Türkiye'de sık sık değiştirilen eğitim sistemi, sınav sistemi, müfredatlar hep daha iyi olmasına yönelik yapılan adımlardı. Peki gerçekten, eğitimin daha iyi olmasına yönelik yapılan bu değişiklikler etkili oldu mu? İşte dünya eğitim sıralamasında Türkiye. Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan ‘Eğitim Kalitesi 2018’ isimli rapora göre Türkiye, 137 ülke arasında 99’uncu sırada yer aldı. Bununla birlikte Katar, Malezya, Endonezya, İran ve Pakistan’ın eğitim sistemi Türkiye’nin önünde yer alıyor.
Listedeki birinci ülke İsviçre iken toplam bütçesinin %30’unu eğitime harcayan Singapur ikinci oldu. Listenin üçüncü ve dördüncü sırasındaysa Finlandiya ve Hollanda’yı görüyoruz.
Geçen sene 101. sırada yer alan ülkemiz, bu sene iki sıra öne geçerek Mozambik, Nikaragua, Tanzanya, Etiyopya ve Kamboçya’nın bulunduğu konumdan kendini ne yazık ki kurtaramadı.
Eğitim, bir ülkenin geleceğini belirler. Eğitim kalitesi yükseldikçe, o ülkenin refah seviyesi yükselir, Dünya’da sayılı söz sahibi ülkeler arasında yer alır. Bu kriterler arasında Türkiye’nin Dünya Eğitim Sıralamasında kaçıncı olduğuna baktığımızda hiç de iyi bir tablo maalesef karşımıza çıkmıyor.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta, “Bütçesini artırdık” dediği Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2019 yılı Bütçe Teklifi’nde eğitim hizmetlerine yönelik yatırımlarda kesintiye gidildi. Bütçe teklifine göre, 2018 yılında yüzde 12,13 olan Bakanlığın merkezi yönetim bütçesi 2019’da yüzde 11,84’e geriledi. MEB bütçesinin milli gelire oranında da benzer şekilde düşüş yaşandı. Geçen yıl milli gelire oranı yüzde 2,69 olan Bakanlık bütçesi, 2019’da 2,56’ya geriliyor.
Geçen yıl 92 milyar 529 milyon TL olan MEB bütçesi, 2019 yılı için 113 milyar 813 milyon TL olarak belirlendi. Bütçede sayısal olarak artış görülse de eğitim hizmetlerine ayrılan payda kısıntıya gidildi. Dini eğitimin bütçesi artırıldı.
MEB bütçesinde aslan payını personel harcamaları oluşturdu. Personel giderleri ve sosyal güvenlik primi giderleri için 2019’da MEB bütçesinden ayrılması öngörülen kaynağın tüm bütçeye oranı yüzde 83 oldu. Bütçenin yüzde 9’unu mal ve hizmet alım giderleri, yüzde 3’ünü cari transferler oluşturdu. Eğitim yatırımları için ayrılan pay ise geçen yıla göre neredeyse yarı yarıya azaldı. Geçen yıl bütçe içerisinde yüzde 8,36 olan eğitim yatırımlarının payı bu yıl yüzde 4,88’e düştü.
Her geçen yıl artan dini eğitimin payı bütçe teklifine de yansıdı. Buna göre, geçen yıl 4 bin 340 olan imam hatip okullarının sayısı 2018’de 5 bin 138’e ulaştı. Bu okullarda okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 358 bin 861’e çıktı. Dini eğitim veren okulların pansiyonlarında kalan öğrenci sayısının ise 90 bin olduğu açıklandı.
2017 yılında 3 milyar 946 milyon TL’lik bütçesini aşarak yıl sonuna kadar 6 milyar TL harcayan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün 2019 yılı bütçesi ise rekor düzeye ulaşarak 8 milyar 679 milyon TL oldu.
“Bütçe artırılmalı”
Eğitim Sen Genel Eğitim Sekreteri Özgür Bozdoğan, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
Artan oranlı vergi dilimi uygulamasına son verilmeli, ek dersler başta olmak üzere, tüm ek ödemeler temel ücrete dahil edilmeli emekliliğe yansıtılmalıdır.
Ek ders saat ücreti hesaplanırken bir öğretmenin aylık maaş tutarı esas alınmalıdır.
Aile ve çocuk yardımı başta olmak üzere, sosyal yardımlar sembolik olarak belirlenmekten çıkarılmalı, ihtiyaç kadar artış yapılmalıdır.
Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.