Avustralya’da koalalar arasında cinsel yolla bulaşan bir hastalığın yaygınlaşması nedeniyle, seçerek öldürmek şimdilik tek çare gibi görünüyor. Ağaçlara sarılıp oturan, okaliptüs yapraklarını çiğneyen uykucu koalaların Avustralya’nın en sevilen hayvanı olmasında şaşacak bir şey yok. Fakat ziyaretçiler onbinlerce koalanın oldukça acılı ve çoğu kez öldürücü olan bir hastalıkla karşı karşıya olduğundan habersiz.
Bu koalalar klamidya enfeksiyonu nedeniyle ölüyor.
Avustralya genelinde koala nüfusunun yarısına klamidya bulaştığı, küçük alanlarda bu oranın yüzde 80’i bulduğu söyleniyor.
Koalaları etkileyen klamidya, insana bulaşan türden farklı. Fakat hasta bir koalanın idrarına temas halinde insana da bulaşabiliyor bu hastalık. Klamidya’nın koalalar üzerindeki etkisi körlük, kısırlık, “kirli kuyruk” olarak bilinen bir enfeksiyon şeklinde kendisini gösteriyor.
Koalanın karnındaki siyah ve ıslak tüyler klamidya hastalığının ilerlemiş olduğunun göstergesi Kirli kuyruk denen şeyin çok acı verici olduğunu, idrar kanalında tıkanma nedeniyle enfeksiyon ve akıntı oluştuğunu ve ölüme yol açtığı belirtiliyor.
Habitat kaybı nedeniyle zaten tehdit altında olan koalaların bir de bu salgından etkilenmesi, bu hayvanların korunması için atılacak adımları daha acil hale getirdi. Son 20 yılda Avustralya’nın bazı bölgelerinde koala nüfusundaki düşüş yüzde 40’ları buldu. 2012’de koala, tehdit altındaki hayvanlar listesine alındı.
20. yüzyıl başlarında 8 milyon koala kürkleri için avlanmış, koala nüfusu büyük düşüş göstermişti.
Klamidya onbinlerce yıldır kobay, koyun, timsah, kuş gibi birçok hayvanda da görülen bir hastalık. Koalaların hem erkeğini, hem dişisini, hem de yavruları etkiliyor.
Bu türü kuş pisliği yoluyla insana da bulaşıp akciğerlere hasar verebiliyor.
Koaladaki hastalığın başlangıç aşamasında antibiyotikle tedavisi mümkün. Fakat antibiyotik koalanın okaliptüs yapraklarını sindirmesi için gerekli olan bakterileri de öldürdüğü için çok ağır yan etkileri oluyor.
Melbourne’deki Burnet Enstitüsü’nde bulaşıcı hastalıklar profesörü David Wilson bu nedenle tartışmalı bir başka öneri getiriyor: Seçerek öldürmek.
“Birbirlerine klamidya bulaştırıyorlar ve bazılarının tedavisi mümkün değil. Çok acı çekiyorlar, bu nedenle ötanazi en doğru yol olacaktır” diyor Wilson.
Bugün yapılacak taktik ötanazi ile koala nüfusunun 5-10 yıl içinde yeniden canlanacağına inanıyor.
Bu hiç denenmemiş bir yöntem değil. 2000’lerde Tazmanya canavarlarında bulaşıcı bir yüz kanseri salgını olduğunda da bu uygulamaya gidilmişti. Avustralya ayrıca önümüzdeki beş yıl içinde belli bölgelere özgü hayvanları korumak amacıyla iki milyon yabani kedinin de öldürülmesini planlıyor.
2000'li yıllarda Tazmanya canavarlarının yüzünde bulaşıcı kanserli tümörler belirmişti.
Araştırmacılar koala sorununu çözmek genler üzerinde de ayrıca çalışma yürütüyor. Bu yolla aşı geliştirme çalışmalarında daha hızlı ilerleme kaydedilmesi bekleniyor.
Hastalığın gelişmesini önleyen aşı denemeleri bir hayvanat bahçesinde 15 koala üzerinde yapılmaya devam ediyor.
Uzmanlar üç yıl içinde kullanılabilir bir aşı bulunacağına inanıyor.
Bu çalışmaların ayrıca insanlarda görülen enfeksiyon türünün tedavisine de ışık tutması bekleniyor.
Kaynak : bbc.com