|
Havada kuşku ve tedirginlikKategori: Korona Günlüğü | 0 Yorum | Yazan: M. Şehmus Güzel | 27 Mart 2020 08:58:02 Fransa’da ve Paris’te “evde kal” havası sürüyor. Günde sadece bir saat “havalandırmaya” çıkılabiliyor, “çıkış iznini” çıkan hazırlıyor, çıkış saatini ve tarihini bilhassa belirterek, imzalamayı unutmadan, vesaire. Çıkıp bu kenti, başabela bu başkenti böylesine terkedilmiş görmek te fena halde üzüyor. Çarpıyor. Sarsıyor.
Paris, 27 Mart 2020 Paris’te otomobil gürültüsü kent gürültüsüyle birlikte güme gitti. İyi de oldu. Hava kirliliği azaldı. Kuş cıvıldamaları duyuluyor. Ne kadar garip. İşte dört serçe havalandı. Koreografi harika. Peşlerinden iki güvercin. Kargalar da var ama onlar çöp peşinde, aralarındaki hırlaşmalara ara verebildiklerinde sadece. İşleri zor, çok zor, çünkü insanoğullarının sokakları terkinden beri sokakları, kaldırımları ve çevreyi çöp götürmüyor. Cadde, bulvar ve meydanlar da tertemiz. Ne kadar garip. Taşıt çok az, geçmişle kıyaslanınca neredeyse sıfıra yakın. Çıkış izin belgesi ve daha bir dizi idari belgesi olmayan yanıyor. Bir önceki makalemde de yazdım, yayalara ve diğelerine para cezası 135 örodan başlıyor, otomoilde iki kişiyseniz fatura biraz daha tuzlu : 135 çarpı iki eşittir 270 öro... Para cezası 3600 öroya kadar çıkabiliyor. Dikkat dikkat para cezasına pek yakında yeni artış gelebilir, çünkü korona takımıyla maçımızı kurallara göre oynamak istemeyenler, kendilerini herkesten daha zeki sananlar, polise de jandarmaya da çalım atarım diyenler hala var. Malum Paris halkı kendine özgü bir halktır, ne Fransız ne Avrupalı ne normaldır. Anormal, pariziyen, umursamaz, epey cahil ama herşeyi bildiğini sanan, ne sanması Babacığım iddia eden, bencil, ulaşılamaz derecede bireyci, bendedimolducudur. Bulunmaz hint kumaşı. Dünyanın merkezi. Paris değil parisli. İnanılması zor ama Paris’in kuzeyindeki, Gare du Nord’a (Kuzey Garı’na) iki adımlık La Chapelle mahallesine, biraz ötedeki Château Rouge mahallesine veya hakiki turistik (şimdilik turistsiz) Montmartre taraflarına gidince, hele gece, nutkunuz tutulabilir. Buralarda “evde kal” eylemi sökmüyor. Paris’in “Üçüncü Dünyasına” hoş geldiniz. Vaktiniz ve imzalı mimzalı çıkış izin belgeniz varsa gelin bilikte La Chapelle mahallesine gidip bir tur atalım : Sanki yasak masak yok : Sokaklar, cadde ve bulvarlar alışılmış havada, belki biraz daha az insan var ama yasak havası yok. “Al götür” kebab, pizza, sandviç satan güya “kapalı” restoranların, küçük mahalle bakkallarının önünde gruplar var. Her türlü uyuşturucu, kaçak sigara, hap, yeni çalınmış malzeme örneğin cep telefonu, koronaya karşı maske ve eldiven satıcıları da. Satıcılar iş başındalar : “Koronanızın anasını ... bana ne lan koronanızdan, ben ekmek paramı taştan (pardon uyuşturucudan, hırsızlamadan) çıkarıyorum, kalemefendisi değilim.” Paris’in şık mahallelerinden gelip “günlük dozunu” veya “paralı müşterilerine dağıtılmak üzere malı” buradan alanlar otomobilleri içinde hizmet sırasının kendilerine gelmesini bekliyorlar. Hemen orada “tüketenlerse” ancak birbirine tutunarak ayakta durabiliyorlar : Kadın ve erkek karmakarışık. Paris Ah ! Polis yok mu ? Varrrrr. İşte on kadarı, onbeş-yirmi metre ötede, bulvarın öte yakasında, La Chapalle metro istasyonunun çıkışında, iyi bak Babacığım merdivenin bitişinde, yayaların, otomobili sürücülerinin, bisikletcilerin sokağa çıkma izin kağıtlarını denetliyor. Fransa Devleti’nin bütçe açığı belki toplanan ve toplanacak ceza paralarıyla kapatılacak. Şaka değil bugüne kadar toplananlar üç belki dört milyon öro. Böyle giderse bütçeye ciddi ve önemli bir yeni gelir kaynağı bulundu kesinlikle... Sokağa çıkma yasağına uymayanlar Paris’in kuzeyindeki ve doğusundaki yoksul mahallelerin işsiz, bitirim ve yaşamı en kötü yerinden yakalamış, geleceği olmayan veya en iyi ihtimalle gelecekleri ipotek altındaki bitirim çocukları değil sadece. Banliyölerin kiminde, Saint-Denis’de, Bobigny’de gençler umursamadan sokağa çıkıyor, büyük bir alışkanlıkla her zamanki belli noktalarda, mümkünse bankları olan bir parkta toplanıyorlar. Kimi futbol bile oynuyor. Kimi aletli jimnastik yapıyor. Aletler betonarme : Belediyelerce yapıldı çok yakın geçmiş yıllarda. Ciddi ve hakiki ve hiç bir kuralı olmayan boks maçı yapanlar bile oluyor. “Parasına”. Müşterek bahis var. Paris vilayetini çevreleyen komşu illerin “sıcak mahallelerinde” ise bilinen bir “spor” yeniden canlandırıldı : Polislere veya itfayecilere telefon edilerek, “hadise var”, “hasta var”, “yangın var” veya benzeri bir yalanla bir adres veriliyor. Gelenler taş, briket ne varsa ile karşılanıyor. Birkaç gün önce Villiers-sur-Marne’da polislere ve itfayecilere tuzak kurulduğu ve çatışma çıktığı haberini Le Parisien gazetesi verdi. Daha önce de, örneğin Grigny’de, Mantes-la-Jolie’de ... bu tür tuzaklar kuruluyor ve çatışmalar oluyordu ama korona belasıyla birlikte sayıları arttı. Sanki sıkıntıdan patlayan gençler, yeni yetme çocuklar kendilerine “oyun” yaratıyorlar. Okullar kapalı, futbol bile yasak olunca ... Çarşamba gecesi Beauvais taraflarında da benzer bir hadise yaşandı, fırlatılan bir biriketle bayan bir polis başından yaralandı... İşler, hadiseler yeni boyutlar kazanıyor. Zor zamanların bitirimleri bankalara, eczanelere, süpermarketlere mi saldıracaklar ? Polise ve jandarmaya güvenlik konusunda ve hastalara lojistik yardım için çağrılan ordu birlikleriyle mi çarpışacaklar ? Havada kuşku ve tedirginlik var. Savaş süren ülkelerde, mekanlarda ise durum tam bir felaket... 21. Yüzyıl çok kötü başladı : İlk yirmi yılında üç önemli sağlıksal, toplumsal, ekonomik ve mali krizle karşılaşan ve üçüncüsünden henüz paçasını kurtaramamış olan Batı Medeniyeti ve “sistem” sarsılıyor mu ? Sonuna mı yaklaşıyor. Das Kapital ne diyor bu konularda ? Bir göz atmanın tam zamanıdır. Siyasi kriz kapıda çünkü.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|