A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Geçen Neydi Hayat mı Geçti Üstümden

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 24 Mart 2008 10:06:20

Rahime, odasında yavaş yavaş kendine geliyor. Halsiz. Boynunun iki yanında plastik hortumlardan kanın aktığı şişelerle dermansız yatıyor önümde. Yüreğim burkuluyor. Kurtuldu! Ameliyat başarılı geçti. Ses tellerine bir şey olmadı. Bu cümleler resmi geçit yapıyor beynimde.

Berlin Günceleri 25  Şubat – 2 Mart 2008


25 Şubat, Pazartesi

Kırgınlık, halsızlık, baş ağrısı, keyifsizlik... Akşam kalma değilim oysa. İlkyaza ayarlanamayan gövdemin talebi, “rapor al” oldu. Doktor, yüzüme bakar bakmaz “dinlenmelisiniz” dedi. İki hafta evdeyim. Bakalım dinlenebilecek miyim, yoksa daha mı yorulacağım?
 
Uzandım. Nezihe Meriç’le öykü üstüne ben nasıl tartışırım dışarıda rüzgâr atkestanelerinin dallarının burnunu duvarlara sürterken:
 
 “Sonrası uzun. Daha kaç öykü yazılır, bir bu, ‘sonra’ için. Sonrasını da okuyan üretsin.”
 
Ben demedim mi?
 
“Öykücüye de bu kadar yüklenilmez ki canım. Şu yazdığını ortaya çıkarıncaya dek, beyni ne hallere geliyor. Ona da yazık.”
 
Okur, kendini yetiştirmek zorunda, yoksa öykünün dışında kalıverir. Yalnız öykünün mü? Romanın, şiirin de. Onun için “bir şey anlamıyorum”lar sıkça duyuluyor okurmuş gibi gözükenlerin sulusepken dünyasında!

 
 
26 Şubat, Salı
 
Rahime’nin guatr kontrolü için yürüyerek hastaneye gittik. Hastane uzak değil.. O kontrollerini yaptırırken bölüm şefi arkadaşım Ali Nadir Savaşer’in odasında ondan bundan konuşuyoruz. En çok da sanattan. Resim yapıyor ve Afrika sanatının ender masklarını, heykellerini topluyor doktor. Odası küçük bir galeri sanki.
 
Cuma günü (29 Şubat’ta) ameliyat olacak Rahime.
 
İçimizde hafif bir tedirginlik kapılarımızı, pencerelerimizi çarpıp duruyor.
 
Binbirgece, entrikasız, barış havasının en bol olduğu bir bölümle yoluna devam ediyor.

 
 
27 Şubat, Çarşamba
 
Varlık’ın “Şiir Günlüğü”e devam, diyorum ve şiir yazar gibi bir haz bedenimi yoklayıp duruyor beni oradan oraya savurarak. Oysa haberler fena! Sınır Ötesi Harekât, kara kışa karşın başarıyla (!) sürüyor. Ölüm neye çare? Karşı tarafın eylemini onaylamıyorum ve halkımıza çektirdiği acıları unutamıyorum. Bir çözümü olmalı bu işin. Beynim arı kovanı gibi. Gözüm ekranda, vurulan hedeflerde. Kulağımda ırkçı yorumlar. Şiirim Kürtçeye çevrildi, bir gün ışığı da buradan yak diyor!

 
 
28 Şubat, Perşembe
 
Rahime lahana sarmasını sararken zamanı doldurmuşuz. Hastaneye telefon edip ameliyat saatini öğreneceğimiz saati geçirmişiz. Bir telaş, bin telaş! Ameliyat saatini öğreniyoruz, ama kan ter içinde.
 
Erken yatıyoruz. Uyku gelmek bilmiyor. Kuşlar erken uyanıyor. Biz daha uyuyacağız, saatin zili bırakmıyor.
 
Bazı günlerin 24 saat olduğuna inanmıyorum!
 

 
29 Şubat, Cuma
 
Komşumuz Hedavet’le Mustafa, hastaneye bırakıyor bizi. Saat sabahın altı buçuğu. İstasyon 21’de bekliyoruz. Ortopedide. Yanlışlık bizden değil. “İstasyon 12’ye gideceksiniz” telaşlanma sınırımızı zorluyor. Rahime’ye hemen iğne yapılıyor bacağından. Varis çorapları giydiriliyor. Öpüşüyoruz. O ameliyata, ben ilkin yalnızlığımın başkentine. Sonra da Ali’nin yanına. Oradan buradan fokur fokur kaynarken sohbetimiz, Metin Talayman’ın henüz ortaya çıkmamış resimlerine geliyor ve heyecanım tavana vuruyor. Bir kitap kokusu daha aldım ki, maşallah!
 
Rahime yoğun bakıma gelir gelmez haber verecekler Ali’ye. Dünya yüreğimi sıkıp duruyor. Okuduklarımı anlayamıyorum. Oysa 101 yazarın yazılarından oluşan, biri de benim, İstanbul Sokakları’nı (YKY, Şubat 2008) okumak istiyorum. Sokaklar, meydanlar, yazarlar, anılar karman çorman oluyor.
 
Yoğun bakımda Rahime’ye “Amerika” dedirtmeye çalışıyor hemşire. Zor duyuluyor sesi, çok uzaktan geliyor. Yine de hiç görmediğimiz “Amerika” yı telaffuz ediyor. Hemşire, “çok iyi diyor. Her şey normal. Geçmiş olsun!” Geçen neydi? Hayat mı geçti üstümden?
 
Rahime, odasında yavaş yavaş kendine geliyor. Halsiz. Boynunun iki yanında plastik hortumlardan kanın aktığı şişelerle dermansız yatıyor önümde. Yüreğim burkuluyor. Kurtuldu! Ameliyat başarılı geçti. Ses tellerine bir şey olmadı. Bu cümleler resmi geçit yapıyor beynimde.
 
Koridora çıkıyorum. Uzay aracı gibi bir alana bakıyor pencereler. Zeytin ağacına benzeyen dört ağaç. Dua ediyorlar sanki.
 
Gece fırtına çıkacak. Kapıları, pencereleri yokluyorum.
 
İstanbul Sokakları. Uykusuzluğuma çare oluyor.
 
Boylu boslu bir gündü bu gün!

 
 
1 Mart, Cumartesi
 
Sabaha karşı ağaçların dalları camlara, duvarlara sürtünüp durdu. Fırtınanın sesi beni uzaklara götürmedi, korkuttu.
 
İlk işim alışveriş yapmak oldu, hızla.
 
Kahvaltıyı nasıl yaptım, bilemedim.
 
Saat onda Rahime’nin yanındayım.
 
Hastane kapısında ne bekçi, ne de gereksiz bir yığılma.
 
Sabah temizliği çoktan bitmiş, her yer tertemiz.
 
Rahime’nin yüzüne kan gelmiş, can gelmiş. Oysa dün gece “bütün ölüler, sağlar gözünün önüne gelmiş”ti. Uyku geçip gitmiş yanından. Narkozun etkisi azalmaya başlayınca midesindeki sular dışarı fışkırmış. Koridorda yürüttüm.
 
İstanbul Sokakları’nı bitirdim o uyurken. Kitabı Rahime’ye bıraktım.
 
Bir şiir elime sarılıp duruyor.
 

 
2 Mart, Pazar
 
Dışarıda deli bir Orkan, çatıların, kiremitlerin dişini sökmeye çalışıyor. Ağaçlara el ense çekiyor. Pis bıyık bir yağmur, sinsi sinsi yağmaya çalışıyor.
 
Bugün pazar, Nâzım’ı böyle bir havada güneşe çıkarmadılar iyi ki. Dirim’le bindiğimiz otobüs ve banliyö treni boş, uykulu.
 
Rahime, düne göre daha iyi. Yanındaki kadınla ahbaplığı epeyce ilerletmiş. Kahvaltısını yapmış. Boğazındaki kanın toplandığı, iki yanda sallanıp duran hortumları çıkarmışlar. Yarası göz kapaklarını kapatmış. Kalsiyum eksikliğinden ateşi yükseliyor. Onun için günde üç kez kalsiyum tableti içiyor suda çözdürüp.
 
Biraz bulmaca çözdük. Öğlen yemeğinden sonra kestirince ben de kitap okudum. Sonra tanıdıklar, arkadaşlar... hepsi sözleşmişler gibi, aynı saatte geldiler. Erkekler dışarıda benimle, kadınlar Rahime’nin yanında içeride kaldılar.  Çiçeklere vazo bulmakta zorlandım. Allahtan yandaki kadın eşiyle uzun bir yürüyüşe çıktı da, sıkılmaktan kurtuldu. Çiçeklerin yanında çikolata, pasta, kek, kurabiye, su böreği de geldi.
 
O dört ağaç zeytin ağacı çıktı, oy birliğiyle buna karar verdik erkekler olarak. Gurbette bir hemşehrimizle karşılaşmış gibi de sevindik.
 
Ziyaretçiler gidince bir boşluk oldu ve hızla hava karardı.
 
Akşam yemeğinden sonra koridorda turladık Rahime’yle hiç konuşmadan.
 
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykut yazgan { 24 Mart 2008 17:51:11 }
yani...
bu günceler giderek yozlaşan dünya işleri arsında tatsız tuzsuz hayatımıza bir renk katıyor..
ayrı bir lezzett..
güzel bir şeylerin olduğunu farkediyoruz...
teşekkürler gültekin...
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye’de Engelli İşçiler ve Sınıf Mücadelesi: 3 Aralık’ta Görünmez Kılınan Emek Gerçeğine Devrimci Bir Bakış
MESEM Gerçeği: Çocuk İşçiliği, İş Cinayetleri ve Gözaltılar Karşısında Devrimci İnsan Hakları Mücadelesi
Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…
İngiltere’den Türkiye’ye £35 Milyonluk Ray Sözleşmesi: Fırsat mı, Çıkmaz mı?
Avustralya ve AB teknoloji devleri çocukların sosyal medya erişimini nasıl sınırlandırıyor?

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git