A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Türkiye ikinci kez Halifelikten vazgeçiyor

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 1 Yorum | 13 Ağustos 2019 21:42:28

İslam’da Papa’nın rolünü bir ilahiyatçı değil, Roma dönemi Hıristiyanlığında olduğu gibi en güçlü devlet başkanı üstlenmektedir. Halifenin işlevi konusu, bu nedenle manevi olmaktan daha çok siyasi bir sorun haline gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD’in Halifeliğinin Türkiye’ye Osmanlı’nın ihtişamını yeniden kazanma fırsatı sunduğuna inandıktan sonra, bunun ülkesini barbarlığa sürüklediğini geç de olsa fark etti.

Halifenin siyasi ve ruhani çifte işlevini tanıyan ilk devlet başkanı, XVIIInci yüzyılda Kırım Savaşı sırasında Çar olmuştur. Konstantinopolis askeri olarak kaybetmiş olsa da, sultanı Tatarların gönlündeki tahtını muhafaza ediyordu.



Sultanlar, İslam tarihinde kılıçlarının gücüyle ele geçirdikleri yer adına kendi kendilerini Muhammed’in halefi ilan etmişlerdi. Rakiplerin yokluğunda, İmparatorluk toprakları dışında da dahil olmak üzere, müminlerinin ruhani yönetimini üstlenmiş oluyorlardı.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, imparatorluk nihai olarak mağlup olup dağılınca, Mustafa Kemal bu mirastan büyük rahatsızlık duyar. Ele geçirdiği geçici iktidarı, boş yere sırasıyla önce bir Arap’a, ardından da bir Hintli’ye nakletmeye çalıştığı ruhani iktidardan ayırmayı dener. Sonuç olarak, Türkiye’yi modernize etmek için 5 Mart 1924’te Halifeliği ortadan kaldırmaktan başka bir çare bulamaz. [1]

İngiltere Kralı ve Anglikan Kilisesi lideri V. George için, sömürgelerinden birinde Halifeliğe sahip olma ve bunun üzerinden Müslümanların tamamı üzerindeki ruhani iktidarı ele geçirme imkanı doğmuştu. Sömürgeleştirilen Mısır’da Kral I. Fuad bunu boş yere dener ve başarısız olur.

1928’de, Hasan el-Benna Mısır toplumunu yeniden canlandırmak için Müslüman Kardeşler Cemaatini kurar. Cemaatin faaliyetleri tamamen ahlaka yönelikti. Öte yandan, daha işin en başından, halkın yaşam tarzını « İslamileştirdikten » sonra, Halifelik etrafında Müslümanların birliğinin yeniden sağlanması ve sonra da bunun dünyaya yayılması gerektiğini ortaya koydu. Kral Fuad, bu oluşumu İngiliz İmparatorluğunun işbirlikçisi olan rejimi için güçlü bir destek olarak görür. Dolayısıyla Cemaat 1942’deki genel seçimlerine adaylarıyla katılır ve Kral Faruk’un beklentileri doğrultusunda, 1948’de laik başbakana suikast düzenletir.

Cemaatin filozofu Seyyid Kutub, Halifeliği uzak bir gelecekte ulaşılması gereken bir ideal olarak değil, toplumsal yenilenmenin olgunlaşmış meyvesi olarak tanımlar. Cemaat ile « Özgür Subaylar » arasında irtibat elemanı olarak birlikte hizmet verdiği Enver Sedat, CİA desteğiyle Mısır devlet başkanı olur. Toplumu İslamlaştırır ve Meclis tarafından Halife olarak ilan edilmesi için hazırlıklara girişir. Fakat Sedat ile aynı düşünceyi paylaşmayan Cemaat, onu Eyman el-Zevahiri’nin İslami Cihat’ına öldürtür [2].

IŞİD de benzer şekilde –El Kaide’nin Emiri olan Eyman el-Zevahiri’nin görüşünün aksine– onun Rakka’da « İslami » düzeni dayatmayı ve kusursuz topluma ulaşmayı başardığını düşünebilmiştir. Dolayısıyla da 14 Haziran 2014’te Halifeliği ilan etme hakkını kendinde görmüştür.

Özgür Gündem gazetesi tarafından ifşa edilen, Türk gizli servislerinin Irak’ın IŞİD tarafından fethinin hazırlık toplantısı (Amman, 27 Mayıs ila 1 Haziran 2014 arasında) katılım tutanağına göre, bu ilan İngiliz-İsrail-ABD’li katılımcılar tarafından dile getirilmemiştir [3]. Dolayısıyla bunun İslam Devleti’nin paralı askerlerinin görevlerini aşan bir girişiminin olması muhtemeldir. Ne olursa olsun Ankara için Halifelik, İslam dünyasının geneli üzerinde yitirilen ruhani iktidarın geri kazanılması için bir fırsattı.

İslamcı Türkiye, doğallıkla IŞİD’i çekincesiz olarak desteklemiştir. Bu somut gerçeği, önce Antalya’daki G20 toplantısı sırasında (Kasım 2015), sonra da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne 29 Ocak ve 17 Mayıs 2016 tarihleri arasında sunulan beş istihbarat raporu [4] ile sadece Rusya kınamıştır.

Halifeliğin Suriye ve Irak orduları karşısındaki askeri başarısızlığı, Türkiye’ye alabileceği en kötü imajı vermiştir. Bağdat’a hücum eden Timur’un savaşçı güruhu ile Musul’u ele geçiren ve ateşe vererek infazlar düzenleyen Toyota konvoyları arasında hiçbir fark yoktur [5]. Aynı şekilde, Sultan II. Abdülhamit’in, daha sonra da Jön Türkler’in Ermeni Hıristiyanlar da dahil olmak üzere, gayrimüslimlere yönelik soykırımı ile Yezidi Kürtlerinin ve laiklerin seri şekilde başlarının kesilmesi arasında da hiçbir fark yoktur. Mustafa Kemal’in « bozkırların kurdunun çocukları »nın barbarlığından kurtulmak ve modern bir Türkiye inşa etmek için gerçekleştirdiği tüm çalışmalar birkaç ay içerisinde sıfıra indirgenmişti.

Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik Marmaris’teki suikast girişiminin ve onu izleyen doğaçlama darbenin 3ncü yıldönümü nedeniyle Ankara’da meydana gelen değişikliği çok ciddiye almalıyız. Müslüman Kardeşler’in izlediği yoldan gitmek bu ülkeyi bir korku ve şiddet çıkmazına sokmuştur. AKP, kendisini Cemaatin « Koruyucusu » olarak gördükten sonra, Atatürk’ün yolunda örf, ahlak ve siyaset arasında ayrıma geri dönmelidir. Bu bir tercih değil, yaşamsal bir zorunluluktur [6].

Sözde Rojava’nın IŞİD’in hiçbir bir unsurunu barındırmayacağı propagandası ve ABD ile Suriye’nin Kuzeyi konusunda varılan belirsiz anlaşma bu durumu değiştirmeyecektir. Bu değişimi biraz daha ötelemekten başka bir işe yaramamaktadırlar. Ankara’nın, Astana-Nur sürecini devam ettirmekten başka çaresi yoktur.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yayınladığı görüntülü mesajında, İbrahim’in Yahudi-Hıristiyan-Müslüman vahyine göre gerçekleştirilen bu ritüelin birleştirici niteliğini, ardından Türklerin askeri zaferlerini hatırlattı ve sözlerini karayolu güvenliğine ilişkin yersiz bir çağrı ile tamamladı. Ankara, ihtiyatlı bir şekilde, dindar değil ama milliyetçi, dışlayıcı değil ama kapsayıcı olacak şekilde, kimliğinin yeniden tanımlanması sürecine yönelmektedir.

Thierry Meyssan

Kaynak : voltairenet.org |  Çeviri Osman Soysal

[1] The Inevitable Caliphate? A History of the Struggle for Global Islamic Union, 1924 to the Present, Reza Pankhurst, Oxford University press, 2013.

[2] “Katiller örgütü olarak Müslüman Kardeşler”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Murat Özdemir, Voltaire İletişim Ağı , 22 Haziran 2019.

[3] “IŞİD, Müslüman Kardeşler’in düşünü gerçekleştiriyor: Halifelik”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Murat Özdemir, Voltaire İletişim Ağı , 26 Temmuz 2019.

[4] - 1. «Renseignements relatifs au commerce illégal d’hydrocarbures auquel se livre l’État islamique d’Iraq et du Levant» (S/2016/94), 29 janvier 2016.
- 2. «Recrutement de combattants terroristes étrangers à destination de la Syrie, facilitation de leurs mouvements transfrontières vers ce pays et livraisons d’armes aux groupes terroristes opérant sur son territoire» (S/2016/143), 10 février 2016.
- 3. «Trafic d’antiquités de Daesh» (S/2016/298), 8 mars 2016.
- 4. «Livraisons d’armes et de munitions de la Turquie vers le territoire syrien tenu par Daesh» (S/2016/262), 18 mars 2016.
- 5 «Approvisionnement de l’État islamique d’Iraq et du Levant en composantes destinées à la fabrication d’engins explosifs improvisés» (S/2016/457), Réseau Voltaire, 17 mai 2016.

[5] XIVncü yüzyılda Moğollar Batı Asya’yı fethederler. Osmanlı İmparatorluğu’nu onların torunları kurmuştur.

[6] “Türkiye ne NATO, ne de KGAÖ ile aynı eksene girecektir”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Murat Özdemir, Voltaire İletişim Ağı , 6 Ağustos 2019

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Deniz Günal { 14 Ağustos 2019 10:28:23 }
Bay Meyssan, bir yandan akım derken bokum demişse de bunu, batı dünyasının Türk ve Rus tarihinden/ bölgedeki egemenliğinden hazımsızlığına verebilirim. en eğitimli batılı bile sonunda kültürünün önyargı ağacının dibine düşüyor. nitekim Timur’a laf etmek, Bozkırın kurtlarının barbar çocukları kelamları ciddiye alınabilecek bir makaleyi gülünç hale getiriyor.

“Bağdat’a hücum eden Timur’un savaşçı güruhu ile Musul’u ele geçiren ve ateşe vererek infazlar düzenleyen Toyota konvoyları arasında hiçbir fark yoktur [5]. Aynı şekilde, Sultan II. Abdülhamit’in, daha sonra da Jön Türkler’in Ermeni Hıristiyanlar da dahil olmak üzere, gayrimüslimlere yönelik soykırımı ile Yezidi Kürtlerinin ve laiklerin seri şekilde başlarının kesilmesi arasında da hiçbir fark yoktur. Mustafa Kemal’in « bozkırların kurdunun çocukları »nın barbarlığından kurtulmak ve modern bir Türkiye inşa etmek için gerçekleştirdiği tüm çalışmalar birkaç ay içerisinde sıfıra indirgenmişti.”
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git