"Suça ortak olmayacağım" diyen J. Butler: Eleştirel tartışmanın ihanet olarak damgalanması eski bir taktik! "Sansür ve askeri kontrolün birlikteliği demokrasi için büyük bir tehlike oluşturuyor" Güneydoğu'da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamı neticesinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin imza kampanyası düzenleyerek, “Bu suça ortak olmayacağız” diyen ve Barış İçin Akademisyenler adı altına bir araya gelen binden fazla akademisyen arasında yer alan California Üniversitesi, Berkeley'den Profesör Judith Butler, “Sansür ve askeri kontrolün birlikteliği demokrasi için büyük bir tehlike oluşturuyor” dedi.
"Dünya, Türkiye’nin süreci neden bozduğunu ve sivillere savaş açtığını bilmek zorunda"
İmzalanan bildiri sonrasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve ardından Yükseköğretim Genel Kurulu’nun yaptığı açıklamaları değerlendiren Profesör Judith Butler, T24’e şunları söyledi:
“Erdoğan’ın kendisini dünyanın gözü önünde eleştirme cüreti gösteren Türk akademisyenleri cezalandırılmakla tehdit etmesi ve bazı gazetecilerin ordunun uyguladığı şiddeti ve baskıyı dile getirmelerinden dolayı işlerini kaybetmeleri, dünyanın her tarafındaki akademisyenleri dehşete düşürüyor. Ulusal güvenlik gerekçesiyle eleştirel düşüncenin sansürlenişi ve bunun norm haline gelmeye başlaması, hepimizin basın ve akademik özgürlüğü savunması için her türlü sebebin ortada olduğunu gösteriyor. Dünya, Türkiye’nin Kürtlerle yürüttüğü barış sürecini neden bozduğunu ve arkasından Kürt köylerine kuşatma uygulayarak sivillere neden savaş açtığını kesinlikle bilmek zorunda. Sansür ve askeri kontrolün birlikteliği demokrasi için büyük bir tehlike oluşturuyor. Eleştirel tartışma ortamının ihanet olarak damgalanması, kendi iktidarını demokrasinin ortadan kalkması pahasına genişletme amacında olan devletlerin eski ve savunulamaz bir taktiğidir.”
“Bu suça ortak olmayacağız”
Barış İçin Akademisyenler inisiyatifiyle bir araya gelen binden fazla akademisyen Güneydoğu'da düzenlenen operasyonlar ve yaşanan hak ihlalleriyle ilgili bir kampanya düzenlemiş ve “Bu suça ortak olmayacağız” demişti.
Cumhurbaşkanı: Sözde aydınların ihanetiyle karşı karşıyayız!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bildiriye imza atan akademisyenlerle ağır eleştirilerde bulundu. Erdoğan, "Çoğu maaşını devletten alan sözde aydınların ihanetiyle karşı karşıyayız" dediği akademisyenler için "Ey aydın müsveddeleri, sizler karanlık ve cahilsiniz" ifadelerini kullandı. Aralarında Noam Chomsky'nin de olduğu bildiriye imza atan yabancı akademisyenlere çağrıda bulunan Erdoğan, "Kendilerini Türkiye'ye davet ediyorum, ne oluyor kendilerine anlatmaya hazırız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD Büyükelçiliği, Chomsky’yi davet etsin, misafir edelim. Bölgeyi, bu akademisyen sıfatlı 5. kol elamanlarıyla değil, kendi gözleriyle görsün" diye konuştu.
Sedat Peker: Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!
1 Kasım seçimi öncesi Rize'de yaptığı mitingde "Oluk oluk kan akacak" sözleriyle gündem olan suç örgütü lideri Sedat Peker de Barış İçin Akademisyenler inisiyatifiyle bir araya gelen akademisyenlere tehditler savurarak, "Sözde aydınlar çanlar ilk önce sizim için çalacak" diyen Peker, "Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız!" ifadelerini kullandı.
İmza atan akademisyenler hakkında soruşturma
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi, Güneydoğu'da süren çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili çağrıda bulunan 'Barış İçin Akademisyenler İnsiyatifi'nin bildirisine imza atan 6 öğretim görevlisi hakkında soruşturma başlattı. Abant İzzettin Baysal Üniversitesi rektörü ise mevcut bildiriye imza attıkları gerekçesiyle 3 akademisyen hakkında soruşturma başlattıklarını duyurdu. Dün istifası istenen Abdullah Gül Üniversitesi'nde görevli profesör hakkında ise soruşturma başlatıldı.
Kaynak : T24 | Işıl Öz