|
|
“CHP, ‘Sıra Kimde?’ diyerek varlığını sürdüremez!Kategori: Türkiye | 1 Yorum | Yazan: Tayfun Şahin | 18 Eylül 2017 20:26:45 “Yargının kararını bekleyelim!”, “Yargı süreci daha tamamlanmadı!”, “Durun bakalım, belki de tutuklanma kararı verilmeyecek!” gibi cümleleri duyuyorsanız ve bu cümleleri edenler “Oğlan bizim; kız bizim!” diye yasama, yürütme ve yargıyı “aynı elde” topladıklarıyla övünen adamlarsa emin olun bekleyecek bir şey yoktur. Söylemeye çalıştıkları şudur: “Biz, istediğimiz düzeni kurana kadar sesinizi çıkarmayın!”
Ergenekon’da, Balyoz’da, Askeri Casusluk’ta FETÖ’den öğrenilen kumpas yöntemleri hiç ara vermeden kullanılıyorsa yani neyle suçlandığını bilmeyen Avukat Celal Çelik gibi insanlar gözaltına alınıyorsa ve hemen tüm yandaş medyada “Kılıçdaroğlu’nun avukatı FETÖ’cü çıktı!”, “O da FETÖ’cüymüş!” gibi itibar cellâtlığı başlıyorsa ortada anlaşılmayacak bir şey yoktur! Söylemeye çalıştıkları şudur: “İstediğimiz adamı, istediğimiz anda içeri alır, zamanın ‘büyük hikâyesi’ neyse ona göre suçlama uydururuz!” Kurulduğu günden beri AKP’nin hukuku tanımadığı, hukuksuzlukla mevzi kazandığı, tüm muhaliflerini ise hukuk söylemiyle susturmaya ve yeri geldiğinde teslim almaya çalıştığı ortada olduğuna göre CHP YDK Üyesi Avukat Celal Çelik’in gözaltına alınmasına da şaşırmamak gerekir. Zira AKP’nin tüm yurttaşlara haykırarak duyurduğu şey aynıdır: “Benden değilsen sıra sana da gelebilir!” Bu anlamda her dönemde adı farklılaşan operasyonların sonunun geleceğini düşünenler yanılmaktadır. Operasyonlar asla ve asla bitmeyecektir. Dalgaları yeni dalgalar, gözaltıları yeni gözaltılar takip edecektir. Tam aklınızdan “herhalde artık bitmiştir” diye geçirdiğiniz anda yeni dalgalar gelecektir. Zira amaç ortadadır: “AKP’ye açık ve net olarak biat etmeyen herkesi biate zorlamak ve hatta AKP’lilere bile ‘Buradan uzaklaşırsanız göreceğiniz muamele budur!’” demek. O halde AKP iktidarda olduğu sürece operasyonların biteceği düşünülmemelidir. Bu operasyonların son halkasında yer alan Avukat Celal Çelik de bu anlamda sıradan bir seçim değildir. Tam aksine CHP’yi hedef alan planlı bir harekâtın küçük bir parçasıdır. CHP milletvekili Enis Berberoğlu’yla başlayan “şeytanlaştırma ve düşmanlaştırma” siyaseti, bugün Avukat Celal Çelik üzerinden devam etmektedir. Operasyonun adı FETÖ olarak konulmaya çalışılsa da asıl olarak operasyonun adı “Hükümete muhalefet etme cüreti gösteren herkes”tir! Celal Çelik’in hedef seçilmesinin sebebi de budur. AKP, tüm topluma bir kez daha “Benden değilsen düşmanımsın!” diyerek mesaj vermektedir. Ancak mesajların en büyüğü ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nedir. Geçmişten günümüze kadar devam eden operasyonlar göstermektedir ki AKP, eninde sonunda CHP’yi topyekûn hedef haline getirecektir. AKP de tıpkı Demokrat Parti’nin yaptığı gibi tıpkı 1980 darbecilerinin yaptığı gibi Cumhuriyetle hesaplaşmasını CHP’yi “yok ederek” tamamlamak isteyecektir. Zira ülkeyi yönetemez hale geldiğini kendileri de görmektedir ve şiddeti arttırarak, korkuyu egemen kılarak ömrünü uzatmaya çalışmaktadır. Gelinen nokta hem hukukun hem de mantığın rafa kaldırıldığı bir zamana işaret etmektedir. Hukuku sadece kendi iktidarının aracı olarak gören bir zihniyet, 16 Nisan referandumunda olduğu gibi 2019 yerel seçimlerine de 2019 Başkanlık seçimlerine de yeni operasyonlarla hazırlandığını göstermektedir. İktidardan düşmemek için her şeyi yapabileceğini yüzlerce kez haykıran bu anlayış, her fırsatta CHP’yi kriminalize etmeye, şeytanlaştırmaya ve CHP’lileri kumpas davaları benzeri davalarla hapse atmaya devam edecektir. Bu yol şimdiden görülmektedir. O halde saldırıların odak noktasındaki Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyük Türk Milleti için bir yol bulması gerekmektedir. Artık CHP, “sıra kimde diyerek” varlığını sürdüremez. CHP milletvekilleri tutuklanırken, CHP Genel Başkanının Avukatı gözaltına alınırken, sırada yeni dava hazırlıkları olduğu belliyken yani anormal koşullar altında olunduğu bilinirken “normal siyasi tavırlar” anlamını yitirmektedir. Zira bunlar küçük değil tam aksine “en büyük meydan okumalardır.” Kozmik odaya girmekle CHP Genel Merkezine girmek arasında fark yoktur. Gidişat çok net, çok açık, çok şeffaf, çok belirgin, çok pürüzsüzdür: CHP en fazla, 2019 Başkanlık seçimine kadar yaşayabilir. Zira Başkanlık seçimini kazanmış bir AKP’nin olduğu yerde CHP diye bir parti var olamaz! Konuyu anlamamakta ısrar eden arkadaşlar için hatırlatmakta fayda var! Bu koşullar değişmezse 2019’dan sonra CHP’li belediyeler de var olamaz! 2019 Başkanlık seçimini kazanan müstakbel Başkan, gerekirse 1 günde bütün CHP’li belediyelere kayyum atayabilir! Çünkü 15 yıldır tepkisiz kalınarak her şey “normalleştirilmektedir!” Zamanında ve sonuç alıcı tepkiler, kamuoyunu tatmin edecek yöntemler bulunmadığı müddetçe “her hukuksuzluk, her ilkesizlik tekrar tekrar normalleşmeye” ve “herkes bir dahaki sefere kimin tutuklanacağını beklemeye başlayacaktır.” Böyle bir durumsa yavaş yavaş yok olmak demektir. Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Halk Partisinin 100.yılını görüp göremeyeceğimizin belli olmadığı bu günde, alışılagelmiş ve defalarca denenmiş yöntemlerin işe yaramayacağı ortadadır. Yapılması gereken şey; daha fazla geç kalmadan “sıra dışı duruma uygun sıra dışı bir örgütlenme, sıra dışı bir söylem ve sıra dışı bir yeniden yapılanmanın başlatılmasıdır”. Sen-ben demeden, küçük hesapların içine düşmeden, şahsi ikbal beklentilerine yüz vermeden, belediyeler üzerinden hayaller inşa etmeden “en iyilerin en doğru kadrolara getirileceği” olağanüstü bir döneme geçmek zorunludur. Ülkemizi ve CHP’yi sıradan hamlelerle kurtarmanın hiçbir yolu yoktur! Cumhuriyet sevdalılarının artık bu gerçekle yüzleşmesi gerekmektedir.
YorumlarAlican
{ 28 Eylül 2017 18:03:04 }
kardesim seni tekrar gormek cok guzel.yazini okudum.gercekten cok dogru tum soylediklerin.
Diğer Sayfalar: 1. devamini bekliyoruz.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|