|
|
Başbakanı sevmek nasıl bir duygu?Kategori: Avustralya | 4 Yorum | Yazan: Erdem Koç | 14 Şubat 2008 08:27:47 Avustralya'da 'John Howard' çocuğu olarak büyüyen bugünkü nesil, bugüne kadar genelde başbakanlarından ve hatta başbakan makamından hoşlanmayıp hep eleştirip protesto etmişlerdir. Aynı nesil bugün yeni başbakan Kevin Rudd'ı, yaptığı işler ve geliştirdiği politikalarından dolayı O'nu ayakta alkışlamakta. Başbakanı sevmek nasıl bir duygu?
Benim nesil kendilerini 'Howard'ın çocukları olarak tanımlar genelde.. Türkiye'de de benzer terimler ile karşılaşmısızdır.. 'Kenan Evren' çocukları, 'Ecevit' çocukları gibi.. Avustralya'da yaşayan bugünün gençleri, eski başbakanımız John Howard ile büyüdü. Bu belki bazıları için fazla bir şey ifade etmez. Ama biz, yerli halk ile ilişkilerini uzak ve soğuk tutan, Asya'lı göçmenlere ve özellikle sığınmacılara karşı önyargılı davranan, ABD'nin politikalarını sorgulayıp tartmadan desteğini esirgemeyen, kendi bildiğini okuyan, halka ve zaman zaman da kendi partisine danışmayan, basit işçi haklarını işçilerin elinden alan, seçim kampanyalarında verdiği sözleri yerine getirmeyen, insanları politik anlamda pasivleştiren ve üniversite öğrencilerinin seslerini kısan bir başbakan ile büyüdük... Bütün bunların amacı ne idi? Bir çok şeyin yanısıra, tıpkı Türkiye'deki 12 Eylül gibi, insanları de-politize edip pasivleştirmek. Çünkü ancak bununla sorgulamayan, düşünmeyen, herşeyi kabul eden, medyada gördüğünü hemen benimseyen bir toplum olabilirdik.. John Howard çocuğu olup da sorgulayan ve bilinçli bir genç olma isteği oldukça zordu. Çünkü okulda etrafımızda politika ile ilgilenen ve dünyadan haberi olan çok fazla arkadaşlarımız yoktu. Ama bu onların suçu değildi elbette. Yapılan (ya da yapılamayan) politikalar bunu sonuçlandırıyordu. Üniversite yıllarıma başladığımda, gerek sosyal anlamda, gerek derslerimde, gerek ise medyadaki amatör hayatımda, sürekli başbakanı ve iktidardaki partiyi eleştiren, politikalarını sorgulayan ve etrafımda tepki uyandırmaya çalışan kişilerden biriydim. Bu iyi midir, kötü müdür tartışılır. Ama istisna olduğum kesindi. Alkışkanlıkdandır herhalde, her ne kadar şimdiki başbakan Kevin Rudd'ı geçen yılki seçim kampanyasında desteklememe karşın, iktidarda olduğu sürede muhakkak eleştireceğimi düşünürdüm. Ama son günlerde, özellikle dün gerçekleştirdiği yerli halktan 'özür' dilemesi ve bugün federal milletvekililerinin maaşlarına zam yapılmayacağını açıklamasından sonra içimde korkunç bir duygunun oluşmaya başladığını hissettim. Başbakanınızı sevmek mümkün mü? Belki böyle bir duyguya kapılmak için oldukça erken.. Ne de olsa bir kaç aydır başbakan koltuğuna oturdu. Daha kat etmesi gereken uzun bir yol var. Ama en azından şimdilik Kevin Rudd'ın yaptığı işler oldukça hoşuma gidiyor. Bugüne kadar böyle birşey hissetmediğim için bana garip geliyor açıkcası. Sanırım öğrenci olmanın verdiği bir isyankarlık var. Özellikle 'Howard' çocuğu olarak büyüp, hiç bir politikayı desteklemeyip, herşeyi protesto eden bir öğrenci olarak, Rudd'a karşı olan bu duygularım devam ederse, ben ne yapacağım? Sonunda Avustralya'lı olmaktan, politik anlamda gurur duyuyorum. Bu belki çok kısa sürecektir, belki de bir kaç hafta sonra Rudd hakkında farklı satırlar yazıyor olacağım. Ama umarım gerçekleştirdiği projelerle, politikalarla ve attığı adımlarla Avustralya'yı daha iyi yerlere götürür. Bugüne kadar bu konuda olumlu girişimler olduğunu gözlemlemekteyiz.. Umarız devamı da böyle olur.
YorumlarLevent Uzunlar
{ 12 Mayıs 2010 16:06:54 }
Evet Avusturalya'nın Rudd'u varsa,bizim de Recep'imiz var! Bizler içinde durum aynen bu!! Yaptığı icraatlar ile Sülün Osman',Rocky'e parmak ısırtan değerli ve haşmetli başbakanımız,önyargılarımıza karşın, yaptığı icraatler,hizmetler ile sevgimizi,gönlümüzü kazandı,Hamd olsun. Geçen hergün ona karşı kanımız daha çok kaynıyor!! Onun da kat edeceği daha çok yol var elbet!! Beraber yürüdüğümüz,beraber ıslandığımız bu yollarda NAR AĞACI'na çıkana kadar,hep onunla birlikte olacak gönlümüz:))
umit
{ 20 Ağustos 2009 22:10:40 }
merhaba
bu siteye yeni girdim. Ilk yorumumu sizin yaziniza yazmak kismet oldu. Esimle ben Australya''ya geldimizin ucuncu ayinda Howard secimi kazandi. Biz Australya''yi Howard''la birlikte tanidik, deyim yerindeyse. Butun verilen hakar budandi, isci sinifina aciktan saldirilarin en yogun yasandigi donem oldu, insanlar daha da yoksuasti, irkciliga pirim verildi, siginmacilar neredeyse insanlik disi olrak anitildilar, ABD nin her dedigine bas sallayan bir yalama dis politikasi olusturuldu vb...Akli basinda Australyaliarin umudu oldu Isci partisi. Son secilerde iktidara gelir gelmez Kevin Rudd''dan cok sey beklendi. Cogumuz onun bir kurtarici oldugunu bile dusunduk. Ama kevin Rudd''in, enel anlamda duzen disi hic bir davranisi olmamisti ki. O, duzenin icinde duzeni sarsmadan belki birseyler yapaakti. netekim OZUR isi hepimizi sevindirdi. Pesinden devletin Kriz dolaisi ile verdigi paralarla zenginlestik:-))) Ama, iktidara gelmelerine neden olan IS kanununu degistirmeye yanasmadilar ornegin. Hala refugee politiklarinda bir degisiklik yapmailar. utelik daha da zorlastirdilar insani siginmacilik olayini. Gocmenligi zorlastirdilar. Irkcilik konusunda onemli bir adim ailmadi. Sendikalarla ters usulmeye devam edildi, sendikalarin kurdugu parti olmasina ragmen. Kevin Rudd, kisi olarak daMuhafazakar bir karaktere sahip. Ferruh Dinckal
{ 15 Şubat 2008 08:15:35 }
14 senedir Avustralya da yasiyorum. 11 senedir Avustralya vatandasiyim. Bukadar sene icinde Avustralya vatandasi olamaktan onur duymadim. Bir cok eksigine ragmen Ozur dileyebilme cesaretini gosteren, birde gelir gelmez cevreye duyarliligini protokal imzaliyarak ortaya koyan bir hukumet tarafindan idare edildigini bilmek bugunki dunyada buyuk bir zevk...
deniz gunal
{ 14 Şubat 2008 08:53:13 }
sevgili erdem,
Diğer Sayfalar: 1. bu yazin icin cok ama cok tesekkurler. ada'nin ve benim duygularimizi dile getirdin. ben, ne howard cocuguyum ne de kendimi evren, ozal, eylul cocugu olarak tanimlayabilirim. ne 60li kusaktanim ne 12 eylul kusagindan. benim kusagim bu anlamda cok ayricalikli bir kusaktir. soyle de demek olasi. pic kusak. dun sabah, biz de federasyon alanina geldik, ada ile. muthis bir kalabalik. duygulu, sakin. rudd'i duyabildik, ama ekranlari gorebilecek kadar yaklasamadik. rudd i gormeden, yalnizca konusmasini dinleyerek,icerigini, tonunu, vurgularini, durdugu yerleri dinleyerek urperdik. sevinc ve huzunle urperdik. ada, yakinlarda bir aborjin kadinin agladigini soyledi. ilerimizde beyaz bir kadin, ada gibi okulu asip gelmis, uniformali lise ogrencisi cocugunu kucakliyordu. dun ben de rudd i sevdim. bugune kadar hic bir politikaciyi durusu, yeri, yonu ne olursa olsun sevmedim. dun avustralya`yi, avustralya`lilari ve rudd`i cok sevdim. onun durust, temiz, samimi, onurlu bir insan oldugunu dusundum ve sonunda boyle bir basbakanimiz oldugu, dunyada boyle bir ulke oldugu icin cok mutlu oldum. gozlerim doldu. bu yolun basi elbette. eminim gerisi gelecek. yeter ki, baris icinde olsun. paylasmadan duramayacagim. rudd dan sonra, liberal parti baskaninin, bir sagciya cok uygun, cok gereksiz, rencide edici konusmasini dinlerken, ada, simdi rudd'in aklindan gecenleri bilmek isterdim ama herhalde 'gelecek secimleri de kazandim!!!' diyie dusunuyordur, dedi. cok gulduk. erdem'cim.... sana ve rudd'a yolunuz acik olsun diyorum. sevgilerimle........ deniz
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|