|
|
Can Ataklı saat saat açıkladı...Kategori: Medya | 0 Yorum | 09 Kasım 2016 22:10:10 Gazeteci Can Ataklı darbe gecesini aydınlatmaya kararlı. Ataklı yine flaş değerlendirmelerde bulundu. Habertürk TV'de Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu 'Türkiye'nin Nabzı' programında 15 Temmuz darbe girişimi ve eski genelkurmay başkanlarının Meclis Araştırma Komisyonu'na yaptığı açıklamalar tartışıldı.
Ataklı şunları söyledi: " Son derece beceriksiz bir eylem. O zaman ben şundan şüphelenme hakkını buluyorum kendimde. Bu darbe önceden bastırıldı bitti. Bu darbeyi yapanlar, darbenin emir komuta zinciri içinde olduğunu, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının da içinde olduğunu zannediyorlar. Fakat içerde bastırıldı. Sonra "biz bunu bastırdık ama, halka bunu nasıl anlatacağız" denildi. O zaman bir iki noktadan bir uç verelim... Bazı iktidara yakın arkadaşlar farkında olmadan itirafta bulunuyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay'daki görüşmenin ardından Diyanet İşleri Başkanı ile görüşerek 'Bu gece tüm teşkilat hazırlıklı olsun. Tüm camilerden eş zamanlı olarak sela ve ezan okunacak' talimatı veriyor. Bunu AKP'li arkadaşlar da itiraf ediyor." Ataklı sonrasında da iddiasını köşesine taşıdı ve CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın kitabı üzerinden örneklemeler yaptı. İşte o yazı: Cemaatin dinci faşist darbe kalkışmasının yaşandığı andan itibaren içimizde hep bir kuşku vardı. Bu darbe hiçbir mantığı olmayan bir kalkışmaydı. Daha ilk andan dinci faşist cemaatin buna kalkıştığının anlaşılmasına rağmen “gerekçesi” ve “hedefi” hakkında elimizde en küçük bir bilgi bile yok. Darbeden sonraki günlerde ulaşabildiğimiz bilgilere göre bu kalkışma gündüz saatlerinde başlamış, MİT-Genelkurmay ve istihbarat teşkilatları arasında gidip gelmeler olmuş, askerin kışlasından çıkmaması için bazı önlemler alınmıştı. Buna rağmen küçük bir grup sokağa çıkmış, Boğaz Köprüsü ile Ankara ve İstanbul'un bazı noktaları tanklar tarafından tutulmuştu. Bütün medya organları canlı yayınlar yaparken sadece 17 askerle girilen TRT'den “ne olduğu” anlaşılamayan bir bildiri okunmuştu. Bu bildiride ne Cumhurbaşkanı ne de hükümet üyeleri ile ilgili tek satır bilgi bile yoktu. O olmadığı gibi iktidarın akıbeti hakkında da elde hiçbir bilgi bulunmuyordu. Gece yarısında Cumhurbaşkanı telefonla CNN Türk'e bağlandı, halkı sokağa çağırdı, darbe fiilen bitti. Peki, ne olmuştu? Kişisel kanaatim, bize ulaşan bilgi kırıntılarından edindiğim izlenim, darbenin henüz gündüz saatlerinde fark edildiği, gerekli önlemlerin alındığı ve bastırıldığı, buna karşı “halka anlatılmasındaki” zorluk düşünülerek küçük bir grubun sahaya çıkmasına izin verildiği, böylelikle darbenin hem açığa çıkarıldığı hem de Cumhurbaşkanı ve halk tarafından bastırılmış gibi gösterildiği yönündeydi. Bu görüşlerimi daha önce bu köşede yazdığım gibi geçen hafta Habertürk'te Didem Arslan Yılmaz'ın “Türkiye'nin Nabzı” programında da açıkça söyledim. Bu konuşmam daha sonra sayısız internet sitesi tarafından haberleştirildi ve izlemeyen milyonlara da ulaştı. Dün Hürriyet'te Ertuğrul Özkök darbe gecesi Cumhurbaşkanı'nı telefonla canlı yayına bağlayan Hande Fırat'ın “24 saat- 15 Temmuz'un kamera arkası” adlı kitabından bazı bölümleri paylaştı. Özkök'ün kitaba dayandırarak verdiği bilgilere göre bir helikopter pilotu binbaşı 15 Temmuz günü saat 14.45'de Ankara Yenimahalle'deki MİT merkezine gelerek “orduda hareketlenme olduğunu” ihbar ediyor ve gece bir darbeye kalkışılacağını anlatıyor. Bunun üzerine MİT- Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları arasında müthiş bir trafik başlıyor. Saat 18.00 itibarıyla Genelkurmay bütün askeri birliklere “Hiçbir uçağın kalkmaması, kışlalardan hiçbir askeri araç ve silahın çıkmaması” konusunda kesin emir veriyor. Saat 21.00'de küçük bir grup asker Ankara ve İstanbul'da sokağa çıkıyor. 22.00'de Başbakan durumu öğreniyor. Gece yarısı da Cumhurbaşkanı halkı sokağa çağırarak darbenin resmen bitişini sağlıyor. Bu bilgilere göre çok açık ki; darbe gündüz öğrenilmiş, gerekli önlemler alınmış, bir anlamda darbe zaten bastırılmış. Ertuğrul Özkök yazısının sonunda çok can alıcı bir soruyu soruyor; – KİMDİR o gün MİT'e gelip darbeyi önceden haber veren Binbaşı H.A… – MİT görevlileri üzerlerine düşeni yapmışlar. Olay Genelkurmay'a kadar iletilmiş. – Ve bu çok ciddi bilgiler niye Başbakan'a zamanında iletilmedi? Cumhurbaşkanı'nın koruma müdürü arandığı halde, niye bu hayati derecede önemli bilginin Cumhurbaşkanı'na zamanında iletilip gerekli önlemi alması sağlanamadı. Ve geliyorum en hayati, en kritik soruya: – Elde bu kadar bilgi varken bu darbe niye önlenemedi? Niye bu kadar insanın hayatını kaybetmesine yol açıldı? Evet can alıcı soru bu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla “O gece verilen şehitlerin hesabını kimden soracağız” diyor. Sahi; bütün ilgililer darbeyi bildiklerine ve hatta bastırmış olmalarına rağmen “o şehitlerin hesabını” kimden soracağız? BUNU YAZMAK GEREK 9 saat 39 dakikanın saniye saniye kronolojisi CNN Türk Ankara Haber Müdürü Hande Fırat'ın darbe gecesini anlatan “24 Saat 15 Temmuz'un kamera arkası” adlı kitabında o gece ile ilgili çok ilginç bilgiler var. O gecenin kronolojisine bakınca insanın içindeki kuşkular ister istemez artıyor. İşte 15 Temmuz günü hemen öğleden sonra başlayan olayların saniye saniye gelişmesi; – Saat 14.45: Binbaşı H.A. MİT'e geliyor. – Saat 16.00: Binbaşının verdiği bilgiler MİT Müsteşarı'na iletiliyor. – Saat 16.21: Bu bilgiler Genelkurmay İkinci Başkanı'na iletiliyor. – Saat 17.30: MİT Müsteşar Yardımcısı Genelkurmay'a gider. – Saat 18.00: MİT Müsteşarı bizzat Genelkurmay'a gider. – Saat 18.30: Genelkurmay Başkanı uçaklara kalkmayın, tanklara çıkmayın emri verir. – Saat 22.00: Başbakan, MİT Müsteşarı ile konuşur. – Saat 23.02: Başbakan NTV'ye çıkar ve “Bu bir kalkışmadır” der. – Saat 00.24: Cumhurbaşkanı CNN Türk'e çıkar. Yani Binbaşı H.A.nın MİT'e gelişi ile Cumhurbaşkanı'nın konuşması arasında tam 9 saat 39 dakika geçmiştir. Bütün bunlar sizin içinizde de “darbe önceden bastırılmıştı” kuşkusu uyandırmıyor mu?" Kaynak : yuzdeyuzhaber
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|