13 Şubat 2008. Bugün Avustralya için tarihi bir gün. Avustralya yerli halklarından geçmişte onlara yapılan her türlü yanlış ve kötü davranışdan dolayı ÖZÜR diledi. Başbakanın Parlementodaki konuşması ülke televizyonunan canlı yayınlandı. Ülkenin bütün şehirlerinde halk toplanarak izledi.
Melbourne’da Federasyon Alanında toplanan 2000 kadar kişi Başbakan Rudd’ın Avustralya adına dile getirdiği ÖZÜR konuşmasını alkışlarla dinledi. Ağlayanlar, birbirine sarılarak bu günü kutlayanlar oldu.
Başbakan, dünyanın süregelen en eski kültürlerinden olan Avustralya’nın mağrur yerli halklarını onurlandırmak için bu konuşmayı yaptığını, geçmişin hatalarını düzelterek geleceğe güvenle yürüme zamanının geldiğini belirtikten sonra tam üç kez yerli halklara SORRY dedi.
Başbakan’ın konuşmasından bazı bölümler:
“…… Bizler daha önceki Parlemento ve hükümetlerin uyguladıkları yasalar ve politikalar sonucu yurtaşımız olan diğer Avustralyalılara büyük acılar, kayıplar yaşattığımız için özür diliyoruz.
Bizler özellikle Aborjin ve Torres Strait adaları çocuklarını zorla ailelerinden uzaklaştırdığımız için özür diliyoruz.
Çalınmış Kuşakların çektiği acı, keder ve yaralanmadan dolayı, onların geride bıraktıkları ailelere ve onların çocuklarına “ÖZÜR DİLERİM” diyoruz.
Annelere, babalara, kız ve erkek kardeşlere, onları birbirlerinden, ailelerinden ve toplumlarından ayırdığımız için “ÖZÜR DİLERİM” diyoruz.
Ve, bu mağrur halk ve mağrur kültürü, aşağılayıcı, küçük düşürücü durumlar içine soktuğumuz için “ÖZÜR DİLERİM” diyoruz.
Biz, Avustralya Palementosu, ulusumuzun sağaltımı amacıyla saygıyla sunulan özürümüzün kabul edilmesini rica ediyoruz. ……”
Başbakan, konuşmasında, Parlemento’nun, geçmişin adaletsizliklerinin asla yaşanmayacağı bir gelecek tasarladığını, bu gelecekte geçmişteki eğitim, iş, sağlık alanlarında yerli halklarla aramızdaki eşitsizliğin kaldırılması için çalışılacağını, bu geleceğin karşılıklı saygı, çözüm ve sorumluluklar üzerinde kurulacağını ve kökenleri ne olursa olsun tüm Avustralyalıların eşit haklara sahip eşit ortaklar olarak geleceğimizin şekillenmesinde eşit görevler alacağinı vurguladı.
Elbette geçmişin yanlışlarını silmek olanaksız ama temiz bir vicdanla geleceğe uzanmak olası şimdi.
Avustralya halkı dünyanın tüm diğer halklarına bir örnek oluşturdu aynı zamanda. Yıllardır bu konuyu tartıştı, sesini duyurmak isteyen yerli halkla bir oldu, yürüdü, gösteriler yaptı. Ama birbiriyle hiç savaşmadı, kavga etmedi. Şiddetten uzak, yalnızca tartışarak kararını verdi.
Burada doğan ya da buraya göçmen olarak gelen tüm Avustralyalılar, birlikte yaşama, geleceği birlikte oluşturma ülkülerine, yerli halkların onurlarını geri vererek, geçmişin ırkçı politikalarını doğru tanımlayıp yapılan yanlışların sorumluluğunu alarak sahip çıktı.
Ulusal barış için ulusal uzlaşmanın gerekliliğini tüm dünyaya sakin ve onurlu bir biçimde gösterdi.
Biz de tarihin bu noktasında Avustralya’da olmaktan, Avustralya’lı olmaktan gurur duyuyoruz. “
İngiliz sömürgeciler Sydney’e ayak basmadan önce kıtanın yerlisi olan Aborjinler, binlerce yıl avcı-toplayıcı bir topluluk olarak yaşamıştı. Şimde ise sayıları, 21 milyonluk Avustralya nüfusu içinde 450 bin kadar olan ve ülkenin en yoksul etnik grubu durumundaki Aborjinler, ülkenin hapse düşme, işsizlik ve eğitimsizlik oranları en yüksek topluluğu. Aborjinlerin ortalama yaşam süresi bile, diğer Avustralyalılardan 17 yıl daha az.
1910’dan 1970’lere kadar annesi ya da babası Aborjin olan yüz bine yakın çocuk, Aborjinlerin yok olmaya mahkum bir ırk durumunda bulunduğu ve çocukları kurtarmanın insani bir alternatif olduğu varsayımına dayanan ulusal ve yerel yasalar çerçevesinde ailelerinden zorla koparılmıştı.