|
|
Eğitim sıralamasında 38 ülke arasında Türkiye 35. Avustralya 5. sıradaKategori: Raporlar | 3 Yorum | 27 Ekim 2016 14:46:00 Türkiye'de proje okul ve tam gün tartışmaları devam ederken, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü sonuçları ülkemiz için pek de iç açıcı olmayan bir rapor yayınladı. “Education at a Glance 2016 / Tek Bakışta Eğitim 2016” adlı yıllık raporda Türkiye, 38 OECD üyesi ülke arasında 35. sırada yer aldı.
OECD'nin eğitim endeksinde, Finlandiya listede ilk sırada yer alırken, Estonya, Danimarka, Polonya ve Avustralya sırayla onu izledi. BBC Türkçe'den Dilan Gözlügöl'ün haberine göre; Sondan dördüncü sırada yer alan Türkiye'yi Güney Afrika, Brezilya, Meksika takip etti. ABD ve İngiltere, kıta Avrupası ülkeleriyle aynı seviyede, Yeni Zelanda, Avustralya ve Japonya'nın ise gerisinde kaldı. OECD'nin yıllık olarak yayımladığı rapor, eğitim süresi ve öğrencilerin yetenek ve donanımlarının yanında, 25 ila 64 yaş arasındaki yetişkinlerin lise ve üstü eğitim olanaklarına erişimi gibi ölçütleri ele aldı. Rapor, yüksek öğretimdeki cinsiyet eşitsizliği ve eğitimde sosyal eşitsizlikleri de mercek altına aldı. Türkiye'de lise mezunlarının ortalaması yüzde 36 OECD üyesi ülkelerin karşılaştırıldığı raporda, Türkiye'de ortalama eğitim görme süresi OECD ortalamasının da gerisinde kalarak 16.9 yıl olarak tespit edildi. Türkiye'de 25-64 yaş arası lise mezunlarının oranı ise, yüzde 36. Bu oran, yüzde 76'ya ulaşan OECD ortalamasının oldukça gerisinde ve en düşük sıralamalardan biri. OECD raporuna göre, dünyanın üstün başarılı öğrencilerinin yetiştiği bilinen Güney Kore ve Singapur gibi ülkeler, üniversite sıralamalarında ortalamanın da altında kalarak İngiltere ve ABD'deki üniversitelerin gerisinde görünüyor. Raporu değerlendiren OECD'nin Eğitim Direktörü Andreas Schleicher, öğrencilerin aynı veya benzer diploma ve niteliklere sahip olmalarına rağmen, "yetenek seviyelerinde büyük farklılılar görülebileceğini" belirtti. Andreas Schleicher'a göre, mezun olmuş öğrencilerin yüksek eğitim kalitelerinde de "önemli farklılıklar var". OECD'nin raporunda, eğitimdeki cinsiyet ayrımının "öğrencilerin çalışma alanlarına da yansıdığı" da belirtildi. OECD bölgesinde Şili ve Lüksemburg dışındaki üye ülkelere bakıldığında ise, kız öğrencilerin başarı ortalaması erkek öğrencilere göre çok daha yüksek. Raporda, sonuçları incelenen kız öğrenciler ortalama 501 puan alırken, erkeklerin ortalaması 493'te kaldı. Rapora göre, OECD üye ülkeleri arasında ortalama öğrenci puanı 497. Buna göre, 2003'te Türkiye'nin puanı 423 olarak belirtilirken, bu rakam 2012'de 448'e yükseldi. Bu ilerleme, daha çok yüksek sosyo-ekonomik ve eğitimsel ihtiyaçları olan öğrencilerde görüldü. Türkiye'de ortalama bir öğrencinin aldığı PISA puanları ise, 497 olan 2016 OECD ortalamasının altında kaldı. Kız ve erkek öğrencilerin not ortalamaları arasındaki bu açıklık, Estonya, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, İzlanda, İsrail, Letonya, Norveç, Polonya, Slovenya, İsveç, ve Rusya gibi ülkelerde de, OECD ortalamasının üstünde. Cinsiyetler arası bu açıklığın en yüksek olduğu ülkeler arasında, Türkiye de var. OECD'nin raporuna göre, Türkiye'de fırsat eşitliğine yönelik son on yılda 6-14 yaş arası kız çocuklarının eğitime katılımını hedefleyen "Haydi kızlar okula!" gibi önemli projeler uygulandı. Ancak bu ilerlemeye rağmen kız öğrencilerin eğitime katılımı, OECD sıralamasının sonlarında kaldı. Raporun özetinde, "Kadınlar, bilim ve mühendislik gibi bir takım alanlarda yetersiz, eğitim ve sağlık gibi alanlarda ise aşırı düzeyde temsil ediliyor. 2014 yılında mühendislik diplomasıyla mezun olan erkeklerin sayısı kadınların ortalamasının üç katıyken, eğitim alanında diplomayla mezun olan kadınlar ise erkeklerin dört katıydı" diye açıklandı.OECD'nin raporu, göçmen ve mültecilerin eğitimin her düzeyinde yer almasının daha zor olduğunu da ortaya koydu. Buna göre, çoğu ülkede göçmen öğrenciler arasında ilkokul öncesi eğitim programlarına katılım, "ailesinde göçmenlik geçmişi olmayan öğrencilere göre ciddi ölçüde daha düşük". Ayrıca velileri lise ve altı eğitim düzeyine sahip olan oğrenciler, anne ve babalarının eğitim seviyesinin üstüne erişmekte zorlanıyor. Ailesinde göçmenlik geçmişi olan öğrencilerin ancak velileri ile aynı eğitim seviyesine erişebildiği ülkeler arasında Türkiye, başı çekiyor. İtalya, İspanya, Kuzey İrlanda, Slovak Cumhuriyeti ve İngiltere gibi ülkeler de sıralamada Türkiye'yi takip ediyor.
Yorumlardeniz
{ 28 Ekim 2016 07:11:15 }
bir de çocuk ölümlerine bakalım:
"Yeni Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ise binde 13.5’le Türkiye bebek ölümleri sıralamasında birinci sırada. Türkiye’yi, 13.2’yle Meksika ve 8.1’le Şili takip ediyor. Dünya genelindeki rakamlar trajedinin boyutunu ortaya koyarken, sosyalist Küba’da tıbbi alanda yaşanan gelişmeler hem yurttaşlarına, hem de bütün Dünya’ya umut oluyor. Küba’da bebek ölüm oranı 2015’te binde 6’yla Türkiye’deki oranın yarısından azına karşılık geliyor. Küba'nın Villa Clara şehrindeyse bu yılın ilk yarısında toplam 7 belediyede, anne-bebek ölüm hızı sıfıra düştü." haber bugünki sol gazetede. eflatun
{ 28 Ekim 2016 05:51:27 }
Karaya oturmaya üç imamhatip kaldı (!) Mustafa Kemal Doğan
{ 28 Ekim 2016 02:58:30 }
Bu araştırmalar yapılırken, gerçek yaşam uygulamalrına ve sonuçlarına ne kadar dikkat edildiğini merak etmişimdir hep gerçekten. Örneğin, Türkiye de seçimleri izleyen raportörler, "elektrik santralı basan kedileri" nasıl değerlendirirler? Ya da, bu yazıda baz alınan, bir çocuğun bir lise ya da üniversiteden diploma almış olmasımıdır, yoksa "Gümüşhane Ünüversitesi" nden (bir tek öğretim elemanının hem rektör, hem tüm fakültelerin dekanı ve her dersin hocası olduğu bir medrese) alınan bu diplomanın gerçek değeri mi? İmam hatipleştirilen orta öğretimi de düşününce; Türkiye nin sondan dördüncülüğü almış olması bile, gerçekçi gözükmüyor bana.
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|