|
|
Brexit anlaşması parlamentoda reddedildiKategori: Dünya | 0 Yorum | 16 Ocak 2019 01:42:13 İngiltere Parlamentosu, Başbakan Theresa May’in Avrupa Birliği ile vardığı Brexit anlaşmasını 202’ye karşı 432 oyla reddetti. Başbakan May, ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin bu akşam güven oylaması talep etmesi durumunda yarın güven oylaması yapılacağını duyurdu. Ana muhalefet lideri Jeremy Corbyn de May’e yanıt olarak güven oylaması talep ettiklerini açıkladı.
Hükümeti dışardan destekleyen Kuzey İrlanda partisi Demokratik Birlik Partisi (DUP), yarınki güven oylamasında hükümeti desteklemeye devam edeceklerini açıkladı. Bu durumda hükümetin düşmesi için tüm muhalefetin yanı sıra iktidardaki Muhafazakar Parti içinden vekillerin de güven oylamasında karşı oy kullanması gerekiyor. Aralık ayında Başbakan Theresa May’i parti liderliğinden almak için 117 vekilin oy kullandığı göz önüne alınınca bu da mümkün olan bir seçenek. AB: İngiltere bir an önce karar vermeli Avrupa Birliği liderleri ise Brexit oylamasının sonucuna dair ortak bir açıklama yaptı: “Oylamanın sonucundan üzgünüz. İngiliz hükümetinin bundan sonraki süreç için niyetini bir an önce belli etmeye davet ediyoruz. “AB’nin 27 ülkesi bundan sonra da birlikte hareket etmeye devam edecektir ve Brexit’in verdiği hasarı gidermeye çalışacaktır. “Brexit’in herhangi bir anlaşma olmadan gerçekleşmesi de dahil olmak üzere tüm senaryolara hazırlanmaya devam edeceğiz. Bu oylama ile düzensiz bir Brexit’in gerçekleşme ihtimali artmıştır. Bunu istemesek de buna hazır olmalıyız. “Biz AB’nin İngiltere ile imzaladığı anlaşmayı yürürlüğe koyma sürecine devam edeceğiz. Brexit için en iyi anlaşmanın bu olduğunu düşünmeye devam ediyoruz.” Avam Kamarası daha önce anlaşmanın reddedilmesi durumunda hükümete üç gün içinde bir B planı ile gelme zorunluluğu getirmişti. Brexit ve İngiltere hükümetinin geleceğiyle ilgili ise farklı senaryolar var. Seçeneklerden biri Parlamento’da bir güven oylaması yapılarak hükümetin düşürülmesi. Oylama öncesinde konuşan ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn, anlaşmanın reddedilmesi durumunda en doğru tercihin erken seçime gidilmesi olduğunu söyledi. Theresa May ise erken seçimin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini söyleyerek öneriye karşı çıkıyor. Başbakan May, bir sonraki seçimde partisinin başında olmayacağını söylemişti. Bu durumda erken seçime gitmesi başbakanlığının sonlanması anlamına gelecek. Theresa May’in liderliğindeki Muhafazakar Parti, Avam Kamarası’nda çoğunluğa sahip değil ve Kuzey İrlanda partisi Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) dışardan desteğini alıyor. DUP, bu anlaşma kabul edilmediği takdirde May’i dışardan desteklemeye devam edeceklerini açıklamıştı. Bu nedenle DUP fikrini değiştirmediği veya Muhafazakar Parti vekilleri kendi hükümetlerini düşürmek istemediği sürece bu seçenek gerçekleşmeyebilir. Bir diğer seçenek ise AB’den anlaşma olmadan ayrılmak. Fakat bu da parlamentonun çoğunun desteğini alan bir seçenek değil. Hükümetin AB’ye müzakereleri uzatmak için başvurması da bir diğer ihtimal. Avrupa Birliği bu durumda müzakereyi uzatma talebini kabul edeceğini söylemişti. Son ihtimal ise Brexit hakkında tekrardan bir referandum yapmak. Fakat referandumda halka hangi iki seçeneğin sorulabileceği konusunda bir uzlaşma bulunmuyor. Bazıları “AB’de kalmak mı istersiniz, AB ile anlaşma olmadan ayrılmak mı?” bazıları da “AB’den bir anlaşma olmadan mı ayrılmak istersiniz yoksa bu anlaşma koşulları dahilinde ayrılmak mı?” sorusunun sorulması gerektiğini düşünüyor. Vekillerin en çok karşı çıktığı kısım olan ‘backstop’ nedir? “Backstop” esasında bir acil durum mekanizması. Brexit sonrası AB ile İngiltere arasındaki serbest ticaret anlaşması müzakereleri nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Birleşik Krallık’ın parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasında fiziki sınır olmamasının garanti altına alınmasını amaçlıyor. Ancak İngiltere ile AB arasında varılan anlaşma, taraflardan herhangi birinin bu sürece tek taraflı olarak son verememesini öngörüyor. İngiltere’de anlaşmaya karşı çıkanlar da bunun, Birleşik Krallık’ın tamamında gümrüklerin kontrol edilememesi anlamına geleceğini vurguluyor. En büyük korku, Kuzey İrlanda Cumhuriyeti’nin fiili olarak İrlanda Cumhuriyeti’nin parçası haline gelmesi ve Kuzey İrlanda gibi 2016’daki referandumda Brexit’e karşı çıkan İskoçya’da 2014’ten sonra yeniden bir bağımsızlık referandumu yapılması. Yani, Birleşik Krallık’ın parçalanması. İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma Anlaşması, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda’nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını; sınırın iki tarafında serbest yaşamı, dolaşımı ve çalışmayı sağladı. Zira Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyeti AB üyesiydi. Ancak Brexit ile beraber bu durum noktalanacağından; hem İngiltere hükümetini hem AB’yi hem İrlanda Cumhuriyeti’ni hem de Kuzey İrlanda’daki tüm tarafları tatmin edecek bir formülün bulunması gerekiyor. Brexit sürecinin bugün itibarıyla çeşitli senaryolara açık olmasının en önemli nedeni de bu.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|