu çocuğa, birkaç gün önce başvurması üzerine yapılan denetimde/araştırmada “hasta değil” teşhisi konulmuş olması. ÇHC’de de ölenlerden biri 14 yaşında bir çocuktu. Bilmem anlatabiliyor muyum ?

Evet bu işin şakası kalmadı. Kendimiz kurallara uyarak sadece kendimizi değil, ailemizi, en yakınlarımızı ve sokağa çıktığımızda karşılaşabileceklerimizi de koruyoruz. “Serseri mayın” gibi dolaşmak yerine sorumlu yurttaş gibi dolaşmak en iyisi. Hepsi bu kadar.
Umarım işe yarar yazdıklarım. Ha gayret. Hep birlikte

Not (1) Hemen aşağıda kısaca değineceğim yaşamı ve bilhassa mahkum ve mesane kanserinden hasta olmasına rağmen sağlığına kavuşmak umuduyla verdiği mücadele ile hepimize örnek Erol Zavar’ın şiirinin tümünü aynen sunuyorum :
“ölümü ektim randevu yerinde

-ölümü ektim randevu yerinde
beklemekten ağaç olsun-

zembereği boşalmış sözcüklerin
akreple yelkovan öpüşüyor onikide
bütün ziller vaktinde vuruyor,
tembellik edip gitmeyeceğim
kusura bakma ölüm
bugün de gecikeceğim
sessizlik çökmüş kentin sokaklarına
martılar uykuya dalmış
kar bütün izlerini örtmeye hazır
randevularımıza sadığımdır sektirmem saatini
ama bu sefer tembelliğim tuttu,
ölüm daha çok beklersin beni...
şimdi kış
ölümün vaktidir derler
ve tecrübelerimden bilirim
kışın ölene söverler.
kusura bakma ölüm
ben ardımdan sövdürmem.
bu randevuya asla gelmem.
bu şiirin içinden tren de geçebilir
uçak da
vapur da
bütün teknolojik ölüm aletleri de
ama hiç birine binmeyeceğim
kusura bakma ölüm
gelmeyeceğim

***
gelecek öyle uçsuz bucaksız duruyor ki
ve ben ne olacağını merak ederken
hani filmin en güzel sahnesinde
sinemadan çıkar gibi
hayattan çıkıp gidemem
kusura bakma ölüm
adın çok soğuk gelemem
bunca mazeretim varken
yaşama dair,
ölümü aklımdan bile geçirmem
seviyorum seni hayat
tüm kötü sürprizlerini de.”

Erol Zavar bizi içimizden sarsalayan, umut dolu bir geleceğe gülümseyen, hayata göz kırpan bu satırları 17 Şubat 2004’te, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mahkum Koğuşu’nda yazdı. Neredeyse yirmi yıldır kanser tedavisini özgür bir ortamda yaptırabilmesi için serbest bırakılması umuduyla dilekçeler yazıldı, gösteriler yapıldı, kampanyalar düzenlendi ama Erol Zavar serbest bırakılmadı. Aradan geçen zaman içinde başka tür hastalıklar da yakasına yapıştı. Erol inatla ve kararlı bir biçimde mücadele etti, hastalıkların hepsini veya hepsine yakınını yendi. Erol’un yaşam mücadelesi koronalı günlerimizde hepimize örnek olacak nitelikte. “Ölümü aklımdan bile geçirmem” diyen ve şiirinin başından sonuna ölümle alay eden, çünkü hayata aşık şairin özgürlüğüne, eşine ve çocuklarına kavuşması umuduyla. Aktardığım şiirle aynı başlığı taşıyan şiir kitabı Cadde Yayınları tarafından 2006’da okuyucuya sunuldu. Tavsiye ederim. Zavar şiir yazmayı sürdürüyor : Yeni şiirlerini değişik sitelerde okumak mümkün.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git