A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

UFO – Umursamaz Fakat Orada

Kategori Kategori: Nasıl yoldan çıktım? | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Ayşin Uysal | 17 Kasım 2019 09:44:47

Bir hafta sonu Meke gölüne kadar bir uzandık. Meke gölü sanırım İç Anadolu'nun en tuhaf görüntüye ve kokuya sahip gölü. Doğum tarihi kimilerince 5 kimilerince 400 milyon yıl önceye dayanıyor, o kadar uzun zaman geçmiş ki herhalde göl bile tam tarihini unutmuştur. Sorabilseniz, "Şu son kuyrukluyıldızdan hemen sonraydı, ay daha yeni yeni arzın –öyle diyorsunuz değil mi o gezegene hala?- çevresinde dolanmaya başlamıştı. İnsanoğlunun ortaya çıkışından da az önceydi galiba, balıklar yeni yeni sudan çıkıp yürümeye başlıyordu" diyebilir.



"Dün gibi hatırlıyorum, bir gürültü, bir patırtı, alevler, kraterler lav püskürüyordu. İki tane vardı iç içe, anne ve babam. Sonra –galiba 1 milyon yıl falan geçti, annem babam sizlere ömür, volkan olarak çağları geçti ne yapalım, ölenle ölünmüyor, sular seller derken göl olduk."

Gölün içinde yer alan adalar gölün kendinden büyük. Metafor falan değil bu. Gölün su olarak kapladığı alan, içindeki adaların kara olarak kapladığı alandan daha az gerçekten. Ve rengi… Koyu kızıl ve siyahın tonlarında volkanik taşlardan oluşmuş, paslı demir gibi, bazı yerleri hafiften yeşile çalar adaları ve koyu yeşil duru suyu. Ve kokusu… Sorduğum bir köylü, suyun içinde sülfür bileşimi olduğunu söylemişti. Zararsızmış, sadece kötü kokuyormuş. Kimyacı değilim ama böyle kokan ve böyle bir rengi olan, ortasında paslı adaları olan, dibi kaygan kille kaplı bir göle girilirse ölür müyüm ne dersiniz ey bilim adamları?

Gerekli tahlilleri yapmaya zamanım olmadığı ve bu fırsatı bir kez daha bulup bulamayacağımı bilmediğim için – daha dün volkanik dağmış, bugün göl olmuş, yarın neye dönüşeceğini kim bilir?- ben mayomu giyip suya girdim. Merak edenlere duyurulur: Henüz yaşıyorum, başka bir şeye de dönüşmedim, hala insan formundayım.



Hemen kıyısına kamp kurduk gölün ve olası ziyaretçileri beklemeye başladık. Yine köy kaynaklı bilgiler buranın ziyaretçilerin flamingolar ve UFO'lar olduğunu söylüyor. Birine diğerinden daha fazla önem vermiyorlar oralarda. Yani ikisine de önem vermiyorlar kısaca.

Flamingolar, diğer yüze yakın kuş türü gibi Meke'nin yerel halkı sınıfına girmiş artık. Paslı suların ve alev alev yanıyormuş gibi kor kayaların üzerinde uçan zarif, kırmızı bacaklı, beyaz üzerine turuncu ve siyah tüylü flamingoları görmeyi çok isterdim. Ne yalan söyleyeyim bir UFO da fena olmazdı hani, buralara kadar gelmişken.



Her ne kadar köylüler UFO'ların daha sık göründüğünü, akşamları bazen ailecek gelip UFO manzarası eşliğinde piknik yaptıklarını anlatsalar da biz gözlerimizi dört açtığımız halde kimseyi göremedik. "Yabancılamışlardır sizi" dedi köylüler de "Hele birkaç ay buralarda dolanın, size de gelirler."

UFO'lardan ümidi kesince gölün üzerinden ortadaki koni zirveli eski kratere doğru yürüyüşe geçmeye karar verdik. Gerçi göl 15 metre derinlikte, ama ortada doğaüstü bir şey yok. Gölün bir kıyısından yan yana konmuş taşlardan oluşan incecik bir yol ortaya, adaya kadar uzanıyor. Adada bu kez tırmanmak için güç toplamamız gerekti. Koyu mor ve kırmızı taşları inceleye inceleye tırmandık. Bazıları kuşa, bazıları ejdere, bazıları da –doğru tahmin- uzaylıya benziyordu taşların.

Etrafta farklı farklı kuş gözleri pek önemsemeden bizi izliyordu. Meke kuşları, Angıt, Suna, Uzunbacak, İbibik, Yeşil karga, Kızıl şahin, Kınalı keklik, Kerkenez, Kılkuyruklu Şakrak kuşu, her renk ve isimde bir sürü tuhaf kuş, manzarayı tamamlarcasına koni tepenin kayalıklarına yuva yapmışlardı.



Adanın tepesi, kraterin tepesi, gölün ne kadar yaşlı olduğunu hatırlattı bize tekrar. Burası artık o alev alev günlerinden çok uzakta. Gece çökerken, gölün kıyısındaki kamp yerimize geri döndük, sonra ani bir neşeyle gece off-road'una çıkmaya karar verdik. Adaya çıkamadık tabii, ama hemen yanındakine ne buyurulur, üstelik onun kara ile dar da olsa bir bağlantısı vardı, iki tekerleğin sığabileceği kadar dar. Farların ışığında yavaşça ilerledik. Biz bile, bu kör karanlıkta bu tekinsiz muhteşem yerde hızlı gidecek değildik herhalde. Farlarımızın sarı ışıkları kıpırdamayan gölün siyah sularında kırılıyordu, koku da hafiflemişti sanki. Yavaşça adaya ulaşıp tırmanmaya başladık. Ufak sivri tepenin üstünde, göl altımızda yıldızların hafif ışığı altında sessiz ve tedirgin, hatta biraz gözdağı verme havasındaydı. Tepeye ulaştıktan farlarımızı kapattık, sonra gerçek bir sessizlik içinde etrafımıza baktık. Çok tuhaf bir tecrübeydi bu. HİÇ bir şey görünmüyordu, HİÇ ses yoktu. En yakın ev kim bilir neredeydi, en yakın kuş çoktan uyumuştu. Bir biz vardık kilometrelerce karelik alanda, bizden de ses çıkmıyordu. Zaman olmadığı için orada ne kadar durduğumuzu tahmin edemiyorum. Saatler sadece 10 dakika diyor ama, portatif kara delik diye bir şey duymadınız mı siz?

Soğuyan araba motorlarından gelen çatır çutur sesler büyüyü bozdu, yoksa güneş doğuncaya dek oradaydık. Geri döndük.



Sabah güneşin altında burası yine kötü kokan, yeşil bir göl içinde mor bir tuhaf tepeye dönüşmüştü. Ama biz gece değişebileceğini biliyorduk artık. Akşam çadırları toplayıp yola çıktığımızda, son bir çay içmek için en yakın köye uğradık. Kahvede, hoş beş arasında yine UFO dedi köylüler. Gece birkaç tane daha gelmiş. Gidip görelim mi? Boş ver yorgunum dedi yoldan geçen bir başkası. Yanındaki karısı söyleniyordu, hep UFO hep UFO. Biraz da sinemaya gitsek…


Fotoğraflar Müfit Çırpanlı



Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git