A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türkiye'nin "öfke" haritası..

Kategori Kategori: Araştırma | Yorumlar 0 Yorum | 29 Ağustos 2019 00:46:37

Türkiye'yi ayağa kaldıran Emine Bulut cinayetinin ardından tekrar gündeme oturan şiddet ve şiddete neden olan etmenlerle ilgili yapılan en geniş kapsamlı akademik çalışma ile Türkiye'nin "öfke" haritası çıkarıldı. Üsküdar Üniversitesi'nin, klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapan 125 öğrencisi tarafından gerçekleştirilen saha çalışması ile gerçekleştirilen çalışmada 81 ilden 18-81 yaş arası evli, bekar, çocuklu veya çocuksuz bireylerden oluşan 25 bin kişiyle yüzyüze görüşme gerçekleştirildi.



EN ÖFKELİ BÖLGE GÜNEYDOĞU ANADOLU

Öfke-düşmanlık ve saldırganlık eğilimi en yüksek bölge Güneydoğu Anadolu bölgesi olurken; en düşük bölge ise Trakya ve Orta Karadeniz oldu. Araştırmayı yürüten Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, "Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerinde eğilim daha fazla iken daha düşük riskli olan bölgelerinse Trakya bölgesi, Sinop, Kastamonu, Çankırı ve İzmir civarı olduğunu gördük. Buralarda yüksek çıkmasını bu bölgelerin biraz daha geleneksel, metropolleşmeden biraz daha uzak, daha geniş ailelerin bir arada yaşayabildiği daha geleneksel kodlarla büyüyen bireylerin olmasına bağlıyoruz" dedi. Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aile içi şiddet suçunun önlenmesi için üniversite olarak bugüne kadar birçok çalışma yürüttüklerini belirterek İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile konuya ilişkin bir işbirliği protokolü imzaladıklarını söyledi. Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı,  Şiddet ve Suçla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi (ŞİDAM) Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy ise şiddete uğrayan kadınların karakollarda karşılaşacağı görevlilerin bu konuda eğitimli olması ve hatta onların da kadın olması gerektiğini vurguladı.

HEM KURBANLAR HEM SANIKLAR REHABİLİTE EDİLMELİ

Prof. Dr. Nevzat Tarhan "Kadına yönelik aile içi şiddet konusu tüm dünyada artmış durumda. Amerika'da acillere başvuranların yüzde 17'si aile içi şiddet kurbanı insanlar. Biz üniversite ve ŞİDAM (Şiddet ve Suçla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi) olarak İstanbul emniyeti ile gerçekleştirdiğimiz protokolle şiddet kurbanları veya sanıkları konusunda ciddi bir veri tabanı oluşturacağız. Bu sayede nedenleri daha sağlıklı belirleyip önlemek için hangi aksiyonların alınması gerektiğine dair veriler elde edeceğiz. Hem kurbanların hem saldırganın rehabilite edilmesi gereken bir konu şiddet. Aile içi şiddetin hem ülkemizde hem dünyada artmasının nedenlerinden biri de kadının özgürleşme hareketi. Kültürel olarak buna hazır değiliz. Devlet bu kadınlara sahip çıkmak için adımlar atsa da yeterli değil. Kadının ve erkeğin evde eş rolleri topluma doğru bir şekilde öğretilmeli. Gelişmiş ülkelerde gençlere erken ergenlik döneminde pozitif psikoloji değerleri öğretilerek aile içi şiddetin önüne geçilmeye çalışılıyor. Şiddetin bir hak arama tekniği olarak görülmemesi için ortaokul sıralarından eğitime başlanması şart" diye konuştu.



ERKEK ÇOCUKLARDA AKTİVE OLAN ŞİDDET GENİ

Prof. Dr. Sevil Atasoy kadın cinayetlerinin kriminoloji alanında daha farklı bir konumu olduğunu, kadınların çoğunlukla güvendiği kişilerce, (eş, baba, ağabey vb) ve en güvendiği ortamda şiddete maruz kaldığını belirtti. Şiddet eğiliminin genetik temellerine de dikkat çeken Prof. Dr. Atasoy, "Her ne kadar şiddet elbette öğrenilen bir davranış olsa da şiddetin bir genetik faktörünün olup olmadığı üzerine uzun yıllardır yapılan çalışmalar var. Bu çalışmalar da pek destek görmez, çünkü çok ciddi bir savunma taktiği olarak kullanılırlar. Hatta kazanılmış davalar da var İtalya'da özellikle. Bende şiddet geni var ondan öldürdüm diyip beraat almış vakalar var. Şiddet birçok parametreden oluşan bir kompleks. Bununla ilgili en belirgin aday gen Monoamin oksidaz-A (MAOA). Bu gen üzerine 20 yıldır yürütülen çalışmalar var. Şiddet gören erkek ve kız çocukları incelendiğinde erkek çocuklarda aktive olduğu, buna karşılık kız çocuklarda aktive olmadığı şeklinde yayınlar var. Bu da özellikle erkek çocukların dövülmemesi gerektiği yönünde yayınları beraberinde getirdi. Aslında tüm dünyada her iki cinsin farklı olduğu, meslek seçimlerini dahi etkileyen uygulamalar asırlardır var. Kadınların çalışması da eski bir hadise değil. Pilot, polis vb olması daha çok yeni. Dünyanın her yerinde kadınlar evde çocuklara bakmak, yemek yapmakla yükümlü bir model, daha zayıf cinsiyet olarak algılandıkları için iki cinsiyet arasında sonunda erkeklerin kadına her türlü şeyi yapabilme cesareti gösterdiği bir dünyaya geldik. Bunun çaresini bulanlar 5 yaştan 25 yaşa kadar tüm eğitim düzeylerinde kadın erkek eşitliği eğitimini verebilenler oluyor" diyerek sözlerini noktaladı.

KADIN ERKEK ARASI FARK ÇOK AZ

Kontrolsüz öfke ve buna bağlı şiddet eğilimi kadınlarda yüzde 24, erkeklerde ise yüzde 27 oranında çıktı. Doç. Dr. Sayar, erkeklerdeki şiddet eğiliminin daha yıkıcı sonuçları olduğunu vurgularken kadınlarda bu eğilimin daha gizli kalabileceğini vurguladı. Sayar, "Kadın evde çocuğuna ya da evcil hayvanına, hatta intihar ederek kendine bile şiddet gösterebilirken erkeğin uyguladığı şiddet çok daha açık ortada oluyor. Bu nedenle iki cins arasındaki eğilim oranlarının birbirine yakın çıkması şaşırtıcı değil" dedi.



ŞİDDET SAHNELERİ BUNUN BİR ÇÖZÜM OLDUĞU MESAJINI VERİYOR

Doç. Dr. Sayar, ekranlardaki dizi veya filmler yoluyla evlere giren şiddet görüntülerine ilişkin şunları söyledi: "Medya kanalı ile şiddetin normalleştirilmesi ne yazık ki sık rastladığımız bir durum. Özellikle dizilerdeki karakterlere baktığımız zaman kadına, çocuğa, sağlık çalışanına şiddet, şiddetin bir çok yolu var ve dizilerde güçlü ve sevilen karakterler eliyle bu şekilde şiddet uygulandığı, bu şiddetin cezasız olduğu görüldüğü zaman bu da toplumda bir öğrenme sağlıyor. İnsanlara bu tür bir zorlukla karşılaştığınızda şiddete başvurabilirsiniz mesajını alttan vermiş oluyoruz. Eğlence sektöründe de yapımcılar sorumlu davranıp gereken dikkati göstermek zorunda."

GENÇLERDE KONTROLSÜZ ÖFKE DAHA FAZLA

Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü Müdürü Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar ve Psikoloji Bölümü'nden Dr. Hüseyin Ünübol öncülüğünde yürütülen çalışmaya katılanların yüzde 49.8'i kadın, yüzde 50.2'si erkeklerden oluşuyor. Katılımcıların yüzde 54'ü üniversite, yüzde 26'sı lise, kalan yüzde 20'si ise ilköğretim veya yüksek lisans mezunu.  Araştırma analizlerini yorumlayan Doç. Dr. Gökben Hızlı Sayar, "hostiliteye" etki eden faktörleri "genç yaş, duyguları tanıma ve ifade güçlüğü, negatif duyguların çokluğu, tütün ve madde kullanımı şeklinde özetledi. Sayar,  "Daha genç yaşlarda eğilim daha fazla oluyor. 18-23 yaş grubunda hostilite eğilimi kadınlarda yüzde 8.4; erkeklerde ise yüzde 9.08. 39 yaş ve üzerinde bu eğilim ortalama yüzde 6'lara düşüyor. Yine kadınlarda lise mezunu, erkeklerde ortaokul mezunu katılımcılarda eğilim oranı artıyor" dedi. Kontrolsüz öfke ve şiddet eğiliminin daha çocuklukta başladığını anlatan Doç. Dr. Sayar, "Yeni nesil ebeveynlerin çocuklarının her istediğini gerçekleştirme davranışı da ileride bu çocuklarda kontrolsüz öfkenin ortaya çıkmasını tetikliyor. Çünkü bu çocuklar sabırsız ve her istediklerini anında elde edebilme beklentisiyle büyüyor" diye konuştu.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git