|
|
SAHTE BAYRAK (Veya “hırsızın hiç mi suçu yok?”)Kategori: Türkiye | 2 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 11 Ekim 2015 13:19:22 1. 27 Şubat 1933. Almanya'nın Reichstag (Millet Meclisi) binası kundaklanmış ve kısa zamanda yanıp kül olmuştur. Yangını komünistlerin çıkardığı söyleniyor. Bunu fırsat bilen Hitler bir kararname çıkartıyor ve hürriyetlerin kısılmasına yol açan bazı tedbirleri açıklıyor. Bu arada 30 kadar komünist yakalanarak hapsediliyor. Sosyalist ve komünist gazeteler kapatılıyor. Komünistlerin gerçekten bunu yapıp Hitler’in ekmeğine yağ mı sürdükleri, yoksa bu işi direk Hitler’in mi tezgâhladığı halâ tartışma konusu. Ama bilinen şu ki, bu olay, Hitler’in diktatörlüğe giden yolunu açtı.
2. 4 Aralık, 1941 tarihinde o zamanki ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’e sunulan “ABD’de Japon istihbaratı ve propagandası” başlıklı gizli bir raporda Japonların Hawaii’ye saldırma olasılığından söz ediliyordu. O günlerde Amerikan kamu oyu II. Dünya Savaşına katılmaktan yana değildi. Pearl Harbour’da hiç bir güvenlik önlemi alınmadı. Ve tam 3 gün sonra 7 Aralık, 1941’de Japon uçakları ABD’nin Hawaii’deki Pearl Harbour limanında konuşlanmış donanmasına saldırdı; 2403 Amerikalı öldü, 1178 kişi yaralandı. Amerikan halkı infial içindeydi. Roosevelt ABD’yi savaşa sokma kararı aldı. 3. Tonkin Körfezi olayı (2 ve 4 Ağustos 1964): Amerikan savaş gemilerine Kuzey Vietnam tekneleri tarafından saldırı olduğu haberi üzerine ABD Meclisi Başkan Lyndon Johnson’a “komünist saldırgan”lar tarafından tehdit altında bulunan herhangi bir Güneydoğu Asya ülkesine müdahale etme yetkisi verdi. Ve sonuçta yarısı Vietnamlı olmak üzere 1,313,000 insanın ölümüyle sonuçlanan Vietnam savaşı başladı. 1995’te eski ABD Savunma Bakanı Robert McNamara eski Güney Vietnam diktatörü Amerikan kuklası General Võ Nguyên Giáp’a 4 Ağustos 1964’te ne olduğunu sorduğunda Giáp. "Hiç birşey olmadı” yanıtını verdi ve saldırının tamamen hayal ürünü olduğunu söyledi. 4. 11 Eylül 2003’te New York’taki ikiz kulelere saldıran iki uçak yaklaşık 3,000 Amerikalının ölmesiyle sonuçlandı. Saldıran uçakları kullandıkları iddia edilen 19 kişinin çoğu Suudi Arabistanlıydı. Olayla uzaktan yakından ilgisi olmayan, üstelik El Kaide’ye karşı mücadele eden Saddam Hüseyin’e saldırıldı. 2007 yılında yapılan bir ankette Amerikalıların önemli bir kesimi “ABD hükumetinin saldırıların olacağından haberi olduğunu ama kasitli olarak bunu görmezden geldiği ve bunu Afganistan ve Irak’a saldırmak amacıyla kullandığı” görüşündeydi. 2007 yılında yapılan araştırmalara göre Irak'ta tahmini 1.000.000 sivil yurttaş hayatını kaybetmiş, UNHCR Nisan 2008 tarihli verilerine göre 4.7 milyon Iraklı da yer değiştirmişti (Irak nüfusunun %16’sı). 5. 30 Mart 2014 Yerel seçimler öncesi Ahmet Davutoğlu, Yaşar Güler, Hakan Fidan ve Feridun Sinirlioğlu arasında yapılan bir toplantının ses kaydı: Ahmet Davutoğlu: (Başbakan, dönemin Dışişleri Bakanı) Başbakan (Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan), “Bu (Süleyman Şah’a saldırı) bir imkân gibi değerlendirilmeli bu konjonktürde” dedi. Hakan Fidan: (MİT) Gerekirse Suriye’ye 4 adam gönderirim. Türkiye’ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim, Süleyman Şah türbesine de saldırtırız. Feridun Sinirlioğlu: (Dışişleri Bakanı, dönemin Dışişleri Müsteşarı) Ulusal güvenliğimiz son derece pespaye, ucuz bir iç politika malzemesi haline geldi. Yaşar Güler: (Genel Kurmay II. Başkanı, müstakbel Genel Kurmay Başkanı) Direk savaş sebebi. Yâni yapacağımız iş, direk savaş sebebi. Tarihte böylesi “false flag” (sahte bayrak) olayına birçok örnek var. Burada dikkat edilecek nokta “sahte bayrak” kullanarak kendi emellerini gerçekleştirmek isteyenlere alet olmamak, fırsat vermemek. Elbette Tonkin Körfezi olayı, ya da Hakan Fidan’ın önerisi gibi karşı tarafın hiçbirşey yapmadığı, tamamen uydurma olan “sahte bayrak”lar da vardır. Ama eğer Reichstag yangınını gerçekten bir komünist çıkarmışsa, Hitler’e diktatörlüğe giden yolu açmış olmamış mıdır? Japonlar Pearl Harbour’a saldırmasaydı, ABD savaşa girmek için bunu bahane edebilecek miydi? 7 Haziran seçimleri ertesinde PKK terör eylemleri gerçekleştirmeye başlamasaydı Akepe HDP’yi ve Kürtleri hedef tahtasına koyabilecek miydi? Hani, PKK üstlenmemiş olsaydı, bunlara da Akepe’nin “sahte bayrak”ı diyecektim. Dinci faşizmin serpilmesinde PKK’nin hiç mi suçu yok? Barış, kardeşlik, kan akmasın derken PKK gibi bir organize suç örgütünün cinayetleri neden gündemde olmuyor? “Savaşa hayır” çağrısı PKK terörü ile TSK’nın bunu bastırma çabasını aynı çuvala koymuş olmuyor mu? Saflığıma verin ama “Barış” derken PKK’ye operasyon yapılmasın mı denilmek isteniyor? Akepe yönetiminin silah ve cephane depolamasına göz yumduğu PKK eylemleriyle Tayyip Erdoğan’ın elini güçlendirdiğini görmeyecek kadar basiretsiz mi? Yoksa onu başkan yaparak “çözüm süreci”ni (ne menem bir şeyse) buzdolabından çıkartmak mı istiyor sorusu da aklımı kurcalamıyor değil. Zaten Öcalan da Tayyip Bey’in başkanlığına sıcak baktığını söylememiş miydi? Tayyip Bey’in “400 verin, bu iş tatlılıkla hallolsun” söylemi de bununla çakışmıyor mu? Ankara’daki büyük facianın ardından serinkanlı, objektif olabilmek çok güç. Eğer dün, 10 Ekim 2015’te Ankara’daki insanlık dışı katliam devlet güçleri tarafından önlenebilecekken önlenmediyse bu neyin “sahte bayrak”ı? Eğer Demirtaş’ın iddia ettiği gibi bunu direk devlet veya “derin devlet” yapmışsa elde edilmek istenen nedir? İç savaş çıkarıp seçimleri iptal etmek ve hırsızların yargılanmasını engellemek mi? Ya da bazı yöneticilerin ilkel kafa yapısına yakışan bir yaklaşımla göz korkutma çabası mıdır? Belki de yalnızca beceriksizlik, âcizlik. O zaman da görevdekilerin en azından istifa etmeleri gerekmez mi? Sorular, sorular… Hoca’nın evine hırsız girdiğinde herkes “kapıyı iyice kilitlemişsindir”, “dikkat etseydin”, “ortalıkta birşey bırakmasaydın” falan dediğinde Hoca’nın “hepsi tamam da, hırsızın hiç mi kabahati yok” dediğini unutmak mümkün mü?
YorumlarErdogan Dalbudak
{ 13 Mart 2016 03:16:08 }
Cogunlukla bilgi verici, dusundurucu yazilariniz icin tesekkur ederim;
........ Eger Reichstag yanginini gercekten bir komunist cikarmissa,Hitler'e diktatorluge giden yolu acmis olmamis midir? Japonlar,Pearl Harbour'a saldirmasa idi, ABD savasa girmek icin bunu bahane edebilecek miydi? ....Dinci fasizmin serpilmesinde PKK'nin hic mi sucu yok? ...Tayyip Erdogan'in elini guclendirmek..!! nasil boyle subjectif bir bakis acisina sahip olabiliyosunuz, Yukaridakilere benzer cikarimlar, kahvehanelerde bile yapilmiyor artik, Cumhuriyet tarihiyle ozdes(Ataturk dahil) Kurt sorununu (emperialist soykirimi), -neye evrildigi mechul- PKK'ya, bu sekli ile indirgemek, nasil bir tarih okumasi, nasi bir yaniltmadir. Not:Cumhuriyetin,"Ermeni-Rum-Yahudi-Alevi-Komunist" acmazlari konu disidir, A.Asker
{ 13 Ekim 2015 09:53:12 }
Şunu gözden kaçırmamak lazım. Seçimle hükümet olmuş ardından iktidarı pekiştirmiş ve mafyavari bir şekilde hükmeden bir kanlı diktatörlükle başbaşayız. Kürt meselesinin Türkiye'nin birinci sorunu olmasından dolayı çatışan tarafların (ayrıntılara girmiyorum) bir şekilde temasta olmaları da dünya tarihinde yaygın olarak gördüğümüz şeyler. Onlar da anlaşılır. Ama iktidarda olan Mafya AKP diktatörlüğü, PKK değil. '400 vekil verseydiniz terör olmazdı' diyen bu diktatörlük HDP değil! Net açık bir şekilde bu kanlı diktatörlükten memleketin kurtulması gerektiğini söylemeliyiz. Çünkü bütün karanlık işlerde imzaları olduğu ortaya çıktı. Onun ötesinde, Ne Türk ne Kürt kanı dökülsün, ellerinizi tetikten çekin' demekte hakkımız. Çünkü bir ülkenin asli unsurları her iki kesimde. Ankara katliamı apaçık ortada, ölen, yaralanan tek güvenlik görevlisi olmayışı, patlamanın olduğu koskoca Gar önünde tek bir güvenlik önleminin alınmayışı, patlamadan sonra gazlarla saldırılıp yolların tıkanması, anbulansların engellenmesi kimin marifeti? Bunun lamı cimi olmaz. Soygun ve zulüm diktatörlüğü PKK'de içinde her tarafı işine geldiği kadar kullanarak hedefine yürümek istiyor. Biz ise tek bir insanımızın bile burnu kanamasın BARIŞ diyoruz. Hiç bir anne ağlamasın diyoruz. Bir ülkenin birliği acılarımızdaki empatiyle sağlanır.
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|