Bilim insanları, ateistlerin dindarlardan daha zeki olduğu sonucunu ortaya koymak için 63 çalışmayı inceledi. Independent’ta yer alan habere göre, Rochester Üniversitesi ve Northeastern Üniversitesi’nden Miron Zuckerman, Jordan Silberman ve Judith A. Hall, zeka ve dindarlık arasında anlamlı negatif bir ilişki olduğunu ortaya koyan 63 araştırmayı barındıran bir meta-analiz (çoklu bilimsel araştırmaların sonuçlarını birleştiren istatistiksel bir analiz) yaptılar.
Dindarlık, “dinin bazı yönlerine veya her yönüne katılım derecesi” olarak tanımlandı. Buna, doğaüstü etkenlere olan inançlar, mülkün bir fedakarlık olarak sunulması gibi “bu etkenlere bedeli ağır olan taahhütler sunma” da dahil edildi. Başka bir “”bildirim” olarak, kiliseye gitme ve “doğaüstü etkenlere olan inanç nedeniyle ölüm gibi varoluşçu endişeleri azaltma” gibi (yani cennete gideceğinize inandığınız için ölümden daha az korkmuş olmak) toplu törenlere katılmak belirlendi.
Araştırma yaklaşık 80 yılı kapsayan ve her yaştaki bireyle olan ilişkisini ölçüyor ve dindar olmayan insanların neden daha zeki oldukları tam olarak açık değil ancak fark yaşa göre değişkenlik gösteriyor. Üniversite ise ayrışmanın yaşandığı en güçlü olduğu dönem.
Analiz, bunun nedeni olarak, daha zeki öğrencilerin ateizmi bir uygunsuzluk biçimi olarak benimseme ihtimalinin daha yüksek olmasından kaynaklandığını söylüyor. Üniversite, insanları yeni fikirlere ve etkilere maruz bırakma eğiliminde bir dönem olarak tanımlanırken; öğrencilere inançlarını kaybetme eğiliminde veya bu arada daha dindar olma eğilimi gösteriyor. Bu değişiklikler çoğu kez “ortaya çıkan yetişkinliği simgeleyen kendini tanıma döneminin” bir sonucu olarak ve sıklıkla öğrencilerde görüldüğü gözlemlenirken,”evden ayrılma ve sorgulamayı teşvik eden bir bağlama maruz bırakmanın dini inançları etkilemesine” neden olduğu sonucuna varılıyor.
Analitik (sezgiselliğe karşıt olarak) düşünmeyi kullanarak, daha zeki üniversite öğrencilerinin dinden kaçınma eğilimi daha yüksek olabilir. Ateizm bireyin evinde onaylanmazsa, konformist/muhafazakar uyumluluk baskısına karşı, direnç olarak daha yüksek zekanın ortaya çıkmasına olanak tanınıyor olabilir.
Araştırmaya göre, daha zeki insanların daha yüksek seviyede iş sahibi olma ve okulda daha çok zaman harcama ihtimalini daha yüksek buluyor ve bu da benlik saygısını arttırırken, “kişisel inançların kontrolünü de teşvik ediyor.” Bununla birlikte, yaşlanmanın ölüm farkındalığını arttırmasının daha muhtemel olduğu da ortaya konuyor.
“Dini inançlar, kişinin ölüm dehşetini yönetmeye yardımcı olabilir.”
Çalışmaya göre, zeka ve ölüm kaygısı arasındaki ilişki ile ilgili bir kanıt yok. Araştırma, “Yaşamın sonlarında zeka ve dindarlık arasındaki negatif ilişkinin düşüş gösterilebileceğini ileri sürse de, sahip olduğumuz deliller aksini belirtmektedir.” diyor ve örneklemin oldukça zeki üyelerinin, 75-91 yaşlarında olsalar dahi, genel nüfusa göre düşük dindarlık skorlarını koruduğunun gözlemlendiği belirtiliyor.
Çalışmaya buradan ulaşılabilirsiniz (Ingilizce-PDF)
Çeviri: Reha BAŞOĞUL