|
|
Avrupa Parlamentosu seçimlerine doğruKategori: Dünya | 0 Yorum | 28 Nisan 2019 12:41:35 İtalya'da çevre kirliliği, Yunanistan'da beyin göçü ve mülteci krizi… Avrupa Parlamentosu seçimlerine 1 aydan az süre kala euronews eski kıtada ülke ülke gezerek vatandaşların sorunlarını dinliyor. Kırmızı koltuğu şehirlerin meydanlarına koyarak vatandaşları davet ediyor ve Avrupa Birliği için kritik öneme sahip seçimlerle ilgili kendileriyle sohbet ediyor. Euronews ekibi bu hafta da İtalya'nın güneyindeki turuna devam etti ve sonrasında Yunanistan'a uzandı.
Çizmenin topuk kısmında, Taranto şehrindeyiz. Burada Avrupa'nın en büyük demir çelik fabrikası bulunuyor. Bu sektör bölgede 20 bin kişiye iş imkanı sağlıyor ancak büyük bir sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Yerel sağlık yetkilileri 11 binden fazla kişinin bölgedeki sanayi sebebiyle hastalığa yakalandığını ve hayatını kaybettiğini söylüyor. Angelo ve Carla Luccarelli'nin çocukları Giorgio, geçtiğimiz Ocak ayında henüz 15 yaşında yumuşak doku kanseri sebebiyle yaşamını yitirmiş. Bu bölgedeki çocuklarda görülen tümör vakaları, İtalya'nın diğer kesimlerine göre yüzde 54 oranında daha fazla. Bilimsel verilere göre demir çelik fabrikasından çıkıp havaya karışan zehirli toz kümeleri bu ölümlere sebep oluyor. "Cehenneme giriyorsunuz. Bundan başka kullanacak metafor yok." diyor Carla. "Uyuyamazsınız. Çünkü nefesiniz kesilir. Eğer çevreyi kirleten kaynaklar kapatılmazsa ileride sonumuz ne olacak? Diğerlerinin sonu da oğlum gibi olacaksa, belki de en iyi çözüm hiç çocuk yapmamak. Bunun tarifi mümkün değil. Allah kimsenin başına vermesin." Ilva Demir-Çelik Santrali'ni işleten yeni firma 2017 yılında hava kalitesini artıracağı sözünü vermiş. Önceki yönetimde görevli üyeler çevre felaketine sebep oldukları için hapse girmişler. Aktivist Antonia Battaglia Avrupa Birliği (AB) yetkililerinin araya girmesi için var gücüyle çalışıyor ve Taranto halkına yardım etmeye çalışıyor: "AB vatandaşı olarak yönetimde daha fazla söz sahibi olmak ve parlamentoda sesimizin daha gür çıkmasını istiyoruz." Yunanistan'daki ekonomik kriz geçmişte mi kaldı? Yunanistan'ın Maçova (Metsovo) şehrindeyiz. Maçova Osmanlı döneminde Yanya Sancağı'na bağlı bir şehirdi. Buranın yerlisi Alexandros Ionnou tam üç kuşaktır bölgede şarap mahzeni işletiyor. Ona göre sahibi olduğu işletmesinin rekabet oranı ve işçilerinin eğitimi ortak pazar sayesinde yükselmiş. Kısaca AB pazarının kendilerinin avantajına olduğunu söylüyor. Alexandros Ionnou: "Ben AB yanlısıyım. Her iki tarafın da hatası var. IMF ve Avrupa Birliği Yunanistan'daki krizi anlayamadı ve Yunan siyasiler kemer sıkma politikasında başarısız oldu." AB fonları ve Yunanistan'daki beyin göçü AB fonlarından yararlanan genç çiftçi Panagiotis Zissis 28 yaşında. 600 koyuna sahip Zissis senede 250 bin litre süt üretimi yapıyor. Çalışma şartları zor olsa da kendisi gelecekten umutlu. Ancak politikacıların kendi insanı için yeterince çalışmadığını ve sadece kendi çıkarlarına hizmet ettiklerini söylüyor. Selanik'teki Makedonya Üniversitesi'ne gidiyoruz. Ekonomik nedenlerden dolayı Yunan gençler mezun olduktan sonra başka ülkelerde çalışmak istiyor. Siyaset bilimi okuyan öğrencilerden biri şöyle diyor: "Açıkçası Yunanistan'da kalmak istemiyorum. Çünkü hayallerimi burada gerçekleştiremem." Yunanistan - Türkiye sınırındaki göç sorunu Yunanistan'a Türkiye üzerinden Meriç Nehri güzergahından girenlerin sayısı son yıllarda artmaya başladı. Türklerin yanı sıra bu popüler göç yolunu Suriye, Irak, Afganistan ve Pakistanlı mülteciler sıklıkla kullanıyor. Bölgede yaşayan balıkçı Thanassis Kamilaris gözleri önünde boğulan birçok insan olduğunu ve bu durumun kendilerinde bir travma etkisi yarattığını söylüyor. 2012 yılında Atina yönetimi Meriç Nehri kenarına 10 kilometre uzunluğunda bir dikenli tel inşa etmiş. Ancak bu önlem de göç dalgasını durdurmaya yetmemiş. Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı Koruma Memuru Margaritas Petritzikis söz konusu dikenli telin göç dalgasını azaltmadığını, aksine göç eden insanların hayatını daha da tehlikeye soktuğunu ifade ediyor. Sınıra yakın bir noktada kurulan göçmen karşılama merkezinde şu anda 250 kişi kalıyor. Yunan gazeteci Thanassis Tsolakis bu rotanın daha da popüler hale gelmesinin, daha fazla insanın ölmesine neden olacağını ve yaşanan bu krizden çıkmak için yerel yetkililerin hazırlıksız olduğunu belirtiyor. Kaynak : euronews.com | Kerem Congar
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|