|
Haydarpaşa Anadolu'nun Gurbet Kapısı mı ?Kategori: Berlin Günceleri | 1 Yorum | Yazan: Gültekin Emre | 11 Nisan 2008 11:46:22 Şehir Hatları vapurları Anadolu'yu sırtlamışlar sırtlarına, sanki halaya durmuşlar. Haydarpaşa Anadolu'nun gurbet kapısı mı? Kadıköy, esnaf cumhuriyeti!
Berlin Günceleri 17 – 23 Mart 2008 17 Mart, Pazartesi Geceyarısı. İstanbul; ışık içinde. Erkenden kendimi sokaklara vuruyorum. Her yer insan seli. Bu sel Türkiye’yi boğacak. Beyoğlu. Anadolu’nun Şark Çıbanlı karmaşık yüzü! Kitapçı vitrinlerinin önünde çakılıp kalıyorum. Yapı Kredi’nin beş simidi. Raşit’le peyniri, domatesi, zeytini ve simidi bölüşürken Cevat Çapan giriyor odaya. Altın Portakal’ın bu yılki sahibi. Ödül aldıkça gençleşen şair. İstiklâl Caddesi’nde Nar’ın babası Haydar Ergülen sesleniyor arkamdan. Şehir Hatları vapurları Anadolu’yu sırtlamışlar sırtlarına, sanki halaya durmuşlar. Haydarpaşa Anadolu’nun gurbet kapısı mı? Kadıköy, esnaf cumhuriyeti! Belma Hanım beş altı çeşit balık almış. Balkonda kızartıyor ve sıcak sıcak sofraya getiriyor. Rakı buz gibi. Salata mevsimlik. 18 Mart, Salı Kadıköy-Karaköy-Eminönü hattı. Hava yağmurlu, iliklerime kadar ıslanıyorum anorağın hiçbir faydası olmuyor. Pantolonum şalvar gibi oldu. Durup dururken Yazar Orhan Kemal Sokağı’nda buluyorum kendimi. Cumbalı, ahşap eski İstanbul evlerinin kimi onarılmış. 2 çıkmaz sokağı da peşinden sürüklüyor Orhan Kemal. Acaba yazar bu sokakta mı oturmuş? Anlayamadım. Bir plaket falan da göremedim. Dün geceki balıktan midem ve bağırsaklarım çöktü. O yüzden Safiye Teyzenin güzel sofrasında gözüm kaldı. Yine de mevsimin ilk baklasından yedim. 19 Mart, Çarşamba Varlık’a Enver Ercan’a uğradım. Sel Yayınları. Selma Hanımı göremedim. Everest Yayınları. Sırma Hanıma Çınlama dosyamı verdim. Bakalım bir ses çıkacak mı? Sonra Yapı Kredi. Güven’e Kardeş Fırtınalar’ın kardeşi Kardeş Alevler’den söz ettim. İlgilendi. Dosyayı yarın getireceğim. Çantam kitap dolu. Kollarım kopmak üzere. Haydar’la çok gürültülü bir birahanede bira içtim. Metin Altıok Ödülü’nün ilk sahibi. Haberi ilk duyanlardan biri de benim. Taksim – 4. Levent metrosu. Metro nasıl da kalabalık. Elimdeki çiçeğin ezilmedik yeri kalmıyor. Cüneyt karşılıyor beni son durakta. Neler neler hazırlamışlar! Midemi bozmamak için çok az alıyorum her şeyden. Gece yağmur fena bastırıyor. Gök gürlüyor. Cüneyt beni eve bırakıyor ve yolda hayatının nasıl karıştığından söz ediyor. 20 Mart, Perşembe Erkenden Güven Turan’a uğradım. Kardeş Alevler’i verdim. Şiir yazıları fazla değil, daha çok deneme ağırlıklı bu dosyam. Metin Celal’e uğradım. Özgür Edebiyat’ın yeni sayısını verdi ve Frankfurt Kitap Fuarı’ndan konuştuk. Kültür Bakanlığı ağzına yüzüne bulaştıracak gibi gözüküyor bu büyük fırsatı. Hulki Aktunç’a uğradım. Hemen Argo Sözlüğü’nün yeni basımını verdi. Bir de resim armağan etti. Ben de onun kedi objelerini verdim. Bir de oyun kâğıtlarının tarihine ilişkin ilginç bir kitap. Ayva hoşafı güzeldi. Bir de 7. 45 şiirlerini okuttu bana. Belma Hanım bizi Gaye`lere götürdü. Akşam Engin`le Günizi de geldi. Beşibiryerde’nin bu üç elemanı, ta 1970’den beri bir dostluğu kucaklıyormuşuz ha! Gaye, resmen döktürmüş. Bu sofralara rakı öyle bir yakışıyor ki! 21 Mart, Cuma Bugün Dünya Şiir Günü. Galatasaray’daki yürüyüşe yetişemedim. Şairler şiir okuyarak, şiirler dağıtarak yürüdüler İstiklâl Caddesinde. Halkımızı duygulandırdı mı acaba bu romantik olay? Şiir, ne zaman halkımızın gündemine geldi ki şimdi gelecek, diye düşünüyorum. Kırmızı Yayınları sahibi Fahri Özdemir’le görüşürken Murathan Mungan’ı gördüm. Selamlaştık. Ayaküstü konuştuk biraz. Kitabımın basılmasını istediğim bir yayınevi, Kırmızı. Fahri, coşkuyla büyümelerini ve neler yapacaklarını, kimleri basacaklarını anlatıyor gözleri parlayarak. Hava puslu. Martıların da sevmediği bir hava bu. Çiya’da Heyamola’nın sahibi Ömer Asan, şair Adil İzci ve Turgut Çeviker’le Yitik Kent Ankara üstüne coşkulu konuşmalar. Arka kapak yazısını benim yazmamı istediler. Gece İzmir’e hareket ediyoruz. Kargo arabaları vızır vızır. 22 Mart, Cumartesi İlhan Selçuk, Doğu Perinçek ve İstanbul Üniversitesi eski rektörü Alemdaroğlu gözaltına alınmış. Türkiye kaynıyor. Acıtan soru ise Türkiye nereye gidiyor? Yanıtı kim kestirebilir ki önceden? Ülkemizde bir şeyler olduğunu herkes biliyor, söylüyor da tam teşhisi koyan yok. 4. Uluslararası İzmir Şiir Buluşması’nın ana konusu Latin Amerika Şiiri. Zeynep Uzunbay’la Karşıyaka iskelesinde buluştuğumuzda kahvaltı saatini çoktan geçirmiştik. Bostanlı`ya kadar yürüyoruz oradan buradan konuşarak. Barınak’ta salatadan oluşan öğlen yemeğimizi yiyoruz. Konak’taki şiir etkinliğinin son toplantılarına yetişiyoruz. Bir ara ara sokakları keşfe çıkıyoruz. Eski evler, daracık dik sokaklar canımıza okumuyor, şiirlerimize imge sağıyoruz. 23 Mart, Pazar Evde tembellik ettim bütün gün. Yorgunluk paçalarımdan asılıyor. Kitap okuyamamak, hele yazamamak var ya, ölümden beter.
Yorumlarnihat ziyalan
{ 12 Nisan 2008 03:20:58 }
degerli dost,
Diğer Sayfalar: 1. sevgili gultekin emre, eline saglik. gene keyifle okudum. sydney`den dostlukla. nihat
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|