A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Dizi Dizi Kitaplar

Kategori Kategori: Günün içinden notlar | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: Saba Öymen | 13 Şubat 2020 02:28:50

Bir zamanlar, benim çocukluk ya da ilk gençlik yıllarımda, evdeki raflar göze hoş görünsün diye ciltlenmiş klasik romanları satın alıp dizen (kültürsüz!) kişilerden söz edilir, gülüşülürdü. Doğru muydu bilmem, belki de birisi hem kendini hem başkalarını eğlendirmek için uydurmuştu ama kitapevini arayıp bana şu kadar liralık kitap gönder diyenlerden söz edildiğini bile duymuştum.

Bir zamanlar dalga geçtiğimiz şey bugün gerçek oldu. Kitabın artık yalnızca içeriğinden değil görüntüsünden de gelen, bir nesne olarak değeri var. Sosyal medya çay fincanının yanına konmuş kitap fotoğraflarıyla dolu. Kitap okuyor olmak artık “cool”. Ya da okuyan biri olarak görünmek “cool”.



Bir süre önce karşıma çıkan bir yazının başlığı şöyleydi: Kendinizi, hiçbir zaman okuyamayacağınız kadar çok sayıda kitapla kuşatın.

“İçi doldurulmuş, taşan bir kitaplık zihniniz hakkında çok şey söyler.” diyordu yazının devamı. “Öğrenmekle geçirilecek bir yaşam sağlıklı bir yaşamdır. Sürekli yeni bir şeyler öğrenmek sizi çok daha olumlu ve mutlu bir insan yapar. Bill Gates’den Elon Musk’a kadar herkes daha zeki ve daha bilgili olmanın yolunun okumaktan geçtiğini söylüyor.”

Umberto Eco’nun kütüphanesinde 30,000 kitap vardı. Bu kitapların hepsini okumuş muydu Umberto Eco? Elbette hayır. Fakat bu önemli değildi. Ünlü yazar, asla okuyup bitiremeyeceği kadar çok sayıda kitaba sahip olarak, henüz bilmediği ama öğreneceği şeyler olduğunu kendine hatırlatıyordu. Bu onun zihninin öğrenmeye ne denli açık olduğunu gösteriyordu. (Makaledeki bu düşüncenin kaynağı Nassim Nicholas Taleb’in, Siyah Kuğu – Olasılıksız Görünenin Etkisi adlı kitabı. Umberto Eco’nun sahip olduğu fakat okumadığı kitaplardan ters kütüphane (anti-library) olarak söz ediyor Nassim Nicholas Taleb.)

Yazıyı okuduğumda, bu düşünce biçimi çok hoşuma gitmişti doğrusu. Çünkü benim kitaplığım da dolup taşıyor, satın aldığım ama okumaya henüz vakit bulamadığım kitapların sayısı günbegün artıyordu. Oh! Demek ki bu aslında özenilecek bir şeydi. Yakınmama, kendi kendime söylenmeme hiç gerek yoktu.

*

Dün okuduğum bir başka yazı ise New York’un pahalı apartmanlarında yaşayanların evlerinde kitapları dekor olarak kullandıklarını anlatıyor. Özel olarak sergilenen, ustalıkla saklanmış gizli bir mesaj veren kitaplar…

Bir köşeye üst üste yığılmış kitaplardan oluşan küçük bir kule ve üzerinde bir vazo ya da bir kahve fincanı.

Salondaki kanepeye rastgele bırakılmış, ev sahibinin okuma alışkanlığını sergilemekten başka amacı olmayan bir grup kitap.

Şık bir sehpanın üzerinde, odaya sıcacık bir renk vererek yanan bir mum ve yanında kitaplar.

*

Her yayınevi bolca kitap satmak ve kâr yapmak ister fakat günümüzde “kitabın tasarımında güzelliği birinci planda tutmak, bu yolla değerini yükseltmek” şeklinde bir “şirket amacı”nı benimseyen yayınevleri var. Örneğin, kendisi de bir bibliyofil olan Thatcher Wine’ın Juniper Books adlı yayıncılık şirketi. Müşterilerine, bir ana düşünce, herhangi bir tür ya da bir yazar çerçevesinde düzenlenmiş, dış kapak kâğıdı alıcı için özel tasarlanan kitaplar (kitap takımları) sunuyormuş Juniper Books.

Sinema oyuncusu Gwyneth Paltrow, Los Angelas’daki evinin duvardan duvara kütüphanesinin raflarını doldurma işini Thatcher Wine’a sipariş vermiş. Böylece kitabın süs olarak kullanımını olağan kılmış oluyor Gwyneth Paltrow. Ünlülerin davranışları birçok kişiye örnek olduğuna göre, bu tür siparişler yaygınlaşabilir.

İşte şimdi tam da yazının başında, dalga geçerek söz ederdik dediğim olguya geldik. Kitaplık boş görünmesin diye kitapçıya telefon edip, klasiklerden bir takım gönder demekle aynı noktadayız.

Artık kitapların süs olarak da bir değerinin olduğunu kabul etmek mi gerekiyor?   

Belki bu çok da kötü bir şey değil. Sonuçta giyimimizle, saç biçimimizle, evimizdeki eşyalarla, çevremize bir mesaj veriyoruz. Olduğumuz ve olmak istediğimiz kişiyi tanımlamaya, başkalarına anlatmaya çalışıyoruz. Kitabın da mesaj veren bu tür öğelere eklenmesinin ne zararı olabilir? Hatta mesajını vermek istediğimiz görüntüyü hak etmeye çalışırsak yararı bile olabilir.

Soruya tam bir yanıt olmasa da konunun bütünü için önemli iki nokta var bence:
•    Kitaplık dolup taşıyor bile olsa, birer birer (ya da ikişer üçer) okuyor olmak. Satın alıp, yığıyor, okumayı sürekli yarına erteliyorsak bu işte bir yanlışlık var.  

•    Bilmekten çok bildiğini göstermek önem kazandı. Okuyor olmaktan çok okuduğunu göstermek… Kültürlü olmaktan çok kültürlü olduğunu göstermek… Yani “olmak”tan çok “olduğunu göstermek”. Neredeyse her yaptığımızı kendimiz için değil dünyaya sergilemek için yaptığımız bu çağda, kitapların da aynı hevese kurban gitmesini nasıl engelleyeceğiz?  

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Zulal { 16 Şubat 2020 11:51:00 }
Ne güzel bir yazi.
Kahve tadında hem bilgilendirici hem keyif verici.
Evin { 14 Şubat 2020 15:08:10 }
Çok çok doğru kitabın faydası değil aksesuar olması öne çıktı........
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE
GRAFİK TASARIMCI ve İKLİM AKTİVİSTİ YASEMİN SAYIBAŞ AKYÜZ İLE SÖYLEŞİ
“…SEYDİMEN”

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git