|
|
"İstişâre, Eleştiri ve Linç"Kategori: Türkiye | 0 Yorum | 09 Şubat 2016 10:35:54 AKP'nin kurucu isimlerinden Hüseyin Çelik, Çözüm Süreci ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili açıklamalarıyla ülke gündemine oturan Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında kendi sitesinde bir yazı kaleme aldı.
"İstişâre, Eleştiri ve Linç" başlıklı yazısında Hüseyin Çelik, yazısının Arınç ile ilgili bölümünde "Genç kardeşlerimize hatırlatmakta belki fayda vardır. Biz Ak Parti’nin yanaşmaları değil aslî unsurlarıyız: Ben, DYP’den ayrılıp Ak Parti’nin kurucuları arasında yer alırken, bugün büyüklerimizin iltifatlarına mazhar olan, uçaklarından ve heyetlerinden hiç eksik olmayan, kapılarını bolca aşındıran birçok kimse,Milli Görüşçü damgası yiyip, 28 Şubatçıların hışmına uğramamak için selamlarını bile esirgiyorlardı. Daha parti kurulmadan, kurulacak partinin program taslağını hazırlamak üzere Uludağ’da on beş gün kampa giren on bir kişiden biri bizdik" dedi. "Ak Parti kurulduktan sonra, Meclis’te Grup Başkanı’mız Sayın Arınç’tı. Ben, Mehmet Ali Şahin ve Salih Kapusuz ise Grup Başkanvekili idik" diyen Hüseyin Çelik, yazısının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakanlık döneminde ve Başbakan Davutoğlu döneminde görev aldığını belirtti. Çelik, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı: "Sonra 58. Abdullah Gül Hükümeti’nde Kültür Bakanı, 59 ve 60. Recep Tayyip Erdoğan Hükümetleri’nde Milli Eğitim Bakanı olarak yer aldım. 5 yılı aşkın bir süre Tanıtım ve medyadan sorumlu Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcülüğü yaptım. Sayın Erdoğan’ın ve Sayın Davutoğlu’nun başdanışmanlıklarında bulundum. Bizim bu aktif görevlerde bulunduğumuz zamanlar, müesses nizamın bütün kurumları ve aktörleri ensemizde boza pişiriyordu. 28 Şubat‘ın habis ruhu o zaman bütün devlete ve hayata hakimdi. Siyasî güç bu günkü gibi prangalarından kurtulmuş değildi." "Niye Dışarıda Konuşuyoruz" ara başlıklı yazısında Hüseyin Çelik, öz eleştiri konusuna değinerek, lider ve yönetimlere saygı bozulmadan eleştirilerin yapılması gerektiğini belirtti. Çelik, şu şekilde devam etti: "Ne var ki,biz bu görevler esnasında dışarıya karşı etkin ve aktif mücadele ederken; içerde,kendi aramızdaki görüşmeler esnasında doğruyu, hakkı söylemekten hiç geri durmadık. İçeride öz eleştiri yapılması gerektiği zaman yaptık. Lider ve yönetim eleştirilecekse saygımızı bozmadan yapıcı bir dille eleştirimizi yaptık. Gün geldi, insanlar çoğunlukla sadece liderin ve liderliğin hoşuna gidecek şeyler söylemeyi tercih etti. Eğer içerideki dar gruba bir şey söyleme, meram ifade etme, olması gerekenleri ve olmaması gerekenleri söyleme imkan ve şansınız kalmamışsa, siz mecburen aynı camianın dışarıdaki ve olup bitenlerden habersiz milyonlarca mensubuna hitap etmek durumunda kalırsınız." Geçtiğimiz günlerde, 1 Kasım seçimlerinin ardından ilk defa canlı yayına katılan Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Çelik, Arınç'a tepki gösterenleri "kapıkulu gazeteciler ve sosyal medya kullanıcısı troll ve troliçeler" olarak nitelendirdi. Çelik, yazısının "Eleştiri hak, hakâret acizliktir" ara başlıklı kısmında yazısına şu şekilde devam etti: "Sayın Arınç’ın, benim veya başka bir arkadaşımızın söyledikleri, yazdıkları bazı Ak Partili arkadaşların, bazı kapıkulu gazetecilerinin veya sosyal medya kullanıcısı sözümona troll ve troliçelerin hoşuna gitmeyebilir. Bizi bundan dolayı eleştirmek de en tabii haklarıdır. Ancak tuvaletlerin kapısının arkasına bile yazılamayacak ifadelerle bize saldırılmasının akıl tutulmasından başka izahı yoktur. Ben Ak Partilileri ve Ak Parti gençliğini bundan tenzih ederim. Çünkü Ak Parti gençliğinin böyle bir seviyesizliğe alet olmayacağına inanıyorum. Eleştirmekle hakaret etmek, haysiyet cellatlığı yapmak, işi şahsiyata dökmek, insanların aile fertlerine saldırmak, onları paralelci ilan etmek ve nihayet bütün bunları fikrini söyleyen, itirazını medeni bir şekilde dillendiren kişiye karşı bir linç kampanyasına dönüştürmek demokrasiyle de insanlıkla da, islamlıkla da bağdaşmaz. Hele ki bu kimseler, yıllarca bu Parti’nin taşıyıcı kolonları olarak vazife almışlarsa…Hele ki bu insanlar, çileli günlerin baş eğmeyen neferleri İse…Hele ki bunlar, en zor gün ve anlarda sizinle beraber hak, hukuk ve demokrasi mücadelesi veren gazetecilerse… Özgüven patlaması ve güç zehirlenmesi, sitem eden, kırgın olan veya zarar vermemek adına kenarda duran herkese ” sanki kunduramdan bir çivi düşmüş” muamelesi yaparsa gün gelir yalın ayak kalmak mukadder olur. Bizden söylemesi." Hüseyin Çelik, yazısının sonunda Ahmet Hakan'a 'Çarşamba Sohbetleri' köşesi için röportaj verdiğini ancak bazı AK Partililerden 'Neden Ahmet Hakan, Neden Hürriyet?' şeklinde tepki aldığını söyledi. Çelik, bu konu üzerine, "Diğerlerinden teklif geldi de biz mi reddettik" dedi.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|