
Bugün Başbakan Kevin Rudd yerli halkalardan geçmişte yapılan tüm yanlışlar ve kötü davranışlar için özür diledi. Bizler de uzun zamandan sonra siyasal anlamda Avustralya'lı olmaktan gurur duyduk.
Yer Federasyon Meydanı, Melburn. Yaklaşık 5.000 kişi, ellerinde Aborojin ve Avustralya bayrakları, tek bir yürek olarak aynı kelimeleri ayakta alkışladılar. Büyük bir gurur, büyük bir mutululuk ve sevinç ile, her dil, din ve ırktan insanlar, çoğu gözyaşları içinde, sonunda istedikleri sözcükleri duydu: ‘özür dileriz.’
Bugün Avustralya tarihi bir gün yaşadı. Bir kaç ay önce iktidara gelen İşci Partisi, başbakan Kevin Rudd önderliğinde, yerli Aborojin halkından ve özellikle ‘çalınmış kuşaklar’ olarak adlandırılan nesilden, federal parlementoda özür diledi.
‘Çalınmış kuşak’ olarak adlandırılan Aborojinli nesil, eski hükümet görevlileri tarafından, ikinci dünya savaşından sonra ailelerinden alınıp, beyaz Avustralya’lılar tarafından yürütülen kamplara yerleştirilip ‘eğitilmişti’. Amaç, Aborojin kökenli çocukarı, beyaz Avustralyalı yaşam tarzını benimsemeleri ve zaman içerisinde de Aborojin soyunu tamamen Avustralya’dan silmek. Bir nevi soykırım girişimi. Bu Avustralya’nın kısa tarihinde oldukça acı bir dönemi.
Ama bugün, tüm yapılanlar, tüm aşağalamalar, sömürmeler ve verilen zrara için, federal parlemento özür diledi.
Bu özür gerekli idi. Ama bu özür için çok geç kalınmıştı. 1995 yılında başlayan ve iki yıl sonra hükümet ve medyaya verilen Bringing them Home adlı 700 sayfalık raporda, 1940’larda başlayan ve 1970’lilere kadar devam eden White Australia Policy politikası altında soykırım girişimleri, uluslar anlaşmaları, insan ve anayasa haklarını çiğneyen bir politika olduğu öne sürüldü. Rapor, hükümetin en kısa zamannda yerli halktan özür dilemesi ve tazminat vermesi gerektiğini önerdi.
Liberal Parti lideri ve eski başbakan John Howard, böyle bir önerinin ciddi bile alınamayacağını açıklarken, Aborojin’lere zamanında kötü davranıldığını kabul etti fakat ‘çalınmış kuşak’ diye bir şey olmadığı ve böyle bir politikanın iddia edilen amaçla yapılmadığını vurguladı. Başbakan Howard kendi ülkesinin gerçek tarihini inkar ediyordu.
Uzun zamandır beklenen ve 10 yıl geciken bu özür dilemede insanların neden duygulandığını anlaşılıyor aslında..
Melburn’un Federasyon Meydanında bu töreni büyük ekrandan izleyen Melburn’lı halk, Başbakan Kevin Rudd’ın konuşması esnasında bir çok kez alkışladılar. Rudd konuşmasına son noktasını koyduğu anda, meydandaki halk dakikalarca başbakanlarını ayakta alkışladı. Benzer görüntüler Avustralya eyaletlerinin diğer başkentlerinde de görüldü.
Fakat Başbakan’dan sonra parlementoya konuşan muhalefet lideri Brendan Nelson’a aynı tepkiler gelmedi. Nelson, konuşmasında Aborojinlerin bugün yaşadıkları sorunlarını (alkol bağımlılığı, çocuk tacizleri gibi) gelenlemeler yaparak anlatması, ve kimileri tarafından gereksiz yere Avustralya’nın savaşta kaybettiği askerleri de anarak Melburn’lı halk tarafından kınıldı. Melburn’lı halk, tempolu alkış tutarak, daha sonra da dev ekrana sırtlarını dönerek protestolarına devam ettiler.
Bugünkü özür ne için gerekli diye soranlar var. Eski politikalardan elbette bugünkü politikacılar sorumlu değildir. Fakat, zamanında farklı hükümetler tarafından yapılan bu politikalar sayesinde Aborojinli halk bir çok konuda toplumdan daha dezavantajlılar.
Bunlardan bazı örnekler. Yerli halkın:
- Polis tarafından göz altına alınması, sokakta aşağalayıcı cümleler işitmesi ve taciz edilmesi, Aborojin olmayan genel Avustralya’lı halktan 26 kat daha fazla olasılığı;
- Mahkeme yargılamalarında aldıkları cezanın genel halktan daha uzun olmasının 10 kat daha fazla olasılığı;
- Genel halktan 20 yıl daha az ortalama ömürleri;
- Çocuklarının bebek iken ölmeleri riskinin 3 kat daha fazla olasılığı;
- Çocuklarının sağlık olanaklara daha az ulaşımları; ve
- Çocuklarının orta okul ve daha sonra da iş bulma olasılığının diğer halktan 10 kat daha az olduğu biliniyor.
(Indigineous Australians raporu, Mick Dodson)
Bugün Avustralya için önemli ve olumlu bir adım idi. Umarız devamında Rudd Hükümeti ciddi girişimlerde bulunarak yerli halkın yıllardır yaşadığı bu sorunları yavaş da olsa çözüme doğru ilerlemelerini sağlar.