Herkesin kafasındaki en büyük soru “Koronavirüs sonrası bizi nasıl bir dünya bekliyor?” Ne yazık ki soru yanlış. Bence doğrusu “Bundan sonra Koronavirüs ile nasıl yaşayacağız?” olmalı. Eğer koronavirüs kendini evrimleştirip insana bulaşmayı bırakmazsa ya birlikte yaşamayı öğreneceğiz ya da uygarlık dediğimiz bu doğayı hoyratça kullanan insanlık yok olacak. Yani bu virüs ile yaşamak için yeni yöntemler yeni düzenler geliştirmemiz gerekiyor.
Yoksulları değil varsılları doyurmaya çalısan bu düzen daha fazla yürüyemezdi. Eğer koranavirüs olmasaydı da bence sonunda bir biçimde, bugün değilse de yakın gelecekte çökecekti.
Herşeyin başı sağlık dememize karşın, aslında dünyada herşeyin başı ekonomi idi... Öyleyse, ekonominin penceresinden bakalım.
Koronavirüs salgınını atlatan (atlatabilirsek) şirketler, sonraki dönemde üretim, işçi yerleştirme, işçi güvenliği, dışsatım (ihracat), dışalım (ithalat) ve halka satışta (parakende) izleyecekleri yöntem ve uygulamaları zorunlu olarak değiştirecek. Bunu başarı ile değiştirebilenler iş hayatında var olmayı sürdürecek.
Peki başka neler olacak?
- Büyük olasalıkla Çin güç kaybedecek.
- Tüm dünyada ekonomi küçülecek.
- Stok anlayısı değişecek.
- Tüketim alışkanlıklarımız değişecek.
- Yerel üretimler güçlenecek. Yerli malı yurdum malı anlayışı güçlenecek. Yoksa o ulusların yaşama şansı kalmayacak.
- Sosyal mesafe bırakarak yaşamayı öğreneceğiz.
- Alt yapısı yeten ülkelerde evden çalışma kaçınılmaz olacak.
- Uluslararası truzim yok denecek kadar azalacak.
Ya da
- İlaç bulunacak.
- İnsan bedeni korona ile savaşmayı öğrenecek.
Hangisi olursa olsun artık hiçbir şey aynı olmayacak.
Eğer insanlar ve örgütleri, bu durumdan ders çıkartırlarsa, oluşturulacak yeni düzenlerin daha insalcıl olma şansı hatta zorunluluğu doğacak.
Sağlık sisteminin özel sektöre bırakılmayacak kadar önemli olduğu ve sağlık sistemine daha çok bütçe ayrılması gerektiği anlaşılacak.
Doğa ile savaşılmayacağını kabul edip onun kuralları ile yaşayacağız.
Tüketim alışkanlıklarımızı değiştireceğiz ve bilinçli, azgın tüketici değil, neye gereksinimi olmadığını bilen insanlar olacağız.
Anlayacağınız normalin tanımları değişecek ve
yeni normal ile yaşayacağız....
Korona sonrası birşeylerin değişmeyeceği, çelişkilerin dahada güçleneceğini düşündüren işaretler var.
Aynı yöne giden bir trende mi insanlık? Veya hepimiz aynı gemide miyiz?
Bu soruya hayır biz aynı gemide olmak istemiyoruz diye yüksek sesle söyleyenler var.
Ronaldo bir ada satın alması, Elon Musk'ın Mars'a ilişkin araştırmaları. Suudi Prens Selman'ın 2030'da tamamlanacak NEOM projesi ile bizlere aynı gemide olmak istemediklerini söylemektedirler. Bu adımların anlamlarını tartışılmalıyız. Saygılarımla